DÜZELTME- "Sinirlioğlu'ndan 'Suriye'de ateşkes ciddi tehdit altında' uyarısı" başlıklı haberimizin 14. paragrafı ve ara başlıkta yer alan "Rejimin maskeli uçakları" ifadesi "Rejimin askeri uçakları" olarak düzeltilmiştir. Haberimizi düzelterek yeniden y
Sinirlioğlu'ndan "Suriye'de ateşkes ciddi tehdit altında" uyarısı - Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Sinirlioğlu: - "Bu son kimyasal silah saldırısıyla bir kez daha görüldü ki ateşkes ciddi bir şekilde tehdit altındadır, vahim bir şekilde ihlaller gerçekleşmektedir. Biz ateşkesin yeniden tahkim edilmesini ve Cenevre'deki siyasi sürecin ciddi bir boyut kazanarak ilerletilmesini bekliyoruz" - "(ABD'nin Suriye'ye askeri müdahalesi) Operasyonun gereken etkiyi yaratmasını bekliyoruz. Umarız daha fazlasına ihtiyaç olmadan sağduyu galebe çalar" - "Rejim bildiğini okumaya, cürümlerini işlemeye devam ettiği takdirde, ABD 'Biz bunun arkasını getirmeye hazırız' dedi. Bu ifadeyi önemle not ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim de gereken her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu esasen açıklamıştır"
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - BETÜL YÜRÜK - Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Suriye'nin İdlib kentinde düzenlenen kimyasal silah saldırılarının ateşkesi ciddi bir şekilde tehdit ettiği uyarısında bulunarak, "Biz ateşkesin yeniden tahkim edilmesini ve Cenevre'deki siyasi sürecin ciddi bir boyut kazanarak ilerletilmesini bekliyoruz." dedi.
Sinirlioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Şayrat Askeri Üssü'ne düzenlediği askeri operasyonu ve Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirdi.
ABD'nin Suriye rejiminin kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdiği uçakların kalktığı Şayrat Hava Üssü'nü hedef aldığını belirten Sinirlioğlu, "Bu harekatı olumlu karşıladığımız dünya kamuoyuna en üst düzeyde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklandı." dedi.
Bu harekatın arkasının getirilmesinin gerektiğini
belirttiklerini ifade eden Sinirlioğlu, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Aslında 'bunun arkası nedir' diye sorarsanız bugün ABD'nin BM
Daimi Temsilcisi'nin (Nikki Haley) açıklamasında da işaret edildiği
gibi bir an önce Cenevre'deki görüşmelerle siyasi bir çözüme
ulaşmak. Bu çözüm de anlamlı bir geçiş süreciyle irtibatlıdır.
Suriye halkının talepleri doğrultusunda, demokratik bir anayasayla,
serbest ve adil seçimler sonucunda kendi temsilcilerine yönetme
rızasını devretmesidir geçilecek nokta."
Sinirlioğlu, kendi halkına karşı savaş başlatmış, 600 binden fazla
insanın ölümünden sorumlu, 12 milyondan fazla insanı yersiz yurtsuz
bırakmış, insanlığa karşı vahim savaş suçları işlemiş olan bir
diktatörün varlığının Suriye'de istikrar ve güvenliğin önündeki en
büyük engel olduğunun anlaşılması gerektiğini vurguladı.
- "Ateşkes ciddi tehdit altında"
Suriye'de siyasi geçiş sürecinin Cenevre'deki görüşmelerin ciddiye
alınmasıyla ve Türkiye'nin Rusya ile birlikte hayata geçirdiği
Astana süreci diye bilinen ateşkesin tahkim edilmesiyle
sağlanabileceğini anlatan Sinirlioğlu, şunları söyledi:
"Bu son kimyasal silah saldırısıyla bir kez daha görüldü ki ateşkes
ciddi bir şekilde tehdit altındadır, vahim bir şekilde ihlaller
gerçekleşmektedir. Biz ateşkesin yeniden tahkim edilmesini ve
Cenevre'deki siyasi sürecin ciddi bir boyut kazanarak
ilerletilmesini bekliyoruz. Bunlar olmadığı takdirde ve rejim
bildiğini okumaya, cürümlerini işlemeye devam ettiği takdirde, ABD
'Biz bunun arkasını getirmeye hazırız' dedi. Bu ifadeyi önemle not
ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim de gereken her türlü katkıyı
vermeye hazır olduğumuzu esasen açıklamıştır."
ABD'nin askeri müdahalesinin Suriye rejimi üzerinde caydırıcı
etkisinin olup olmayacağına ilişkin ise Sinirlioğlu, "Operasyonun
gereken etkiyi yaratmasını bekliyoruz. Umarız daha fazlasına
ihtiyaç olmadan sağduyu galebe çalar ve artık 6 yılı aşkın süredir
devam eden bu mezalim, bu katliamlar son bulur." diye konuştu.
- "Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hak verdi"
İdlib'de 4 Nisan'da düzenlenen saldırının ardından Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile
görüştüğünü kaydeden Sinirlioğlu, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Putin'e bu vahim savaş suçunun, insanlığa
karşı işlenen suçun birlikte tesis ettiğimiz ateşkesi ciddi bir
şekilde baltaladığını, altını oymaya çalıştığını ifade etti. Putin
de buna hak verdi açıkçası. Şimdi burada önemli olan şu; Rusya
hiçbir şekilde 'ben kimyasal silah da kullansa Suriye rejiminin
arkasındayım' demiyor. Rusya'nın ne dediğine de iyi bakmamız lazım.
'Bu iş iyi araştırılmalı, bağımsız bir kurul tarafından ne olup
bittiği, kimin tarafından bu suçun işlendiği tespit edilmeli'
diyor. Zaten bu süreç devam ediyor."
- "Rejimin askeri uçaklarınca yapıldığına dair bulgular var"
Bu barbarca saldırıda yaralanan 31 kişinin Türkiye'ye
getirildiğini, bunlardan üç kişinin hayatını kaybettiğini belirten
Sinirlioğlu, ölen üç kişinin otopsisinden ilk bulguların, Sağlık
Bakanlığınca kamuoyuyla paylaşıldığını vurguladı.
Otopsi sırasında Dünya Sağlık Örgütü ve Kimyasal Silahların
Yasaklanması Örgütünden (OPCW) de temsilcilerin bulunduğunu anlatan
Sinirlioğlu, şöyle konuştu:
"Onlar da bu otopsilerden gereken delilleri aldılar, ilave
delilleri de topluyorlar, ayrıca olay mahallinden gelecek
şahitlerle de görüşmeler yapacaklar. Onların ifadeleri de alınacak.
Bu saldırının rejimin askeri uçakları tarafından yapıldığına dair
bulgular var, ayrıca yine görgü tanıklarının ifadeleri var. Bütün
bunlar, bir süreç neticesinde gerekli laboratuvar testlerinin
sonuçları ve hem OPCW hem de ortak araştırma mekanizmasının
raporlarıyla ortaya konacak."
- "Rusya'dan sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz"
Rusya'nın istediği objektif araştırma çalışmasının da yapıldığını
ifade eden Sinirlioğlu, "Rusya, rejimin kimyasal silah kullandığı
kanıtlandığı takdirde 'ben rejimin arkasında duracağım' falan
demiyor dolayısıyla rejimin bu suçu işlediği kanıtlandıktan sonra
Rusya'nın sorumluluklarının gereğini yerine getireceğini
düşünüyoruz." dedi.
Sinirlioğlu, Rusya'dan ayrıca hem Astana'da varılan ateşkesin
garantörü hem de 2013 yılının sonunda 2118 sayılı Güvenlik Konseyi
kararıyla Suriye'deki kimyasal silahların Suriye dışına çıkarılması
sürecindeki garantörlerden biri olarak da gerekeni yapmasını
beklediklerini dile getirdi.
- "BMGK, vazifesinin gereğini yerine getiremiyor"
BM Güvenlik Konseyinin görevinin uluslararası barış ve güvenliği
sağlamak olduğunu ancak maalesef bu vazifesinin gereğini yerine
getiremediğini söyleyen Sinirlioğlu, şunları kaydetti:
"Bunu Güvenlik Konseyi üyeleri de itiraf ediyorlar ABD'nin BM Daimi
Temsilcisi de hem dün hem bugün yaptığı açıklamalarla buna işaret
etti. 'Eğer Konsey gereğini yapamıyorsa o zaman biz gereğini
yaparız' dedi. 2118 sayılı karar da bu kararın gereğini rejim
yapmazsa ilave tedbirler alma yükümlülüğü getiriyor. Dolayısıyla
Güvenlik Konseyinin bu araştırmanın layıkıyla yapılabilmesi için
ABD, Fransa ve İngiltere tarafından sunulmuş olan karar tasarısını
kabul ederek katkı sunmasını bekliyoruz."
Yorumlar