DÜZELTME
Dün saat 11.14'de yayımlanan "Türk bakan, Pakistanlıların gözünde kahraman oldu" başlıklı haberimizin başlığında sehven yer alan "Bakan" ibaresi "Bakan Yardımcısı" olarak değiştirilmiştir.
Haberimizi düzelterek yeniden yayımlıyoruz.
Saygılarımız
- Türk Bakan Yardımcısı, Pakistanlıların gözünde kahraman oldu
- Pakistan'dan Avrupa'ya uzanan umut yolculuğu sırasında donarak hayatını kaybeden Selman Khan'ın annesinin "Oğlumun cansız bedeni de olsa bana ulaştırın" çağrısını AB Bakan Yardımcısı Şahin duydu
- Selman'ın cenazesini annesine kavuşturan Şahin, Pakistan medyasında geniş yer buldu
- AB Bakan Yardımcısı Şahin:
- "Türkiye'den yaklaşık 4 bin kilometre uzakta olan Pakistan'ın Peşaver kentinden, okur yazar olmayan, evladını Batı'nın soğuk ve merhametsiz sınırlarında kurban vermiş bir annenin yakarışıydı bu mektup"
- "Annesinin, Selman'ı donmuş bir şekilde görmesini istemedik. Onu, annesine, dünyadan cennete uğurlanan bir damat gibi hazırladık"
- "Bu çocukların Batı'nın sınırlarına bu şekilde yönelişleri, Asya'dan, Ortadoğu'dan, Afrika'dan yüzyıldan bu yana sömürülüp, çalıp götürülen kendi zenginliklerine doğal bir yöneliş"
ANKARA (AA) - AYNUR EKİZ - Avrupa Birliği (AB) Bakan Yardımcısı Ali
Şahin, Bulgaristan güvenlik güçleri tarafından sınırı geçmeye
çalışırken yakalandıktan sonra ayakkabıları dahi alınarak, ölüme
terk edilen Pakistanlı Selman Khan'ın cenazesini ailesine
kavuşturdu.
Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla Bulgaristan'a geçen, orada
güvenlik güçleri tarafından yakalanarak sınır dışı edilen ve
sığındığı harabede donarak, hayatını kaybeden Selman Khan'ın annesi
Manra'nın "Oğlumun cansız bedeni de olsa bana ulaştırın" çağrısını
AB Bakan Yardımcısı Şahin duydu.
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Şahin,
Pakistanlı bir sosyal medya kullanıcısının kendisine Twitter
üzerinden ulaştığını ve "Bu fakir aileye yardımcı olur musunuz"
diyerek, Selman Khan'ın durumunu paylaştığını anlattı.
Üniversite eğitimini 1990-1997 yılları arasında Pakistan Karaçi
Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladığını, Güney
Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin (GASAM) Başkanlığını
yürüttüğünü ve Pakistan Büyükelçiliği ile sürekli temas halinde
olduklarını belirten Şahin, bu nedenle sosyal medyada Pakistanlı
pek çok takipçisi bulunduğunu ifade etti.
Pakistanlı takipçileri aracılığıyla, kendisine Selman Khan'ın
fotoğrafı ile okur yazarlığı olmayan annesinin parmak izinin yer
aldığı bir mektubun ulaştığını aktaran Şahin, "Türkiye'den yaklaşık
4 bin kilometre uzakta olan Pakistan'ın Peşaver kentinden, okur
yazar olmayan, evladını Batı'nın soğuk ve merhametsiz sınırlarında
kurban vermiş bir annenin yakarışıydı bu mektup. Bu, hayatımda
aldığım en acılı mektuptu. İnşallah bu mektup Doğulu acılı
annelerin yazdığı son mektup olur." dedi.
Bu mektubu okur okumaz Kırklareli Valisi Esengül Civelek'i
aradığını kaydeden Şahin, "Pakistanlı bir kardeşimizin sınırda
vefat ettiğini söyledim. Gerekli işlemleri hızlandırabilirlerse bu
evladımızı, annesine kavuşturmak istediğimi söyledim. Sağ olsun,
yakinen ilgilendiler." diye konuştu.
Hikayesini öğrenmesinin ardından, Selman'ın çok daha vahim bir
şekilde hayatını kaybettiği bilgisini aldığına işaret eden Şahin,
şunları söyledi:
"Selman, Bulgaristan sınırını geçiyor. Orada Bulgaristan güvenlik
güçleri tarafından yakalanıyor, gözaltına alınıyor. Daha sonra
ayakkabıları çıkartılarak, o gecenin soğuğunda, karlı kış ortamında
tekrar Türkiye sınırına bırakılıyor. Burada bir harabeye sığınıyor
Selman Khan ve maalesef hayatının en uzun uykusuna dalıyor. Donarak
hayatını kaybediyor. Bu, Batı'nın merhametsiz ve soğuk sınırlarında
yaşanan dramlardan sadece birisiydi. Anne bize ulaşamamış olsaydı,
Selman muhtemelen kimsesizler mezarlığında, meçhul bir mezarda
olacaktı. Annesi, cansız bedeni de olsa, orada gidip ziyaret
edebileceği, çiçek ekebileceği, başında Yasin-i şerif okuyabileceği
bir mezarı olsun istiyordu. Selman'ın cansız bedenini annesine
kavuşturmanın, canlı bedenini kavuşturmak kadar değerli olacağını
hissettim."
- "Selman'ı cennete uğurlanan bir damat gibi hazırladık"
Selman'ın Kırklareli'nde otopsi işlemlerinin hemen tamamlandığını
ve sonrasında İstanbul Adli Tıp'a yönlendirildiğini belirten Şahin,
buradaki işlemlerin de tamamlanmasının ardından, Türk Hava Yolları
(THY) Genel Müdürü Bilal Ekşi'ye ulaştığını ve durumu anlattığını
bildirdi.
Şahin, Selman'ın cansız bedeninin annesine kavuşturulması talebi
üzerine THY Genel Müdürü Ekşi'nin "Şeref duyarız" dediğini
aktardı.
Annesinin, Selman'ı donmuş bir şekilde görmesini istemediklerini
kaydeden Şahin, "Tabut işlemleri tamamen bu özenle yapıldı. Onu,
annesine, dünyadan cennete uğurlanan bir damat gibi hazırladık."
diye konuştu.
O gün 21.30'da hareket eden uçağın hareketlerini saat saat
izleyerek, ailesi ile paylaştığını anlatan Şahin, süreci sabaha
kadar takip ettiklerini ifade etti.
Şahin, İslamabad Havalimanı'nda bekleyen ailesinin de aynı şekilde
kendisine, Selman'ın cenazesinin defnedilmesine kadar olan bütün
süreci fotoğraf ve videolarla ilettiğini kaydetti.
- "Allah benden Selman'ı aldı ama Ali'yi verdi"
Annesinin, oğlunun cansız bedeni başında yapmış olduğu dua
videosunun da kendisine ulaştığını belirten Şahin, "Doğu'nun
annelerinin dudaklarından, gönüllerinden dökülen yakarışı
hissettim. Doğu'nun anneleri ister, Hakkarili ister, Ankaralı
ister, Artvinli olsun, dudaklarından aynı yakarış dökülüyor. Şöyle
diyordu Selman'ın annesi, Benim oğlum donarak öldü ve bir şehittir.
Bir şehit annesi ağlamaz onun için ben de ağlamıyorum. "
Defnedildikten sonra Selman Khan'ın hüzünlü hikayesini
arkadaşlarıyla paylaştığını anlatan Şahin, bir arkadaşının
kendisini arayarak, "Gece Selman'ı rüyamda gördüm. Bembeyaz bir
nehrin kenarında, yemyeşil bir yerde tebessüm ediyordu" dediğini
aktardı.
