ABD'de Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın seçim zaferinin ardından başlayan tahvil faizleri ve dolardaki yükseliş hız kazanırken, dolar endeksi son 11 ayın zirvesini gördü.
ABD başkanlık seçimlerinde Trump'ın galip gelmesinin ardından
küresel piyasalarda belirsizliğin artması ve azalan risk iştahının
etkisiyle dolar, gelişmekte olan ve çoğu gelişmiş ülkelerin para
birimine karşı değer kazandı. Trump'ın maliye politikalarında
genişlemeci adımlar atacağı, bunun enflasyonu yükselteceği ve
Fed'in faiz artırımının hızlı olacağı beklentisiyle ABD 10 yıllık
tahvil faizleri ve dolar endeksi yukarı yönlü sert yükseliş
kaydetti.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri başkanlık seçiminin ardından 50 baz
puan artarak yüzde 2,30 ile bu yılın en yüksek seviyesine
ulaşırken, dolar endeksi de 100,22 ile 11 ayın zirvesini görmesinin
ardından 99,70 seviyesinde dengelendi. Dolar endeksi, Fed'in faiz
artırım yapacağı beklentilerinin kuvvetlendiği Mart ve Aralık
2015'te de 100 seviyesini aşmıştı.
Altının ons fiyatı 1.112 dolara gerileyerek son 5,5 ayın,
avro/dolar paritesi de 1,0729 ile 6 Ocak'tan bu yana en düşük
seviyesine indi.
Bu süreçte gelişmekte olan ülkelerin para birimleri de dolar
karşısında yüzde 10 civarında değer kaybetti. Son bir haftada
Meksika pesosu dolara karşı yüzde 12, Güney Afrika randı yüzde 8,
Brezilya reali yüzde 7,5, Rus rublesi yüzde 4,1, Macar forinti
yüzde 3,9 ve Japon yeni yüzde 3,6 değer yitirdi. Söz konusu dönemde
diğer gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine göre dirençli
kalan Türk lirasındaki değer kaybı ise yüzde 3,6 oldu.
"Türk lirası dirençli kaldı"
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, ABD başkanlık
seçiminden Cumhuriyetçi Parti adayı Trump’ın galibiyetle çıkmasının
küresel piyasalarda belirsizliği arttırdığını belirterek, Trump'ın
ekonomi ve dış ticaret politikalarında nasıl bir yol çizeceğinin
henüz bilinmediğini ancak seçim vaatleri ve sonrasındaki
demeçlerinin Trump’ın maliye politikasını genişlemeci yönde
kullanacağına işaret ettiğini söyledi.
Genel bir kural olarak bütçenin gevşetildiği dönemlerde faiz
oranlarının yükselme eğilimine girdiğini ifade eden Yılmaz, "İlk
takip etmemiz gereken seçim sonrası 50 baz puanlık artışla yüzde
2,30'a yükselen 10 yıllık tahvil faizlerinin ne zaman
sakinleşeceğidir." dedi.
Trump'ın ekonomi ve dış ticaret politikaları netleştikçe ABD'de
faiz hadlerinin sakinleşebileceğini ifade eden Yılmaz, Türk
lirasının ise Trump döneminde diğer para birimlerine göre daha
dirençli seyrettiğini vurguladı.
Yılmaz, "Her ne kadar Türk lirası küresel dalgadan etkilense de
kayıplar daha sınırlı kalmakta. Çünkü Türkiye, Avrupa değer-tedarik
zincirinin bir parçası." dedi.
"Dengelenme görmemiz halinde aralarında para birimleri kısa süre
için nefes alabilir"
DenizBank Özel ve Yatırım Grubu Yönetmeni Orkun Gödek de ABD
piyasalarında hisse senedi, tahvil ve dolar fiyatlamalarında
ayrışma eğiliminin ağır bastığını, altyapı çalışmalarına ağırlık
verileceği beklentisi ile sanayi şirketlerine ait hisse
senetlerinin yukarı yönde hareketlilik gösterdiğini, ticaret
anlaşmalarına yönelik gelecek dönemde konuşulacak muhtemel risklere
paralel ihracatçı şirketlere ait hisselerde satış görüldüğünü
anlattı.
Gödek, harcamaların yaratması muhtemel enflasyonist baskıyla tahvil
pozisyonlarının azaltıldığını ve güvenli liman tercihinin ön plana
çıkmasıyla doların değer kazandığını ifade ederek, G10 para
birimleri karşısında sterlin hariç tüm ülkelerde kayıplar
yaşandığını, doları destekleyen en önemli faktörlerden birinin
gösterge menkul kıymetlerde getiri eğrisinin yukarı yönde eğilim
göstermesi olduğunu vurguladı.
ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yüzde 2,23-2,30 aralığında
soluklanma olması ve kısa vadeli denge arayışına girilmesi yönünde
beklentisi bulunduğunu dile getiren Gödek, şunları kaydetti:
"Şayet beklentim gerçekleşmezse hareket farklı bir faza geçiş
yapabilir. Yüzde 2,40-2,50 aralığında yönelmesi muhtemel faizlerin
doğal bir sonucu olarak tüm piyasalarda değer kayıplarının şiddeti
artacaktır. Tahvil faizleri arasındaki marjın hem 2-10 yıllıklar
arasında hem de ABD-Almanya 10 yıllıkları arasında genişlemesi
doları destekliyor. Dengelenme görmemiz halinde aralarında Türk
lirasının da bulunduğu satış gören para birimleri kısa süre için
nefes alabilir. Yurt içi piyasalarda 10 yıl vadeli tahvil faizinin
yüzde 11 bölgesinden gevşeme göstermemesi Türk lirasını baskı
altında tutmaya devam edecektir."
"ABD'de dış talepte bir miktar bozulma
olabilir"
Turkey Macro View Consulting Yönetici Direktörü Ferhat Yükseltürk
ise ABD seçimleri sonrasında siyasi istikrara dair artan
endişelerin yanı sıra kamu harcamalarını artırma ve vergi indirimi
vaatleri nedeniyle ABD'de enflasyon beklentilerinin hızla
yükseldiğine dikkati çekerek, enflasyon beklentilerindeki artışın
tahvil getirilerinde de sert yukarı yönlü harekete neden olduğunu
belirtti.
Enflasyon beklentilerindeki artışın Fed'in gelecek dönemde daha
şahin bir tutum sergilemesine yol açacağını ve bu durumun doların
diğer tüm para birimleri karşısında hızla değer kazanmasına neden
olduğunu vurgulayan Yükseltürk, seçim sonuçlarının ardından
Meksika, Brezilya ve Güney Afrika para birimlerindeki kayıpların
yüzde 7'nin üzerinde olduğunu, TL'nin ise görece daha olumlu
performans göstermesinde son dönemdeki hızlı değer kaybetmesinden
kaynaklandığını söyledi.
Dolarda faizlerdeki yükselişe bağlı olarak görülen hızlı değer
kazancının ABD'de dış talepte bir miktar bozulmaya neden
olabileceğini ifade eden Yükseltürk, "Eğer Trump, söz verdiği gibi
altyapı ve vergi indirimlerini hızla hayata geçirirse ABD ekonomisi
büyüme dinamikleri açısından kısa vadede olumsuz etkilerinin
sınırlı kalmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde ise gelişmiş ülke
merkez bankaları arasında para politika ayrışmasının daha da
artacağını ve bunun dolardaki değer kazancı sürecini desteklemeye
devam edeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar