Erdoğan'dan 'öğrenci andı'ya ilgili yeni açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce MEB tarafından kaldırılan öğrenci andının yeniden okutulması gerektiğini savunan Danıştay'a bu kez Danıştay Sempozyumu'ndan tepki gösterdi. Erdoğan, yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini söyledi.
Danıştay'ın kendini yürütmenin yerine koyarak öğrenci andıyla ilgili yasağı kaldırmasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Dün AK Parti Grup Toplantısı'nda konuyu gündemine alarak Danıştay'a sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün de Danıştay Sempozyumu'nda benzer bir açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay'ın bu konuda bağımsız ve tarafsız davranması gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Danıştay Sempozyumu’nda önemli açıklamalar yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarından satırbaşları:
Bu sempozyum sadece Danıştay’ın 150. yılını kutladığımız bir zamanı kapsamıyor. Türkiye uzun yıllar milli iradeyi esir alan vesayetçi yapısından kurtulmuş, gerçek demokrasiye geçiş konusunda tarihi bir adım atmıştır. Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi devam edemez.
Bazı uygulamalar görüyorum ki çift başlılık değil hatta çok başlılığa giden bir süreç var ve bazı kavramların tanımında zorlanıyorum. Bugünkü kavramda da özellikle başlık çok çok güzel. Şürai devlet anlamı çok güze içeriği ile muhteşem danıştay o da başka. Bu işten iyi anlayanlar ortak şürai devlet nedir danıştay nedir inanın içinden çıkamazlar. Şürai devlet devletin danışması ya da danıştığı organ.
İzmir Limanı'nın ihalesini yapıyoruz Danıştay'da ihalesi 2 yıl bekliyor sonunda burayı alacak kişi vazgeçiyor, biz kaybediyoruz. 1 milyar doların bedelini bu millete ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Bunu bana Danıştay neyle izah edecek? Danıştay maalesef ağırdan aldığı zaman kim hesabını soracak? Bu bir tane örnek. Başka örnekler yok mu? Var. Böyle bir toplantıda böyle bir şeyin içine girmek istemem. Siyasi istikrarı garantiye alan cumhurbaşkanlığı hükmet sisteminde ilk defa güçler ayrılığı tam olarak tesis edilmiştir. Yargının hakemlik vasfını yerine getirmesi yargının çizdiği iki kavrama sadık kalmasıyla mümkün olabilir.
17/25 Aralık ve 15 Temmuz'da yaşadığımız acı tecrbüler bunların ne kadar hayati öneme sahip olduğunu göstermiştir. Bağımsızlık ve tarafsızlık yerine FETÖ'den gelen emirleri yerine getirenler ülkemizi felakete sürüklemiştir. İstiklal Harbi'nde olduğu milletimiz ve devletimiz sırt sırta vererek işgal girişimini püskürtmüştür.
Hukuk devletinin mütemmim cüzü etkin ve hızlı işleyen, milletin vicdanını rahatlatan kararlara imza atan yargının mevcudiyetidir. Yargının bu görevi yerine getirebilmesi de objektif, adil şekilde çözmesine bağlıdır. Yargı organlarının kanuni çerçeveye sadık kalarak hareket etmesi kurum, kuruluşların tavrından çok daha önemlidir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokrasinin olmazsa olmazıysa jürikdosi de büyük bir tehdittir. Yasayı uygulamak yerine, yasa koyucu gibi hareket etmek asla doğru değildir.
Merak ediyorum, yerindelik görevi idareye mi ait yoksa yargıya mı ait? Bunun kavgasını 16 yıldır hep verdik, veriyoruz. O zaman yargı gelsin idare görevini de üstlensin. Bir taraftan kalkıp bunların ayrılığından bahsediyoruz, diğer taraftan yerindelik yetkisini de yargı kullanıyor. Böyle bir şey olamaz. Danıştay olarak bir istişari organ olarak diyorsak, istişari organ görevini ifa etmesi gerekir.
Şu anda Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini hazırlamadan önce, Danıştay'dan bunu soracak, izin alacaksak ben bu makamda durmayım, çekiyim gideyim. Kusura bakmayın yanımda bunca hukukçu var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor. Gelip yan gelip yatın diye ödemiyor ki... Öyleyse kuvvetler ayrılığını tanımı içerisinde aynen uygulamamız gerekiyor.
Danıştay And ile karar veriyor, 5 yıldır neredeydiniz? Niye şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Biz alkışlanması gerektiği zaman alkışlarız, yanlış olduğu zaman söylemek durumundayız. Millet tokat atması gerektiği zaman bana atıyor, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizi değil. Biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz.
Yassıada Mahkemelerinden 28 Şubat'a kadar yargının siyasallaşmasının bedelini yargı camiamız da ödemiştir. Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına göz yummamalıyız. Son günlerde yaşanan kimi tartışmaların hukuk içinde çözüme ulaşacağına inanıyorum.
Yorumlar