Şahin, bunun üzerine Selman'ın annesini arayarak, "Manra anne, sana
bir müjdem var. Selman Khan evladın emin ellerde. Onu bir beyaz
ırmağın kenarında, yemyeşil bir yerde tebessüm ederken gördü
rüyalarında. Mahzun olma artık" dediğini kaydetti.
Şahin, Selman'ın annesinin ise kendisine "Mahzun değilim. Allah
benden Selman'ı aldı ama Ali'yi verdi. Onun için çok mutluyum."
ifadesini kullandığını söyledi.
- "Annem, sizi kendine oğul kabul etti"
Şahin, Selman'ın ağabeyinin ise kendisine gönderdiği ses kaydında,
"Sizin gibi iyi insanlar var olduğu için dünya hala ayakta. Benim
annem sizi kendine oğul kabul etti ve kız kardeşlerim artık sizi
bir ağabey olarak biliyor. Biz 8 kardeştik. Allah Selman'ı aldı ama
artık siz bizim bir kardeşimiz oldunuz." dediğini aktardı.
Pakistan'a giderek, Selman'ın annesini ve Selman'ın mezarını da
ziyaret ederek dua edeceğini bildiren Şahin, "Bundan böyle benim
Pakistan'da da bir annem, kız ve erkek kardeşlerim var. Onları en
yakın sürede ziyaret etmeyi diliyorum." ifadesini kullandı.
Şahin, Selman'ın annesine "From your Turkish Son" yazılı bir çiçek
buketi gönderdiğini de sözlerine ekledi.
- Şahin, Pakistan medyasında
Bakan Yardımcısı Şahin'in, Selman'ın cenazesini annesine
kavuşturmak için gösterdiği çaba, Pakistan medyasında da geniş yer
buldu.
Haberde, Şahin'in öğrencilik yıllarında katıldığı Pakistan'ın en
ünlü talk show programı "Afedersiniz" isimli programdaki
görüntülerine de yer verildi. Programın sunucusu Muin Akhtar,
Şahin'i Karaçi Üniversitesi'nin en iyi Urduca konuşan yabancı
öğrencisi olarak programa çağırmış.
Görüntülerde Akhtar, Şahin'e "Pakistan'ı sevdin mi" diye soruyor.
Şahin'in "Çok sevdim" demesi üzerine Akhtar, "Öyleyse kal burada
gitme" diyor. Bunun üzerine Şahin'in "Burada kalmam için beni
evlendirmen lazım" demesi, seyircileri kahkahaya boğuyor.
Akhtar, programın sonunda "Ali Şahin'in bu kadar konuşacağı aklımın
ucundan geçmezdi. Bırak konuşmayı hazır cevap çıktı" diyor.
"Doğu'nun çocukları niçin Batı'nın merhametsiz ve soğuk
sınırlarında can veriyorlar." ifadesini kullanan AB Bakan
Yardımcısı Ali Şahin, şu değerlerlendirmelerde bulundu:
"Burada iki önemli sebep vardı. Bunlardan ilki tarih aslına rücu
ediyor, yani yüzyıldan bu yana yeryüzünde kurulu bir sömürü ve kaba
kuvvet medeniyeti var. Bu çocukların Batı'nın sınırlarına bu
şekilde yönelişleri, bu topraklardan, Asya'dan, Ortadoğu'dan,
Afrika'dan yüzyıldan bu yana sömürülüp, çalıp götürülen kendi
zenginliklerine doğal bir yöneliş. İnşallah Doğu'nun çocukları,
Batı'nın sınırlarına muhtaç olmazlar. Sykes Picot sınırları doğal
olmayan sınırlardı. Sykes Picot'un mağdurları bugün Batı'nın
sınırlarında, kendilerinden çalınan özgürlükleri, adaleti ve
zenginlikleri arıyor. Türkiye'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmak
istediği şey, yeryüzünde yüzyıldan bu yana hakim olan kaba kuvvet
ve sömürü çağının yerine bir merhamet ve paylaşım çağı inşa
edebilmek. Belki de asıl savaş bu."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar