Eski EDOK komutanları hakkındaki darbe davası

- FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin dönemin KKK EDOK Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral İyidil ile EDOK Kurmay Başkanı eski tümgeneral Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi - Sanıkların, esasa ilişkin mütalaaya karşı savunmaları alınıyor

Google Haberlere Abone ol
Eski EDOK komutanları hakkındaki darbe davası

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil ile EDOK Kurmay Başkanı eski tümgeneral Hamza Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar ve sanık avukatları katıldı.

Tutuklu bulunduğu İzmir'deki cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katılan sanıklardan Hamza Koçyiğit, esasa ilişkin mütalaaya karşı yaptığı savunmada, üzerine atılı suçlamayı reddetti, FETÖ üyesi olmadığını, darbe girişimiyle ilgisinin bulunmadığını öne sürdü.

Genelkurmay Başkanlığından gelen sözde sıkıyönetim mesajlarına uyulması yönünde bir emir vermediğini savunan Koçyiğit, aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmedi.

Antalya 3. Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Musafa Kaya'nın kendisine iftira attığını öne süren Koçyiğit, şunları söyledi:

"Tanık olarak dinlenen ast birliklerin komutanları, darbe emirlerinin gereğini yapmaları yönünde benden bir talimat almadıklarını beyan ettiler. Böyle bir talimat verseydim huzurunuzda söylerlerdi. Benim kışlasını dahi koruyacak askeri bulunmayan Mustafa Kaya'ya darbe emirlerinin gereğini yap diye talimat vermem hayatın olağan akışına aykırı. Kaya, işlemiş olduğu suçtan birilerine iftira atarak kurtulmak istemiş ve kurtulmuştur. Eğer darbe girişiminin yanında yer alsam, Eğridir Dağ Komando Okulu var. Bu birliğe talimat vermem daha mantıklı olmaz mı? Neden daha kendi kışlasını koruyacak kuvveti bulunmayan birliği arayayım? Böyle bir emir vermediğimi 4 kişiyle ispat ediyorum. 3 kez ifade değiştiren Mustafa Kaya'nın kendini kurtarmak için söyledikleri delil olarak kabul ediliyor, ben burada sanık konumundayım. Darbeyi destekleyen biri olsaydım saat 21.00'de hainlerin yaptığı gibi görevimin başına gelir, Mustafa Kaya'nın beni aramasını beklemeden ben Kaya dahil tüm EDOK birliklerini arardım. Görevini darbecilerce atanan sıkıyönetim komutanına devreden Mustafa Kaya, Antalya valisi ve emniyet müdürünün tanıklığına rağmen beraat etti. Şimdi ben mi suçluyum? Ben darbeci, vatan haini değilim. Vatanını milletini canından ve ailesinden çok seven Türk subayıyım."

- Kızını görmeye gitmiş

Darbecilere karşı kışlada gerekli tedbirleri aldığını savunan Koçyiğit, astlarına, darbeciler tarafından yayınlanan "izindeki personelin çağırılması mesajınının iptali" ve "darbecilerin emirlerinin hiçbirine uyulmayacağının duyurulması" emirlerini verdiğini iddia etti.

Gece 01.00 sularında eşinin kendisini arayarak kızının yanına gitmesini istediğini anlatan Koçyiğit, savunmasını şöyle sürdürdü:

"Eşim kızımla görüşmüş. Kızımın psikolojisinin iyi olmadığını, çok büyük moral çöküntü içinde olduğunu, bizleri görmek istediğini ifade etti. Bana, 'Kızını görsen iyi olur.' dedi. Eşim aradıktan 20 dakika sonra damadım aradı. O da benzer şeyler söyledi. Kızım internetten bazı komutanların derdest edildiğini görünce benden endişe duymuş ve ağlamaya başlamış. Nerede olduklarını sordum. Kızımın akşam saatlerinde, doğum yapan eski üsteğmen Saadet Us'a hayırlı olsun ziyaretine gittiğini, olayların çıkması nedeniyle Us'un evinde kaldığını öğrendim. Buranın güvenli olup olmadığını sordum. Kışlada gerekli tedbirleri aldıktan sonra Saat 01.30'da kışladan ayrılmaya karar verdim. Nöbetçi subayla saat 03.30'da da görüştüm. 'Ast birliklerde vukuat yoktur.' denildi. Eşimin, kızımın yanına gitmemi istemesinden tam bir buçuk saat sonra gittim. Niyetim kızımın beni görüp sakinleşmesini sağlamaktı. Darbe girişiminin geçmesini, darbeci Us'ların evinde beklediğim iddiasını reddediyorum."

- "Helikopteri Güvenç istedi"

Darbe girişiminin başarısız olacağını anlayınca kaçmak için helikopter ayarlamaya çalıştığı iddiasını da kabul etmeyen Koçyiğit, helikopteri eski general Yıldırım Güvenç'in talimatı üzerine aradığını öne sürdü.

Güvenç'in 16 Temmuz sabahı arayarak derdest edilen komutanları Akıncı'dan Ankara'ya getirmek için helikopter istediğini ifade eden Koçyiğit, "Kim darbeci, kim değil bilemem, nasıl bulayım" dediği Güvenç'ten, "Bulamazsan Divan-ı Harpliksin" yanıtını aldığını, bunun üzerine helikopter ve pilot ayarlamak için ilgili kişilere ulaşmaya çalıştığını iddia etti. Koçyiğit, "Bir helikopterin menzili 400 kilometre. Helikopterle yakıt ikmali yapmadan yurt dışına çıkmam mümkün değil. Ayrıca kaçmak için pilot aramama da gerek yok. Ben pilotum. Darbenin başarısız olacağı belli olduktan sonra kaçmak varken neden günün o saatini bekleyeyim. Bu iddia mantıklı temellere dayanmıyor. Güvenç'in tanık olarak dinlenmesini istiyorum." dedi.

Akıncı Üssü'nde darbeyi yöneten firari Adil Öksüz'ün okul arkadaşı öğretmen üsteğmen Mehmet Akçakara ile 16 Temmuz'da yaptığı görüşmeye de yanıt veren sanık Koçyiğit, 16 Temmuz sabahı makamında otururken, tanımadığı bir üsteğmenin gelerek kendisinden sivil plakalı bir araç istediğini, böyle bir araç olmadığı için talebe karşılık vermediğini savundu.

Koçyiğit'in savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.

Yorumlar