Dalgalı seyriyle yılın başından bu yana gündemin üst sıralarında
yer alan dolar, yatırımcısına yüzde 1,8 kazandırırken, altın ve
borsa yatırımcısının yüzünü güldürdü.
Geçen yılın kapanışından bu yana fiyatı yüzde 28 artış kaydeden
altın, en fazla kazandıran yatırım aracı oldu. Uluslararası
piyasalarda özellikle Merkez Bankalarının politikalarına ilişkin
belirsizlikler, negatif faiz uygulamalarının artması ve jeopolitik
risklerle artan altın talebi, hem ons hem de gram fiyatının
yükselmesini sağladı.
Borsa İstanbul'da ise hisse senetleri, 2015 kapanışından bugüne
kadar ortalama yüzde 7,4 değer kazancıyla yatırımcısının yüzünü
güldüren enstrümanlardan oldu.
BIST 100 endeksi, yılın başından bu yana hükümet değişikliği,
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi ve
jeopolitik riskler gibi olağanüstü gelişmelere karşın özellikle
banka hisseleri öncülüğünde yükseldi. Geçen yıl yatırımcısına yüzde
16 zarar ettiren BIST 100 endeksi, 2016'daki yükseliş isteği ile
öne çıktı ve bugüne kadar geçen yılın kayıplarının neredeyse
yarısını telafi etti.
Endeksi bankalar yukarı, ulaştırma aşağı çekti
Borsa İstanbul'da gerek yüksek işlem hacmi gerekse derinlik
anlamında en çok tercih edilen sektörlerin başında gelen
bankacılıkta hisselerin kazancı yüzde 10'u aştı. Düşüşe geçen faiz
oranlarının banka karlılıklarına pozitif yansıması ve faizlerdeki
gerileyişin devam edeceğine ilişkin beklentilerin desteklediği
bankacılık hisseleri, yüksek likiditeleri ile Borsa İstanbul'un
lokomotifi konumunda bulunuyor.
Banka hisseleri güçlü görünümü ile Borsa İstanbul'u yukarı
taşırken, performansı olumsuz etkileyen ve endeksi aşağı çeken
sektörlerin başında ise ulaştırma geldi. Rusya ile yaşanan gerilim
ve jeopolitik gelişmeler nedeniyle geçen aylarda turizm
gelirlerindeki düşüş önce ulaştırma, ardından da turizmin Borsa
İstanbul'un en fazla değer kaybeden sektörleri olmasına neden oldu.
Söz konusu sektörlerde şirket karlılıklarındaki gerileme ile yıl
başından bu yana ulaştırma sektörü yatırımcısına ortalama yüzde 28,
turizm ise yüzde 10 kaybettirdi.
Yurt içi piyasaların gündeminde üst sıralarda yer bulan dolar ise,
TL karşısında 2015'teki hızlı yükseliş ve ABD Merkez Bankasının
(Fed) faiz artırımında çok yavaş davranmasının etkisiyle sınırlı
bir yükseliş kaydetti. Yılın başından bu yana TL karşısında dolar
yüzde 1,8, avro yüzde 5,1 değer kazanırken, sterlin İngiltere'nin
AB'den ayrılma kararının etkisiyle yüzde 9 değer kaybetti.
Dolar, yıl başından bu yana mayıs ayındaki hükümet değişikliği ve
15 Temmuz'daki darbe girişimi ile 3 liranın üzerini test etse de bu
seviyelerde tutunamadı ve dün kapanış itibarıyla 2,97 lira
seviyesinde dengelendi.
Meksa Yatırım Araştırma Müdürü Eren Can Ümüt, AA muhabirine yaptığı
değerlendirmede, 2016'nın oldukça önemli gelişmelerin yaşandığı bir
yıl olmaya devam ettiğini belirterek, bugüne kadar Avrupa ve
Japonya başta olmak üzere Merkez Bankalarının parasal genişleme
adımlarını hızlandırması ve bunun sonucunda 13 trilyon dolara
erişen negatif faizli devlet tahvili, Brexit, petrol fiyatlarının
seyri ve Fed'in faiz artırımına yönelik gelişmelerin yılın başından
bu yana piyasalarda dalgalanmalara neden olduğunu anlattı.
Yıl sonuna kadar yine bu olguların ağırlıklı olarak konuşulmaya
devam edeceğini dile getiren Ümüt, "Yurt içinde Merkez Bankasının
sadeleşme adı altında marjinal fonlama maliyetini düşürmesi ve
zorunlu karşılıklarda indirime gitmesi dikkati çekerken, darbe
girişimi, kredi derecelendirme kuruluşlarının negatif açıklamaları
ve Suriye sınırındaki gelişmeler de piyasaları etkiledi." dedi.
Ümüt, küresel piyasalarda bulunan yüksek likidite ve son dönemde
Suriye meselesine yönelik ABD ile ortak açıklamalar yapılması gibi
gelişmelerin, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin
notunda indirime gitmeyeceği beklentisini güçlendirebileceğini ve
piyasaları pozitif etkileyebileceğini ifade ederek, "Kredi notunun
düşürülmemesi ve Fed'in faiz artırım konusunda bu yılı pas geçme
olasılığın artması ile BIST 100 endeksinin 84.000 seviyesine kadar
yükselebileceğini düşünüyoruz. Olumsuz senaryoda ise 74.000-72.000
bölgesi takip edilebilir." ifadelerini kullandı.
Dolar/TL'de 2,94 altında kalıcılık sağlanması durumunda 2,90
seviyelerine kadar geri çekilmenin tetiklenebileceğini belirten
Ümüt, kur piyasasının gerek yurt içi gerekse yurt dışı
belirsizlikler karşısında daha kırılgan yapıda olduğunu, Fed ve
kredi derecelendirme kuruluşları tarafında negatif bir gelişme
olması durumunda dolar kurunun 3,10-3,15 aralığına
yükselebileceğini kaydetti.
Ümüt, altının ons fiyatında ise Fed kararlarının belirleyici olmaya
devam edeceğini, buna karşın küresel ölçekte bol likidite ve
negatif faizli tahviller nedeniyle yükseliş eğiliminin destek
bulmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, 1.355 dolar üzeri
fiyatlamalarda yıl sonuna kadar 1.400 seviyelerinin gündeme
gelebileceğini söyledi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar