DÜZELTME
"AB Bakanı Çelik, Brüksel'de" başlıklı haberimizin 14'üncü paragrafının son cümlesi, "Dolayısıyla Sayın cumhurbaşkanımızla ilgili eleştirilerin hepsi, yaptıklarına bakıldığı zaman haksız ve dayanaksızdır." şeklinde düzeltilmiştir. Haberimizi düz
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik:
- "İlk önce yarından itibaren (vize serbestisi konusunda) Türkiye'de teknik uzmanlar bir araya gelecekler ve kişisel verilerin korunması ile terör kanununa dair karşılıklı olarak görüşlerini paylaşacaklar"
- "Daha sonra da Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Merkel ile yaptığı görüşme çerçevesinde liderler düzeyinde bu konu ele alınacak"
- "Türkiye'nin terörle mücadele yasasında bir değişiklik yapamayacağını belirtik. Çok yönlü bir terör saldırısıyla karşı karşıyayız"
- "Türkiye'nin talep ettiği vize serbestisi konusunun hayata geçmesi fevkalede önemlidir. Bu diğer elementlerden ayrılarak ele alınacak bir husus değildir. Bu mekanizmanın bozulmaması gerekir. Bunu kimse bir tehdit gibi algılamamalı"
BRÜKSEL (AA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, sorun yaşanan
vize serbestisi konusunda yarından itibaren Türkiye'de teknik
uzmanların bir araya geleceğini belirterek, "Kişisel verilerin
korunması ile terör kanununa dair karşılıklı olarak görüşlerini
paylaşacaklar." dedi.
Çelik, göreve geldikten sonra Brüksel'e yaptığı ilk ziyaretinde, AB
Komisyonu'nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden
Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ve Göç, İçişleri ve Vatandaşlıktan
Sorumlu Üyesi Dimitris Avramopoulos ile ayrı ayrı görüştü.
Görüşmelerde, ağırlıklı olarak AB üyelik süreci, vize serbestisi ve
yasa dışı göç konuları gündeme geldi. Çelik, temaslarının ardından,
Türkiye'nin AB Daimi Temsilciği'nde bir basın toplantısı
düzenledi.
Sığınmacı krizini AB ile ortak bir akıl yürüterek yönetilebilir bir
duruma getirdiklerini belirten Çelik, alınan tedbirler sayesinde
Avrupa'ya olan günlük sığınmacı geçişinin 7 binden ikili rakamlara
düştüğüne dikkat çekti.
AB ve Türkiye arasında göç krizi ile beraber yeni bir zeminin
ortaya çıktığını ve bunun dönüm noktasının da Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın 5 Ekim 2015'te Brüksel'e yaptığı ziyaret olduğunu
ifade eden Çelik, bu ziyaretin ardından düzenlenen çeşitli
zirvelerle bir paketin belirlendiğini hatırlattı.
AB Bakanı Çelik, bu paketin içinde Türkiye'ye iade edilen her bir
Suriyeli için Türkiye'deki bir Suriyeli'nin Avrupa ülkelerine
yerleştirilmesini öngören "Bire bir anlaşması", üçüncü ülke
vatandaşlarını kapsayan Geri Kabul Anlaşması, vize serbestisi ve
Türkiye'den AB ülkelerinin kendi istekleri çerçevesinde sığınmacı
alması planının bulunduğunu bildirdi.
- Vize serbestisinde yol haritası
Geçen hafta Antalya'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB
Komisyonu'nun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile
görüştüklerini hatırlatan Çelik, sorun yaşanan vize serbestisi
konusunda yeni bir yol haritasının belirlendiğini kaydetti.
AB Bakanı Çelik, "İlk önce yarından itibaren Türkiye'de teknik
uzmanlar bir araya gelecekler ve kişisel verilerin korunması ile
terör kanununa dair karşılıklı olarak görüşlerini paylaşacaklar.
Ortaya anlamlı bir tablo çıkarsa, biz iki bakan yine Sayın
Timmermans'la bir araya gelerek konuyu görüşeceğiz. Daha sonra da
Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Merkel ile yaptığı görüşme
çerçevesinde liderler düzeyinde bu konu ele alınacak." diye
konuştu.
- "Kimse bir tehdit gibi algılamamalı"
Meselenin sadece "Bire bir anlaşmasının" uygulanmasına odaklanıp
vize serbestisinin bunun dışında tutulması gibi bazı politik
beyanlarla karşılaştıklarını vurgulayan Çelik, "Aslında herkes
biliyor ki böyle bir ayrım söz konusu olamaz. Türkiye açısından da
kabul edilir olamaz." dedi.
