Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Perinatoloji (Gebelik) Uzmanı Prof. Dr. İsmail
Özdemir, doğum sırasında ve sonrasında meydana gelen anne
ölümlerinin hala kadınları tehdit ettiğini belirterek, "Dünya ve
ülkemizde kanamaya bağlı anne ölümleri hala çok yüksek." dedi.
Özdemir, doğumda ve sonrasında meydana gelen kanamalara bağlı
olarak gerçekleşen anne ölümleri hakkında AA muhabirine açıklamada
bulundu. Dünya Sağlık Örgütüne göre, gebelik sırasında ya da
doğumdan sonraki 42 güne kadarki dönemde gebeliğe bağlı kayıplara
"anne ölümü" denildiğini ifade eden Özdemir, çok tecrübeli
oldukları için eskilerin, 'bir gebenin kırkı çıkana kadar mezarı
açık bırakılır' sözünü anlamlı ve kıymetli bulduğunu söyledi.
"100 binde 15 yüksek bir rakam"
Prof. Dr. Özdemir, ülkemizde 1990’lı yıllara oranla anne
ölümlerinde ciddi gerilemelerin sağlandığını ancak kayıpların hala
çok yüksek olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu oran önceleri 100 binde 100 civarında iken, 2000'li yıllarda
100 binde 30'a kadar geriletildi. Günümüze gelince, ülkemizde anne
ölüm oranı 100 bin canlı doğumda 15’lere inmiştir. Ancak bu oran
hala yüksektir. Çünkü gelişmiş ülkelerde rakam 100 binde 1'i
düşmüştür. İngiltere'de bu oranın 100 binde 1 olduğu düşünülürse
daha çok çalışmamız lazım."
Son yıllarda yürütülen çalışmalar neticesinde doğum ve sonrasında
her 100 binde 15 kadının hayatını kaybetmesinin başarı hanesine
yazılsa bile alınması gereken epey mesafe olduğunu aktaran Özdemir,
"Türkiye, doğum esnasında anne ölüm oranlarında dünyada en hızlı
düşüş gösteren 10 ülke arasında yer almaktadır. Anne ölümlerindeki
düşüşte Sağlık Bakanlığının desteği ve kadın doğum hekimleri başta
olmak üzere sağlık çalışanlarının emeği unutulmamalıdır." diye
konuştu.
"Anne ölümlerinin yarısı önlenebilir"
Ülkemizde, yılda yaklaşık bir milyon 300 bin gebelik olayının
gerçekleştiğini dile getiren Özdemir, anne ölümlerinin en az
yarısının önlenebilir olduğunu ve gebelerin düzenli takip
edilmelerinin önemine işaret ederek, şunları dile getirdi:
"Doktorları tarafından ileri merkezlere yönlendirildikleri zaman, o
gebelerin ileri merkezlere gitmeleri hayatlarını kurtarır. Aksi
durumda, komplikasyon çıktıktan sonra gitseler bile geç kalındığı
için çoğu zaman iş işten geçmiş oluyor. Doğum sonu kanamasının en
sık sebebi, rahmin yeterince kasılamaması olduğundan, dakikalar
içinde anne ölümü gerçekleşebilir. Bunun için de doğum yapmış
gebenin ilk birkaç saat yalnız bırakılmaması ve rahimlerinin sık
sık kontrol edilmesi önemlidir. Önlemlere rağmen kanama devam
edecek olursa, kadın-doğum hekimi rahim içine yerleştirilerek
kanamayı kesen özel yapım 'balon yöntemlerini', 'rahim kasıcı dikiş
tekniklerini' ve 'büyük damarları bağlamasını' iyi bilmelidir."
"Sadece anne ölmüyor"
"Duyduğumda, beni en çok etkileyen en trajik ölüm anne ölümüdür."
diyen Özdemir, sözlerini, şöyle tamamladı:
"Bir annenin ölmesiyle yeni doğan bebek ve evdeki çocuklar ile
birlikte baba da yetim kalır. Kısacası o aile tümden yetim kalır. O
nedenle anne ve çocuk ölümü bir ülkenin gelişmişlik kriteridir aynı
zamanda. Dolayısıyla sadece anne ölmüyor, çok şey kaybediliyor."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar