Dumankaya İnşaat'ın sahiplerine FETÖ fezlekesi
- Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, FETÖ/PDY'ye "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında Bank Asya çalışanları ile Dumankaya İnşaat'ın eski sahibi ve ortakları olan Halit Dumankaya, Barış Değer Dumankaya, Ayla Dumankaya Pirinççi, Uğur Dumankaya ve Semih Serhat Dumankaya'nın da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik fezleke hazırlandı - Fezlekeden: - "Yaklaşık 15 yıl birlikte hareket eden bu şirket grubu, FETÖ'ye milyonlarca lira aktarmıştır. FETÖ uğruna taşeronlarına baskı ve şantaj uygulamıştır"
İSTANBUL (AA) - Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Bank Asya çalışanları ile TMSF yetkililerinin kayyum olarak atandığı Dumankaya İnşaat firmasının eski sahibi ve ortaklarının da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik fezleke hazırlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Hüseyin Önelge tarafından Bank Asya'da açılan hesaplardan FETÖ/PDY'ye "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda, aralarında Bank Asya çalışanları, bankada hesap açanlar, FETÖ/PDY'nin sözde imamları ile Dumankaya İnşaat'ın eski sahibi ve ortaklarının da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik 496 sayfalık fezleke tamamlandı.
Fezlekede, TMSF yetkililerinin kayyum olarak atandığı Dumankaya İnşaat firmasının eski sahibi ve ortakları olan Halit Dumankaya, Barış Değer Dumankaya, Ayla Dumankaya Pirinççi, Uğur Dumankaya ve Semih Serhat Dumankaya ile FETÖ/PDY'nin sözde bölge sorumlusu Murat Koca, Ali Rıza Özbek, Ahmet Akıncıoğlu gibi isimlerin de bulunduğu 36 şüpheli hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
Bu şüphelilerin ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma", "örgüt kurma ve yönetme", terör örgütü propagandası yapma", "özel belgede sahtecilik, "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" gibi suçları da işlediği savunulan fezlekede, her biri hakkında ayrı ayrı 24 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası istendi.
Fezlekede, 89 şüphelinin ise "silahlı terör örgütüne üye olma", "özel belgede sahtecilik", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama", "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet", "terör örgütü propagandası yapma" gibi değişik suçlardan 13 yıldan 45'er yıla kadar değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.
Hazırlanan fezleke, dava açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Fezlekede, soruşturma sonucunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün
son derece etkin bir organizasyon eşliğinde Asya Katılım Bankası AŞ
nezdinde bulunan ilgili banka şubelerini nasıl muhatap yaptıkları,
banka şubelerinde ast üst ilişkisi içerisinde çalışan personelin
örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için ilgili hesapları ve yetki
belgelerini nasıl suistimal ettikleri, belgeler üzerinde nasıl
sahtecilik yapılmasına göz yumdukları ya da nasıl belgeler üzerinde
sahtecilik yaptıkları, sözde "bölge imamlarının" üçüncü şahıslardan
"burs, kurban, zekat ve himmet" adı altında finans sağlamaya
yönelik örgüt üyelerine kazandırdıkları meziyetler, örgütün
amaçlarına yönelik açılan banka hesapları gibi hususların deşifre
edildiği anlatıldı.
- Dumankaya şirketleri soruşturmaya nasıl dahil oldu
Fezlekede, soruşturmanın Hakan Zengin adlı kişinin Cumhuriyet
Başsavcılığı'na başvurması üzerine başladığı belirtilerek,
emniyetin TMSF'nin yönetimini devraldığı Bank Asya ile ilgili
yazdığı müzekkere üzerine, Bank Asya Teftiş Kurulu'nun yaptığı
incelemelerde Hakan Zengin dışında yaklaşık 20 hesabın FETÖ'nün
himmet, kurban ve burs paraları için kullanıldığının tespit
edilmesi, bu hesaplar arasında Dumankaya ailesinden Barış Değer
Dumankaya'nın hesabının da kullanıldığının belirlenmesi ve
özellikle örgüt adına kullanılan hesaplardaki çeklerin çoğunluğunun
Dumankaya Şirketler Grubu'na ait olması üzerine soruşturmanın
genişletildiği kaydedildi. Fezlekede, bunun üzerine Dumankaya
Holding'in de soruşturmaya dahil edildiği belirtildi.
Tayfun Tekli'nin Adalet Bakanlığı'na gönderdiği, "Dumankaya
ailesinin ve özellikle Halit Dumankaya'nın paralel yapı denilen
örgüte himmet ve kurban parası toplayan sinsi bir holding olduğuna"
dair ihbar dilekçesi bulunduğu aktarılan fezlekede, yine BİMER ve
CİMER aracılığıyla Dumankaya Holding'in FETÖ'nün önemli
finansörlerinden olduğuna dair ihbarlarda bulunduğu
anlatıldı.
Fezlekede, yapılan bir ihbarda "Yönetim merkezi Pendik E5
dörtyoldaki Dumankaya binasındadır. Bölgede iş adamlarından
toplanan para buradaki tahsilatçılar tarafından toplanır. Bu
paralar 'Devletin her türlü birimine yakınız, vermezseniz
görürsünüz' edasıyla toplanırdı." şeklinde beyanların bulunduğu,
başka bir ihbarda ise "Dumankaya ailesi genel müdür Abdullah Yazıcı
vasıtasıyla taşeron firmalardan zorla yüklü miktarlarda himmet ve
kurban parası toplamaktadır. Ben de zamanında orada çalıştığım için
iyi bilmekteyim." şeklinde ifadelerin bulunduğu kaydedildi.
Gizli tanık "Enes"in beyanına da yer verilen fezlekede, "Ben
Dumankayaları 30 yıldan bu yana tanırım, bu kişiler ilk
kuruldukları andan itibaren çok iyi durumda değildi. Hatta 2001
krizinde iflas ettiler, inşaatlar yarım kaldı, bankalar mallarına
el koydu, bu aile yaşadıkları maddi sorunlar nedeniyle güçlü olarak
gördüğü FETÖ'ye sığındı. Bu örgütte Dumankayaları destekledi.
Süleyman Şah Üniversitesi Hayriye Dumankaya yerleşkesini FETÖ'ye
müzahir bu üniversiteye hediye etti. Bunun karşılığında
üniversitenin tüm inşaat işleri Dumankaya ailesine verildi.
Aralarında her ne kadar protokol yapılmış ise de örgüt sağ cebine
alarak sol cebine koymuştur. Örgütün işleyişi zaten bu yöndedir.
Kendinden olan firmaları destekler, büyütür, sonra da onlardan
maddi anlamda faydalanır." ifadelerini kullandığı
anlatıldı.
Fezlekede, gizli tanık "Yasin" in beyanında ise "Ben Nisan 2016 yılının ilk haftasından ticari maksatla Dumankaya firmasının bilgi işlem müdürlüğündeki görevliler tarafından muhasebe departmanındaki tüm bilgisayarların harddisklerini değiştirdiklerini ve çıkan harddiskleri imha edeceklerini bizzat kulaklarımla duydum, çalışanlar arasında 'Sıkıntı var demek ki, operasyon yapılacak, acilen harddiskleri değiştirdiler, inşallah bir şey çıkmaz.' şeklinde konuşmalara tanık oldum." şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.
- "Al gülüm, ver gülüm" kuralı
Dumankaya ailesinin operasyon kapsamında gözaltına
alındıklarında müştereken savunmalarında, FETÖ ile uzaktan yakından
irtibatlarının olmadığını, kesinlikle bu örgüte finans
sağlamadıklarını beyan ederek, ısrarla sorulan sorulara bu şekilde
cevaplar vererek suçlamaları kabul etmedikleri kaydedilen
fezlekede, 5 Temmuz 2016'da meydana gelen hain darbe girişimden
sonra Dumankaya ailesi adına Halit Dumankaya'nın "Biz de
aldatıldık..." diye bir basın bildirisi yayınladığı
aktarıldı.
Fezlekede, şu bilgilere yer verildi:
"İfadelerinde hiçbir şekilde FETÖ irtibatlarının olmadığını,
finans sağlamadıklarını söylemelerine rağmen bu bildiride '17-25
Aralık tarihine kadar FETÖ'ye yoğun bir şekilde yardım yapma
gafletinde bulundum.' diyerek esasında savunmalarında yalan
söylediklerini bir nevi kendileri ortaya koymuştur. Dumankaya
ailesinin ve şirketlerinin FETÖ ile yolları kesiştikten sonra 'Al
gülüm ver gülüm' kuralı gereğince FETÖ Dumankaya şirketlerine kamu
gücünü kullanarak lojistik destek verdiği, buna karşın Dumankaya
şirketlerinin de FETÖ'ye insan gücü ve finans kaynağı sağladığı,
FETÖ'nün kuruluşlarından olan Süleyman Şah Üniversitesi'nin yapım
aşamasından itibaren tüm evrelerinde Dumankaya ailesinin yer
aldığı, bu okulun yönetimini ve finansını sağlayan Sistem Eğitim
Kültür Vakfı'nda etkin şekilde rol aldıkları, hem üniversitenin hem
de vakfın 15 Temmuz'dan sonra kanun hükmünde kararname ile
kapatıldığı belirlenmiştir."
- "FETÖ'yü lojistik ve finansal olarak desteklemiş"
Fezlekede, Dumankaya ailesinin ve şirketlerinin "2001 krizi" denilen krizden ciddi manada etkilendiği, ekonomik olarak iflas noktasına geldiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Bunu öğrenen FETÖ'nün zaten irtibat halinde oldukları aileye ve
şirkete lojistik ve finansal destek verdikleri, kamu gücünü de
kullanmak suretiyle bu şirketi düzlüğe çıkardığı, ticari olarak
izah edilemeyecek şekilde 2002 yılından sonra büyüdükleri, FETÖ'nün
hiçbir kimseye ve kuruma karşılıksız iyilik yapmayacağı hususu ile
birlikte değerlendirildiğinde zor durumdan kurtulan şirketin ondan
sonra sürekli FETÖ'yü lojistik ve finansal olarak desteklediği bir
gerçektir. Yaklaşık 15 yıl birlikte hareket eden bu şirket grubu,
FETÖ'ye milyonlarca lira aktarmıştır. FETÖ uğruna taşeronlarına
baskı ve şantaj uygulamıştır."
Yorumlar