Paketteki unsurlardan birinin gözardı edilmesinin anlaşmanın
özelliğinin korunmasına aykırı olacağı uyarısında bulunan Çelik, "O
sebeple Türkiye'nin talep ettiği vize serbestisi konusunun hayata
geçmesi fevkalede önemlidir. Bu diğer elementlerden ayrılarak ele
alınacak bir husus değildir. Bu mekanizmanın bozulmaması gerekir.
Bunu kimse bir tehdit gibi algılamamalı." değerlendirmesinde
bulundu.
- "Terörle mücadele kanununda bir değişiklik beklemek gerçekçi
olmaz"
Vize serbestisi için Türkiye'nin terörle mücadele kanunda
değişiklik yapmasının istendiğine dikkat çeken Çelik, şöyle
konuştu:
"Türkiye'nin terörle mücadele yasasında bir değişiklik
yapamayacağını belirtik. Çok yönlü bir terör saldırısıyla karşı
karşıyayız. PKK ve DAEŞ gibi son derece tehlikeli örgütler, DHKP-C
ve diğer diğer örgütlerle birlikte Türkiye'ye dönük saldırı
gerçekleştiriyorlar. Biz bütün bu saldırının altındayken herhangi
bir şekilde bizim bu terörle mücadele kanununda bir değişiklik
yapmamızın beklenmemesi gerekir. Bu gerçekçi bir yaklaşım
olmaz."
- "Esas olan özgürlük ve güvenlik dengesinin korunmasıdır"
AB'nin de ortak bir terör tanımı olmadığı ve bazı ülkelerdeki terör
saldırılarının ardından kanunda ihtiyaçları doğrultusunda
değişiklik yapıldığını belirten Çelik, "Bu noktada esas olan
özgürlük ve güvenlik dengesinin korunması ve güvenlik
ihtiyaçlarının demokrasiyi boğacak bir güvenlikçiliğe
dönüşmemesidir. Türkiye en zor şartlar altında bile kendi
ihtiyaçlarını karşılarken özgürlük ve güvenlik dengesinden taviz
vermemiştir." dedi.
Türkiye'nin milyonlarca sığınmacıyı misafir ettiğine ve bunun
herkes tarafından takdir edildiğini vurgulayan Çelik, "Bu çerçevede
AB'den gelecek mali yardımın bir takım uluslararası sivil toplum
örgütleri üzerinden yapılması ya da bir takım dolaylı yollarla
Türkiye'ye gelmesi, süreci geciktirmekten ve bu mali yardımın
etkisini azaltmaktan başka bir şey yapmaz." diye konuştu.
- "İslamofobiyi üretenler aynı zamanda Erdoğanfobi de üretiyor"
Avrupa'da son zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dönük olumsuz
propagandalara dikkat çeken Çelik, şu görüşlerini paylaştı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'deki reform sürecine liderlik etmiş
bir kişidir. Türkiye'deki reformlar onun liderliği sayesinde mümkün
olmuştur. Her bir reform paketinin şekillenmesine ve son halini
verilmesine toplantılara bizzat katılarak başkanlık etmiştir.
Dolayısıyla Sayın cumhurbaşkanımızla ilgili eleştirilerin hepsi,
yaptıklarına bakıldığı zaman haksız ve dayanaksızdır."
Bazı kesimlerin "Erdoğan'sız Türkiye'nin AB'ye daha çok
yaklaşacağı" yönünde açıklamalar yaptığını aktaran Çelik,
"İslamofobiyi üretenler aynı zamanda Erdoğanfobi de üretiyor. Ve
bunun gerisinde de Avrupafobi var. Aslında Bunlar Erdoğan
karşıtlığını ve İslamafobiyi AB'yi çok sevdikleri için yapmıyorlar.
AB'ye karşı oldukları için yapıyorlar. Bu aşırı sağın dilidir."
ifadelerini kullandı.
- "Önemli olan somut kazanımlar elde etmektir"
Bakan Çelik, temaslarına devam edeceğini belirterek, sözlerini
şöyle tamamladı:
"Önemli olan (AB ile ilişkilerde) somut kazanımlar elde etmektir.
Her zaman bir yol arayış içerisinde olmak lazım. Zaten mesele katı
çerçeveler içerisinde değerlendirilecek olsa o zaman siyasete ve
diplomasi ihtiyaç kalmaz. Önemli olan yeni yollar bulacak, yeni
imkanlar üretecek şekilde Türkiye'nin milli çıkarları için son
derece gerekli olan AB sürecinin doğru yolda ilerlemesini temin
etmektir."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar