Türkiye tarihinin en büyük davalarından biri olan Ergenekon
davasıyla ilgili Yargıtay tarafından verilen kararın gerekçesi de
tartışmalı bir şekilde yayınlandı. Yargıtay 16. Ceza
Dairesi’nin 275 sanıklı Ergenekon davasının usul ve
esastan bozulmasına ilişkin gerekçel jet hızıyla yayınlandı. Tatil
günü çalışan Yargıtay üyeleri gerekçeli kararı jet
hızıyla tamamladı. UYAP’tan tatil günü yayınlanan ilk karar
olan Ergenekon kararı, en kapsamlı temyiz kararı olma
özelliği de taşıyor.
Hürriyet'in haberine göre Kararda ‘Ergenekon operasyonlarını
hep aynı polislerin yapması, savcıların tutanakları sorgulamadan
iddianameye geçirmesi ve hâkimlerin de yasalara aykırı kanıtlara
göz yumması nedeniyle tarafsızlıkları konusunda haklı şüphe
oluşması’ yasaya aykırı görülüp bozma nedeni yapıldı. Gerekçeli
kararda, mahkemelere ve kolluğa gözaltı, arama, dinleme, dijital
delillerin toplanması konularında usul dersi verildi.
KROKİ 8 GÜN ÖNCE TARAF’TA
Kararda özetle şu saptamalar yer aldı: İşçi Partisi’ndeki
aramada ele geçirilen bir CD’de yer alan Yargıtay binası krokisi ve
bu krokinin açılımına dair bir metin belgesi 24 Mart 2008’de Taraf
gazetesinde yayınlandı. Belgenin büyütülerek incelenmesinde 13 Mart
2008’de, yani aramadan 8 gün önce Taraf
gazetesinin Ankara - İstanbul büroları arasında
fakslandığı hususundaki iddialar araştırılmadı. Bu konuda Taraf
gazetesi yetkilileri hakkında kamu davası açılmışsa dosyanın
incelenmesi gerekirdi.
Aynı CD’deki Nusret Senem tarafından oluşturulduğu mahkemece kabul
edilen ‘Liman Lokantası Yemeği’ belgesinde, yemeğe sanık Ergun
Poyraz’ın da katılacağı yazılı ise de belgenin oluşturulma tarihi
olan 2 Ocak 2008’de sanık Poyraz’ın tutuklu olduğu ve belgenin
gerçek dışı olduğu hususundaki savunmasının araştırılmadan karar
verilmesi.
İHBAR MEKTUPLARI KİMDEN
Yargılama sürecinde isim içeren ve içermeyen ihbar mektuplarının
kim ya da kimler tarafından yazıldığı yönünde herhangi bir
araştırmaya gidilmeksizin hükümde yer alması kanuna aykırı.
Soruşturma aşamasında devlet sırrına ilişkin belge ve
bilgiler, mahkeme yerine savcılıkça incelendi. Devlet
sırrı olduğu şüphesi duyulan belgeler konusunda ilgili kurumlardan
görüş alınması yerine, konunun uzmanı olmayan askeri savcılıklar ve
Genelkurmay Adli Müşavirliklerinden alınan görüşler doğrultusunda
hüküm kurulması.
Mahkemece, belgelerin ele geçtikleri tarihte halen sır niteliğini
taşıyıp taşımadıklarının araştırılması ve bu araştırma sonucuna
göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin
gözetilmemesi.
ÖRGÜTÜ NE ZAMAN KİM KURDU
Mahkemece, farklı zaman ve yerlerde ele geçen ve birbirini teyit
eden kanuni delillere göre Ergenekon terör örgütünün varlığının
sabit kabul edildiği belirtildi ve şu tespit yapıldı: “Kararda ise
örgütün hiyerarşik yapısının ortaya konulamadığı, departmanlar ya
da hücre yapılanmaları arasında irtibatın ne suretle sağlandığı,
astlık-üstlük ilişkisi, emir-talimat verme yetkisi her bir sanık
için ayrı ayrı değerlendirilerek, kime bağlı faaliyet yürüttüğü ve
kabul edilen örgüt hiyerarşisindeki yeri somut delillerle ortaya
konulmamış, sanıkların örgütün ana belgeleri kabul edilen
dokümanlardaki ibarelere atıflar yapılmak suretiyle örgüte
bağlandığı anlaşılmış olup, örgütün nerede, ne zaman, kimler
tarafından ne amaçla kurulduğu somut bilgilerle tespit
edilmemiştir.”
YASA BAŞBUĞ’A UYGULANMADI
Müebbet hapis cezasına mahkûm edilen eski Genelkurmay Başkanı
emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında dava açıldıktan sonra yasa
değişikliği yapıldığı; Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları
hakkında soruşturma açılmasının Başbakan iznine bağlandığı
anımsatıldı. Mahkemenin, Başbuğ’un atılı suçları görev kapsamında
işlemediği kabul ederek, davaya devam ettiği, suçlama
konusu İnternet Andıcı ve Yargıtay
11. Ceza Dairesi’nce beraatle sonuçlanan İrticayla
Mücadele Eylem Planı’nın Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı görevinin
kendisine sağladığı kolaylık ve avantajla gerçekleştirildiği, bu
eylemlerin doğrudan göreviyle ilgili olduğu vurgulandı. Kararda,
Başbuğ hakkında Yüce Divan yerine ağır ceza mahkemesinde dava
açılması ve yargılamaya bu mahkemede devam edilmesinin Anayasa’ya
ve yasalara açıkça aykırılık oluşturduğu belirtildi. Kararda,
“Yargılama henüz kesin olarak bitmemişse, yeni yasanın yürürlüğe
girmesinden itibaren yapılacak yargılama işlemlerinde kural olarak
yeni yasanın uygulanmasıdır. Açıklanan nedenlerle, sanık Mehmet
İlker Başbuğ ile bağlantılı suç işlediği iddia olunan
diğer sanıkların durumlarının da Yüce Divan tarafından takdir
edilmesi uygun görülmüştür” denildi.
ARSLAN’A TAHLİYE YOK
Gerekçeli kararda, Ergenekon davasından ayrılmasına karar verilen
Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan hakkında verilen ceza
miktarı, bozma içeriği, tutuklulukta geçirdiği süre ve halen başka
suçlardan cezaevinde olması nedeniyle adli kontrol kararının
yeterli olmayacağı kanaatiyle tahliye talebinin ve temyiz isteminin
reddedildiği kaydedildi.
MAHKEMELERE USUL DERSİ
Kararda mahkemelere ve kolluğa gözaltı, arama, dinleme, dijital
delillerin toplanması ve değerlendirilmesiyle, tarafsızlık ve
hukuka uygun soruşturma konularında usul dersi
verildi. Telefon dinleme ve delil olmayan tapelerin
imhası konusunda da AİHM kararları ışığında yasaya uygun dinleme
yapılması gerektiği vurgulanıp, bozma greekçesi yapıldı.
TEDAVİ DOĞRUYDU
YARGITAY’ın gerekçeli kararında sanık eski milletvekili Başkent
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın dönemin
Başbakanı Bülent Ecevit’in Başkent Hastanesi’ndeki tedavi
süreci örgütsel faaliyet kabul edilerek cezalandırıldığı
belirtildi. Gelen raporlar ışığında Ecevit’e tıbben doğru tedavi
uygulandığı ifade edilerek karar bozuldu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar