Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 5. sınıflarda hazırlık
mahiyetinde yabancı dil ağırlıklı eğitim verilmesi ve bunun bütün
okullar için zorunlu tutulması yerine 2013'ten itibaren uygulandığı
gibi altyapısı uygun okulların isteğine bağlı olması gerektiğini
savundu.
Yalçın, Eğitim Bir-Sen Genel Merkezi'nde, 5. sınıfın yabancı dil
dersi ağırlıklı hale gelmesi çalışmalarına ilişkin basın toplantısı
düzenledi. Yalçın, Eğitim Bir-Sen olarak, eğitim hizmeti sunan kamu
görevlilerinin hakkını, hukukunu koruyan yetkili sendika kimliğinin
yanında, eğitim alanına dönük bilimsel çalışmalar ve yayınlarla da
akademik üretim merkezi olma özelliği ile sorumluluklarının
bulunduğunu belirtti.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Orta Vadeli Program'ı tanıtırken
yaptığı, "İlk dörtten sonra, ikinci dörde başlamadan önce, 5.
sınıfta, bir yıl boyunca yabancı dil eğitimini vereceğiz"
açıklamasıyla yeni bir gündemin oluştuğunu ifade eden Yalçın,
"Yıllardır süren 'Neden yabancı dil öğretemiyoruz' ya da 'Yabancı
dili neden öğrenemiyoruz' tartışması, 5. sınıfın yabancı dil dersi
ağırlıklı olması hedefini içeren bu açıklamayla yeni bir boyut
kazanmıştır. Yabancı dil konusundaki sıkıntının kaynağı 'Sistemin
yetersizliği mi, öğrencilerin isteksizliği mi' sorusuna yönelik
netlik ve asgari müşterek sağlayacak bir cevap henüz ortada yok."
diye konuştu.
Yalçın, eğitimin, "Bunu yapamayız" ve "Bundan başkası yapılamaz"
bahanelerini devre dışı bırakan insanlaşma ve uzmanlaşma disiplini
olduğunu anlatarak, "Eğitimin bütün konularına bu çerçeveyle
bakıyoruz. Yabancı dil öğretimine de yabancı dil öğrenmeye de bu
zeminde bakıyoruz. Vatandaşlarına yeterli düzeyde yabancı dil
öğretemeyen, öğrenme motivasyonu üretemeyen bir fiili durum var.
Ancak, sorunu çözmek için ortaya konan irade, yeni sorunlar
üretecek niteliktedir.
Bu anlamda, hem bir isabetsizlik hem de bir acelecilik söz
konusudur." görüşünü dile getirdi.
Sorunun ders saatini artırarak çözülmeyeceğini, Türkiye'nin yabancı
dil öğretimine ayırdığı toplam sürenin, ilkokul düzeyinde AB
ülkeleri ortalamasının biraz altında, ortaokul düzeyinde ise AB
ülkeleri ortalamasında ve OECD ülkeleri ortalaması üzerinde
olduğunu belirten Yalçın şunları kaydetti:
"Türkiye’nin yabancı dil öğretimi için ayırdığı süre genel olarak
diğer ülkelerle uyumludur.
Dolayısıyla, öğrencilerin yabancı dil düzeylerine ilişkin başarı ve
başarısızlık, tek başına ders saatleriyle ilişkili görünmemektedir.
Ders saatlerini artırmak da yabancı dil öğretimi ve öğrenimi
sorununu çözme yöntemi olarak görülmemelidir. Ders saatlerinde,
haftalık ders programında yabancı dil derslerinin artırılmasının
üreteceği diğer sorunlara gözümüzü kapatmamız bekleniyor. Bunu
sendikacı olarak da eğitimci olarak da veli olarak da yapamayız,
yapmayız. Bu yüzden, Eğitim-Bir-Sen olarak, 'Beşinci Sınıfın
Yabancı Dil Dersi Ağırlıklı Hale Getirilmesi: Zorluklar, Riskler ve
Alternatifler' başlıklı bir analiz çalışması yaptık. Bu çalışmanın
önemli içeriklerini, başlıklarını kamuoyuyla paylaşarak 'Yeniden ve
birlikte düşünelim' çağrısı yapıyoruz."
