Emekli polis 'mücadelesi'ni avukat olarak sürdürüyor
Eskişehir'de uzun yıllar asayiş ve terörle mücadele şube müdürlüğü görevini yürüten ve FETÖ mensuplarının baskısı nedeniyle vaktinden önce emekliliğe ayrılan Eyüp Gökhan Keçe, terör örgütüyle mücadelesine avukat olarak devam ediyor
Eskişehir'de uzun yıllar asayiş ve terörle mücadele şube müdürlüğü
görevini yürüten ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının
baskısı nedeniyle vaktinden önce emekliliğe ayrılan Eyüp Gökhan
Keçe, terör örgütüyle mücadelesini avukat olarak sürdürüyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile
siyasetçi ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu bazı kişileri
usulsüz dinleyen ve FETÖ ile bağlantısı tespit edilen polislerin
yargılandığı davada müşteki 8 polisin avukatlığını yürüten Keçe,
1987'de girdiği emniyet teşkilatındaki örgüt yapılanmasının
varlığını daha o yıllarda fark ettiklerini söyledi.
Okula başladıktan bir ay sonra gruplaşmaların olduğunu
hissettiklerini belirten Keçe, "Sabah namazında mescide giderlerdi
ama namaz dışında sohbetler yapılıyordu. Namaz vakitlerinden çok
daha fazla zaman ayırıp sohbet yapılıyordu. Arkadaşlardan bunu
duyuyorduk." diye konuştu.
"Soruşturma yiyen kişi daha sonra emniyet müdürü
oldu"
Keçe, 1991 yılında okuldan mezun olurken çekilen kuralarda
usulsüzlük yapıldığını öne sürerek, şöyle devam etti:
"Kurayı çektiren heyetin bulunduğu odada masa altında 4-5 torba
varmış. Bu torbalardan kendi oluşumları içinde olan kişiler hep
belirli yerleri çekiyorlardı. Hep önemli yerlerdi. Bu oluşumun
içinde olmayan bizim gibi kişiler de sokak polisliğini çekiyordu.
Böyle olunca o dönemin Emniyet Genel Müdürüne ulaşıldı. Kuralar
çekilirken emniyet müdürü okulu bastı. Müdür, kuranın çekildiği
odaya girdi. Baktı ki masaların altından farklı farklı torbalar
çıktı. Halbuki bir torba olması gerekiyor ve herkesin o torbadan
kura çekmesi gerekiyor. O akşam bu usulsüzlüğü yapanlara işlemler
yapıldı. O gün soruşturma yiyen kişiler soruşturma sürecinden sonra
il emniyet müdürü bile oldu. Bunların en bariz örneği geçen
günlerde tutuklanan eski İzmir Emniyet Müdürüdür. O kuralar
çekilirken komiserdi ve görevliydi. O dosyadan soruşturma yiyen
kişi daha sonra emniyet müdürü oldu."
"Çocuklarını ışık evlerine verdiklerini
anlatıyorlardı"
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 10
yıl görev yaptığını anlatan Keçe, "O tarihte istihbarat şubesindeki
kişilerin bu oluşum içinde olduğunu biliyorduk. Çocuklarını ışık
evlerine verdiklerini, 'abi'leri, 'abla'ları olduğunu yanımızda
anlatıyorlardı ama o dönemde biz kendi işimizi yapmaktan bu
kişilerin ne yaptığını göremedik." ifadelerini kullandı.
Keçe, 2003 yılında Eskişehir'e tayin edildiğini ve emekliye
ayrıldığı 2013'e kadar 3 emniyet müdürüyle çalıştığını
bildirdi.
Hanefi Avcı'nın Eskişehir'de göreve başladıktan yaklaşık 10 ay
sonra tayin tasarrufunda bulunduğunu belirten Keçe, "Beni terörle
mücadele şube müdürlüğüne atadı. Bu atamadan kısa bir süre sonra
kitabını yayımladı. Daha sonra gözaltına alındı, tutuklandı. Hanefi
Avcı sürecinden sonra herkesi bir yere sürdüler. Beni de Sivrihisar
ilçe müdürü yaptılar. Hanefi Avcı'nın atadığı müdürlere çok baskı
yapıldı. Hep ensemizde soludular." şeklinde konuştu.
"Bulunduğum eve uyuşturucu ihbarı yapıldı"
Avcı'nın ardından emniyet müdürlüğünde farklı bir süreç başladığını
ve o dönemlerde kendisiyle ilgili bir kumpas girişimi olduğunu
vurgulayan Keçe, şunları kaydetti:
"İstihbarattan bir başkomiser, 'Ali Tekin' kod adıyla ankesörlü
telefondan benim bulunduğum evin adresini vererek uyuşturucu
ihbarında bulunmuş. O gün haber merkezinin duyarlılığı sayesinde
kişi, ankesörlü telefonda konuşma yaptığı sırada yakalandı.
Yakalandığı halde hakkında en ufak soruşturma dahi açılmadı. Bunlar
bizi bitirmeye yönelik girişimlerdi. O başkomiser ankesörlü
telefonda yakalanmasaydı kanuna aykırı delilleri eve serpiştirip,
bizimle ilgili işlem yapılıp cezaevini girecektik. Çok düzenli ve
titiz çalışmamız sayesinde onların kumpaslarından kurtulduk."
"Emniyet içinde o dönemde imparatorluk
kurdular"
Keçe, bir yıl içinde 4 şubeye tayin edildikten sonra vakti
dolmadığı halde 2013'te emekli olmaya karar verdiğine dikkati
çekerek, "Emniyet içinde o dönemde çok büyük imparatorluk kurdular.
Etrafımızdaki arkadaşlarımız sürekli soruşturma yedi. Budanmış,
yetkisiz bir duruma geldik. Polis memurları bile bize acıyarak
selam veriyordu. Emekli olmaya karar verdim. Polis akademisinde
geçen yıllarımı borçlanarak emekli oldum." dedi.
"Teşkilat aşığı bir insandım"
Avukatlık mesleğine nasıl adım attığına da değinen Keçe, 1990
yılında hukuk fakültesini kazandığını ancak devam edemediğini
söyledi.
Keçe, 2008 yılındaki aftan yararlanarak tekrar okuluna devam
ettiğini ve 2011'de diplomasını aldığına işaret ederek, şöyle
konuştu:
"Bu insanlarla mücadele ederek sabahlara kadar çalışıp hukuk
fakültesini bitirdim. Emekli olduktan sonra 2014 yılında da
avukatlık büromu açtım. Teşkilat aşığı bir insandım. Hukukçu
olsaydım çok daha önceden olabilirdim ama ben polis olmak istedim.
Senelerce aktif şubelerde çalıştım. Eğer FETÖ yapılanmasının bu
derece baskıları olmasaydı, zorla emekliliğe sevk etmeselerdi ben
teşkilatımdan ayrılmazdım. İdeallerim vardı. Mukadderat buymuş.
Emekli olduktan sonra daha farklı bir platformda, daha hür şekilde
emniyet platformunda yürütemediğim mücadelemi devam ettiriyorum."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar