DÜZELTME - "Cumhurbaşkanı Erdoğan New York Times'a makale yazdı" başlıklı haberimizin 3. paragrafında yer alan "Küba füze krizinin en yüksek olduğu dönemde, Türkiye topraklarında Jüpiter füzelerinin konuşlanmasına izin vererek ABD'nin durumu yatıştırma ça
- Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: - "Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve müttefikler aramaya başlayacağız" - "ABD, Türkiye'nin egemenliğine saygı duymaya başlayıp, milletimizin karşı karşıya olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ortaklığımız riske girebilir" - "Biz hep aynı prensibe bağlı kalacağız: Hükümetimi hukuki sürece müdahale etmeye zorlamaya çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun değildir" - "Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi göbeğini kendi kesecek"
NEW YORK (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
"Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun
zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek
taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar
verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik
olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin
alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve
saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve
müttefikler aramaya başlayacağız." değerlendirmesinde
bulundu.
Erdoğan, New York Times gazetesi için İngilizce kaleme aldığı
"Türkiye, ABD ile Krizi Nasıl Görüyor?" başlıklı makalede, iki ülke
arasında son dönemde yaşanan gerginliğe değindi.
Türkiye ve ABD'nin son 60 yıldır stratejik ortak ve NATO
müttefiki olduğuna, iki ülkenin Soğuk Savaş döneminde ve sonrasında
karşılaştıkları ortak zorluklara karşı omuz omuza durduğuna işaret
eden Erdoğan, "Türkiye, yıllar boyunca ne zaman gerekli olsa
ABD'nin yardımına koştu. 1962'de Kennedy yönetimi, Sovyetlerin
Küba'daki füzelerini, İtalya ve Türkiye'den Jüpiter füzelerini
çekerek (karşılıklı) kaldırılmasını sağladı.11 Eylül terör
saldırılarının ardından Washington bu kötülüğü yapanlara karşılık
vermek için dostlarını ve müttefiklerini beklediğinde, askeri
birliklerimizi buradaki NATO misyonunu başarıya kavuşturmak için
Afganistan'a gönderdik." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, öte yandan ABD'nin, Türk halkının endişelerini
anlayamadığını ve saygı duyamadığını vurguladı.
Son yıllarda iki ülkenin ortaklığının ABD tarafından
anlaşmazlıklarla sınandığını kaydeden Erdoğan, "Ne yazık ki bu
tehlikeli trendi tersine çevirme çabalarımız boşa çıktı. ABD,
Türkiye'nin egemenliğine saygı duymaya başlayıp, milletimizin karşı
karşıya olduğu tehlikeleri anladığını ispatlayamazsa ortaklığımız
riske girebilir." değerlendirmesine yer verdi.
- "FETÖ'nün darbe girişimine tepkisi tatmin edicilikten
uzaktı"
Başkan Erdoğan, Türkiye'nin, Pensilvanya'da yaşayan Fetullah
Gülen'in elebaşı olduğu Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ)
mensupları tarafından 15 Temmuz 2016'da saldırıya uğradığını
hatırlattı.
ABD'nin, bu darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili
tutumuna da değinen Erdoğan, ifadelerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ'cüler hükümetime karşı kanlı bir darbe yapmaya çalıştı. O
gece milyonlarca vatandaş, şüphesiz ki ABD'lilerin Pearl Harbour ve
11 Eylül saldırılarından sonra deneyimlediği vatana bağlılık
hissiyatıyla sokaklara döküldü. Uzun zamandır benim seçim
kampanyalarımı yöneten sevgili arkadaşım Erol Olçok ve oğlu
Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında olduğu 251 masum insan
ülkemizin özgürlüğü için en ağır bedeli ödedi. Ailemin ve benim
ardımdan gelen ölüm mangası başarılı olsaydı ben de onlardan biri
olacaktım. Türk halkı, ABD'den bu saldırıyı kesin bir dille
kınamasını ve Türkiye'nin seçilmiş hükümetiyle dayanışmasını dile
getirmesini istedi. ABD bunu yapmadı. ABD'nin olaya tepkisi tatmin
edicilikten uzaktı. Türk demokrasisinin yanında olmak yerine ABD
yetkilileri ihtiyatlı bir şekilde 'Türkiye'de istikrar, barış ve
devamlılık' çağrısında bulundu. Bu da yetmezmiş gibi Türkiye'nin
iki taraflı bir anlaşma ile Fetullah Gülen'in iadesi için yaptığı
talepte hiçbir ilerleme kaydedilmedi."
Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerinde başka bir hayal kırıklığının
ise terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'ye ABD'nin verdiği
destek olduğuna dikkati çekti.
Başkan Erdoğan yazısında bu konuyla ilgili, "Türk makamlarının
tahminlerine göre, Washington son yıllarda PYD/YPG'ye silah vermek
için 5 bin kamyon ve 2 bin kargo uçağı kullandı. Hükümetim, ABD'li
yetkililerin PKK'nın Suriye'deki müttefiklerine eğitim ve teçhizat
verme kararlarından duyduğumuz endişeyi tekrar tekrar paylaştı. Ne
yazık ki sözlerimize kulak tıkandı ve ABD silahları en nihayetinde
sivil halkımızı ve Suriye, Irak ve Türkiye'deki güvenlik
güçlerimizi hedef almak için kullanıldı." görüşünü
paylaştı.
- "Milli çıkarlarımızı korumak için gerekli adımları
atacağız"
Son günlerde ABD'nin, hakkında bir terör örgütüne yardım ettiği
suçlaması bulunan Amerikan vatandaşı Andrew Brunson'ın Türk polisi
tarafından tutuklanmasını gerekçe göstererek Türkiye ile tansiyonu
artıracak birçok adım attığını vurgulayan Erdoğan, şu ifadeleri
kullandı:
"Donald Trump'ı birçok toplantımız ve konuşmamızda uyardığım
gibi hukuki sürece saygı duymak yerine, ABD dost bir millete karşı
haddini aşan tehditler yayımladı ve Bakanlar Kurulumuzun birçok
üyesine yaptırım uyguladı. Bu karar kabul edilemez, mantıksız ve en
nihayetinde uzun süreli dostluğumuza zarar verici nitelikteydi.
Türkiye'nin tehditlere cevap vermediğini göstermek için birkaç
ABD'li yetkiliye yaptırım kararı aldık. Biz hep aynı prensibe bağlı
kalacağız: Hükümetimi hukuki sürece müdahale etmeye zorlamaya
çalışmak anayasamıza ya da ortak demokratik değerlerimize uygun
değildir.
Türkiye zaman belirledi ve ABD dinlemezse bir kez daha kendi
göbeğini kendi kesecek. 1970'lerde Türkiye, Washington'ın
itirazlarına rağmen Kıbrıs Rumları tarafından Türk kökenlilere
karşı uygulanan soykırımı engellemek için Kıbrıs'a girdi. Son
zamanlarda Washington'ın Suriye'nin kuzeyinden gelen milli güvenlik
tehditleriyle ilgili bizim endişelerimizin ciddiyetini
anlayamaması, DEAŞ'ın NATO sınırlarına erişimini kesen ve YPG'yi
Afrin kentinden çıkaran iki askeri operasyonla sonuçlandı. Bu
durumlarda olduğu gibi milli çıkarlarımızı korumak için gerekli
adımları atacağız."
Erdoğan yazısına şu ifadelerle son verdi:
"Kötülüğün dünyanın her yerinde pusuya yattığı bir dönemde, uzun
zamandır müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'ye karşı attığı tek
taraflı adımlar sadece ABD'nin çıkarlarına ve güvenliğine zarar
verir. Çok geç olmadan, Washington ilişkilerimizin asimetrik
olabileceği yanlış düşüncesini bir kenara bırakmalı ve Türkiye'nin
alternatiflere sahip olduğunu kabul etmelidir. Bu tek taraflılık ve
saygısızlık trendini tersine çeviremezlerse yeni dost ve
müttefikler aramaya başlayacağız."
Yorumlar