"İhtiyaç duyulan öğretmen sayısı 40 binin
üzerindedir"
5. sınıflarda yabancı dil ders saatinin 3'ten 6’ya çıkarılması
durumunda, 20 bine yakın öğretmen ihtiyacı oluşacağını, 3’ten 15’e
veya 18’e çıkarılması durumunda ise bu sayının toplam 40 ile 46 bin
500 arasında değişeceğini ifade eden Yalçın, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"2016 KPSS Yabancı Dil (İngilizce ve Almanca) Alan Bilgisi
Sınavı'na yaklaşık 17 bin 500 adayın katıldığı ve Ekim 2016’da
bunlardan bin 500'ünün atandığı dikkate alındığında, yabancı dil
öğretmeni aday sayımız 16 bin civarındadır. Bunların tamamının
ataması yapılsa dahi, yabancı dil dersi saatinin 3'ten 6'ya
çıkarılması senaryosundaki toplam öğretmen ihtiyacı
karşılanamaz.
Yabancı dil ders saatinin artırılması durumunda, öğretmen
atamalarında yabancı dil öğretmenliği branşı ağırlıklı bir tablo
oluşacaktır. Bu tablo, 400 bine yaklaşan atama bekleyen öğretmen
adayı kitlesinin daha da artmasına ve bazı alanlarda öğretmen
ihtiyacının yeterince giderilememesine neden olacaktır."
Yabancı dil öğretmeni açığını kapatmaya yönelik, diğer lisans
programları mezunlarından öğretmen ataması yapılması gibi bir
uygulama devreye konulmak istendiğinde, uygulamanın, hem kaliteye
hem de eğitimin yerel dinamiklerle ilişkisine yönelik haklı
kaygılar üreteceğini söyleyen Yalçın, uygulamayla yabancı uyruklu
öğretmen istihdamını da gündeme getirme çabaları olacağını ve bunun
atama bekleyen 400 bin civarında öğretmen adayının tepkisine neden
olacağını savundu.
Yalçın, 5. sınıfta yabancı dil ders saatlerinin 3 saatten 15-21
saate çıkarılmasının 5. sınıfta ders veren diğer branş
öğretmenlerini norm kadro fazlası olmak yönüyle de huzursuz
edeceğini belirtti.
"Yabancı dil eğitiminin 'zorunlu' olması endişe
verici"
5. sınıf öğrencileri için yabancı dil ağırlıklı bir müfredatın
uygulanmasının çok kritik bir gelişim evresinde diğer derslerin
ihmal edilmesine yol açabileceğini savunan Yalçın, " Küresel
inovasyon yarışında bütün ülkeler eğitim sistemlerinde fen
bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına ağırlık
verirken veya bu alanların eğitiminin iyileştirilmesine yönelik
reformlar yaparken, Türkiye’nin, öğrencilerin öğrenmeye en açık
oldukları bir dönemde bütün okullarında yabancı dile ağırlık
vermesi tartışmaya açıktır. Tepki oluşturacak bir başka nokta,
yabancı dil eğitiminin ailelerin isteklerine bakılmaksızın bütün
öğrencilere zorunlu bir şekilde verilecek olmasıdır." dedi.
Hazırlık sınıfı uygulamasının verimliliği konusunda tereddütlerinin
olduğunu dile getiren Yalçın, konuyla ilgili önerilerini şöyle
anlattı:
"5. sınıfın hazırlık mahiyetinde yabancı dil ağırlıklı eğitim
vermesi, bütün okullar için zorunlu olmak yerine, 2013'ten itibaren
uygulandığı üzere altyapısı uygun okulların isteğine bağlı
olmalıdır. Ancak, ortaokullar arasında rekabeti artıracak bir
yaklaşımdan özellikle kaçınılmalıdır. Bir başka ifadeyle, imkanlar
ölçüsünde her öğrencinin mahallesinde okula gidebilmesi ilkesi
gözetilmelidir. 5. sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim veren
okullarda eğitim alan öğrencilerin, sonraki yıllarda yabancı dil
becerileri gözlenmeli ve diğer okullarda eğitim alan öğrencilerin
yabancı dil becerileri açısından kıyaslanmalıdır. Benzer şekilde,
bu tür uygulamaların yabancı dil dışındaki dersler üzerindeki
etkisi de sistematik olarak izlenmelidir."
Hazırlık sınıfından ziyade eğitim sisteminin altyapısını
zorlamayacak şekilde ders saatlerinde küçük artışların tercih
edilmesi gerektiği görüşünü ifade eden Yalçın, mevcut yabancı dil
öğretimi niteliğini artırmaya ve öğrencilerin yabancı dili
konuşmalarını teşvik eden çalışmalara öncelik verilmesi gerektiğini
söyledi.
Yalçın, yabancı dilin öğretilmesinde çeşitlendirmeye gidilmesi ve
okulda müfredata bağlı bir yaklaşım yerine, müfredat dışı
etkinliklerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar