Enflasyon Raporu 2018-I

- Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya: (2) - "Tüm finansal gelişmeler toplulaştırılmış şekilde dikkate alındığında, 2017 yılının genelinde, toplam finansal koşulların iktisadi faaliyetteki canlanmayı desteklemiş olduğu görülüyor" - "Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla 2017 yılı boyunca parasal sıkılaşmayı kademeli olarak güçlendirdik. Yıl boyunca piyasayı büyük oranda tek bir kanaldan fonlayarak para politikasının öngörülebilirliğini de önemli ölçüde artırdık"

Google Haberlere Abone ol
Enflasyon Raporu 2018-I

ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Tüm finansal gelişmeler toplulaştırılmış şekilde dikkate alındığında, 2017 yılının genelinde, toplam finansal koşulların iktisadi faaliyetteki canlanmayı desteklemiş olduğu görülüyor." dedi.

Çetinkaya, "Enflasyon Raporu 2018-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda, küresel ve yurt içi makroekonomik görünüm çerçevesinde güncelledikleri orta vadeli enflasyon tahminlerini ve bu tahminlerin arka planında yer alan para politikası duruşunu anlattı.

Raporda konjonktürel gelişmelerin anlatıldığı bölümlere ilave olarak ekonomik gündeme ilişkin öne çıkan bazı özel konulara dair çalışmalara da yer verdiklerine işaret eden Çetinkaya, ABD'deki vergi reformunun olası etkilerinin ele alındığını, Türkiye'de çekirdek enflasyon dinamiklerinin alt gruplar itibarıyla analiz edildiğini, 2017 yılında Türkiye’nin ithalat dinamiklerinin incelendiğini ve yıl sonu enflasyon tahminlerinin değerlendirildiğini bildirdi.

Çetinkaya, küresel iktisadi faaliyetteki canlanma ve finansal piyasalardaki düşük oynaklığın katkısıyla küresel risk iştahının güçlü seyretmeye devam ettiğini belirterek, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy girişlerinin istikrarlı görünümünü koruduğunu bildirdi.

Küresel enflasyon, emtia ve petrol fiyatlarındaki değişimlere bağlı olarak dalgalansa da çekirdek enflasyonun düşük seviyelerde yatay bir seyir izlediğini dile getiren Çetinkaya, bu kapsamda, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikasında normalleşme adımlarının ılımlı bir hızda devam ettirdiğine dikkati çekti. Çetinkaya, söz konusu adımların büyük ölçüde beklentilerle uyumlu gerçekleşmesi nedeniyle gelişmiş ülkelerin uzun vadeli faizlerindeki artışların sınırlı düzeylerde bulunduğunu kaydetti.

Çetinkaya, eylülde Fed'in normalleşme sürecindeki kararlılığını vurgulaması dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinde geçici artışlar gerçekleştiğine işaret ederek, Türkiye’nin ülke risk priminin eylül ayı ortalarından kasımın ikinci yarısına kadar geçen dönemde jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle diğer gelişmekte olan ülkelerden bir miktar olumsuz yönde ayrıştığını ancak kasım ayının sonundan bu yana alınan politika önlemleri ve küresel risk iştahındaki toparlanma sayesinde döviz kuru oynaklıkları, piyasa faizleri ve risk primi gibi finansal göstergelerde iyileşme gözlendiğini vurguladı.

- "İhracatın büyümeye desteğinin sürmesini bekliyoruz"

Rapor döneminde, Türkiye’ye yönelen portföy akımlarının bu gelişmeler çerçevesinde bir miktar dalgalansa da yılın ikinci ve üçüncü çeyreğindeki güçlü girişlerin katkısıyla 2017 yılını birikimli olarak geçmiş yıllar ortalamasının üzerinde tamamladığını belirten Çetinkaya, şunları kaydetti:

"İktisadi faaliyetteki olumlu görünümün etkisiyle bankaların kredi verme iştahı yılın son çeyreğinde de devam etti. Tüketici enflasyonu, Türk lirasının döviz kuru sepeti karşısındaki değer kaybı ve başta petrol olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar nedeniyle bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 0,7 puan artarak 2017 yılını yüzde 11,9 seviyesinde tamamladı. Bu dönemde toplam talep koşulları enflasyondaki yukarı yönlü seyri desteklerken, maliyet yönlü etkilerin üretici fiyatlarını önceki iki çeyreğe kıyasla önemli ölçüde ivmelendirdiğini ve tüketici fiyatları üzerinde baskı oluşturduğunu gözlemledik. İktisadi faaliyet, üçüncü çeyrekte, Ekim Enflasyon Raporu’nda ortaya konulan görünümle uyumlu biçimde güçlü seyrini sürdürdü. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetin son çeyrekte de gücünü koruduğuna işaret ediyor."

Çetinkaya, dayanıklı tüketim mallarına verilen teşviklerin sona ermesini takiben, dördüncü çeyrekte özel tüketimin bir miktar zayıfladığını, diğer taraftan makine teçhizat yatırımlarının dönemlik bazda toparlanmayı sürdürdüğünü tahmin ettiklerini belirterek, "Bu dönemde ihracattaki güçlü seyir devam ederken ithalatın ikinci ve üçüncü çeyreklerdeki hızlı artışların ardından bir miktar ivme kaybettiğini gördük. İthalattaki bu görünüm, iktisadi faaliyetteki sınırlı ivme kaybı ve döviz kuru gelişmelerinin yanı sıra altın ithalatındaki yavaşlamadan kaynaklanıyor. 2018 yılında reel kurdaki birikimli değer kayıpları ve küresel büyümenin güçlenmesiyle birlikte ihracatın büyümeye desteğinin sürmesini bekliyoruz." diye konuştu.

- "Finansal koşullar iktisadi faaliyetteki canlanmayı destekledi"

Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak amacıyla 2017 yılı boyunca parasal sıkılaşmayı kademeli olarak güçlendirdiklerini ifade eden Çetinkaya, yıl boyunca piyasayı büyük oranda tek bir kanaldan fonlayarak para politikasının öngörülebilirliğini de önemli ölçüde artırdıklarını belirtti.

Çetinkaya, kasımda, döviz kurunda yaşanan oynaklıkların ve ekonomik temellerden uzaklaşan fiyat oluşumlarının fiyat ve finansal istikrar üzerinde yaratabileceği olumsuz etkileri bertaraf etmek amacıyla bazı likidite tedbirleri aldıklarını hatırlattı. Çetinkaya, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buna bağlı olarak ağırlıklı ortalama fonlama faizimiz yüzde 12,25 seviyesine yükseldi. Ayrıca, döviz likiditesini destekleyici çeşitli önlemler de aldık ve 20 Kasım 2017 tarihinde reel sektörün döviz kuru riskinin etkin yönetilmesi amacıyla 'TL Uzlaşmalı Vadeli Döviz Satım İhaleleri' düzenlemeye başladık. 2017 yılı Aralık ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ile yaşanan maliyet gelişmelerinin beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdığını vurgulayarak, borç verme faiz oranını yüzde 12,75’e yükselttik. Bu yılın ilk PPK kararında da, enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşu kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade ettik."

Geçen yılın son çeyreğinde, çeşitli sektörlerdeki KDV indirimlerinin sona ermesi ve baz etkileriyle tüketici kredileri artış hızında ılımlı bir gerileme olduğuna işaret eden Çetinkaya, söz konusu dönemde, ticari kredilerdeki dengelenme süreci devam ederken toplam kredi büyüme hızının ise yatay seyrettiğini vurguladı.

Çetinkaya, tüm finansal gelişmeler toplulaştırılmış şekilde dikkate alındığında, 2017 yılının genelinde, toplam finansal koşulların iktisadi faaliyetteki canlanmayı desteklemiş olduğunun görüldüğünü söyledi.

(Sürecek)

Yorumlar