Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Eğer bugün kıyamet kopacaksa
yeryüzünde çocuklara karşı işlenen istismar suçlarından dolayı
kıyamet kopar" dedi
Aile Haftası dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din
Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün organize ettiği "Mahremiyet
Bağlamında Sosyal Medya ve Aile" forumu Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez'in açılış konuşmasıyla başladı. Görmez konuşmasında
mahremiyet, mahrumiyet, ırz, namus, haya kelimelerinin anlamlarına
değinerek son günlerde çocuklara yönelik artan cinsel istismar
konusu üzerinde durdu. Görmez, "Son zamanlarda çokça
verdiğimiz şehit evlatlarımıza Cenab-ı Hakk'tan rahmet diliyorum ve
bir an önce bu topraklarda hiçbir ciğerparemizin can vermediği
barış, güven ve huzur içerisinde milletçe yaşamayı Cenab-ı Hakk
bizlere nasip etsin" ifadelerini kullandı.
"HAYA BASİT BİR UTANMA DUYGUSU DEĞİLDİR"
"Aile ilahi bir varlık olarak değerlendirildiğinde nikah misak
olarak değerlendirilmiş" diyen Görmez, şöyle devam etti: "Nikah
masasında eşlerin birbirine verdiği söz de misak olarak
adlandırılmıştır. Adem ile Havva ilk aile, dünya hayatında yaşamaya
başladıklarında ilk fark ettikleri büyük ilke mahremiyet olmuştur.
Mahremiyet kelimesi Türkçe'de anlam daralmasına uğramış çok önemli
bir kavramdır aslında. Sadece aileyi saklayarak, gizleyerek ailenin
mahremiyetini sağlayamazsınız. Mahremiyet kelimesi hürmet
kelimesinden gelir ve mahremiyet kelimesi ailenin saygınlığı
demektir. Haram kelimesi iki anlama gelir. Bazı şeyler kötü olduğu
için haramdır, bazı şeylerin haramlığı ise hürmettendir. Irz ve
namus kavramları da Türkçe'mize neredeyse asli manasının
çerçevesinin yüzde 90'ını kaybederek geçmiştir. Irz kelimesi aile
için kullanılacaksa ailenin şeref ve onurudur ailenin
dokunulmazlığını ifade eder. Namus kelimesi Cenab-ı Hakk'ın aile
için belirlediği bütün kurallardır. Meşhur bir söz vardır 'Siz bana
kelimeleri değiştirme yetkisini verin ben size yeni bir dünya
kurayım' bu kelimeler anlam daralmalarına uğradıkları için pek çok
yanlışlığı da beraberinde getirmiştir. Bir insan haya duygusunu
kaybetmişse o insanın varlığı ile yokluğu arasındaki fark ortadan
kalkmıştır, bir ölü hükmündedir. Haya basit bir utanma duygusu
değildir."
"SOSYAL MEDYA AHLAKINA VE HUKUKUNA İHTİYACIMIZ
VAR"
Görmez, sosyal medya mecrasının kötü kullanıldığı zaman yalan,
iftira, dedikodu ve her türlü gayri ahlakı söz ve davranışın bir
anda bütün insanlığı kuşatacak hale geldiğinin altını çizerek,
"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, Milli Eğitim Bakanlığı olarak,
üniversitelerimiz, yazarlarımız, fikir adamlarımız olarak üzerinde
yoğunlaşmamız gereken bir konu var. Bizim sosyal medya ilmihaline
ihtiyacımız var. Diyanet İşleri Başkanlığımızın iletişim uzmanları
ile birlikte oturarak sosyal medya ahlakı ve hukukuna ihtiyacımız
var. Bugünün dünyası mahremiyet mahrumudur. Mahremiyet mahrumu
olmamak için çocuklarımızın olmaması için mahrumiyet ve mahremiyet
eğitimine ihtiyacımız var" diye konuştu.
"ÇOCUK ALLAH'IN EMANETİ, GÖZÜN NURUDUR"
Görmez, bir aydır konuşulan çocuklara yönelik istismarın herkesi
insanlığından utandıran bir konu olduğuna vurgu yaparak, "Bir aydır
bu ülkede çocuk istismarını konuşuyoruz ve bu hepimizi
insanlığımızdan utandırıyor. Asıl insanlığımızdan utandıran bir
hususta hepimizin üzerinden bu utancı ortadan kaldırmak varken
bizatihi bu konuyu bir politik ayrışma ve birbirimizi suçlama
konusuna dönüştü bu çok daha üzücü olmuştur. Hem bir taraftan
hepimizi insanlığımızdan utandıracak bir şey konuşuyoruz ki çocuk
istismarı bugünün dünyasında eğer bugün kıyamet kopacaksa
yeryüzünde çocuklara karşı işlenen istismar suçlarından dolayı
kıyamet kopar. Çocuk Allah'ın emaneti, çocuk Kur'an da gözün nuru
diye tarif edilir. Bu utancı üzerimizden atmak için hep birlikte
bir çaba içerisine girmek varken ayrıca bir ayrışma karşılıklı bir
politik istismar haline, insanları birbirini suçlaması, birbirini
utandırmak için çaba içerisine girmesi en az birincisi kadar
kötüdür" ifadelerini kullandı.
"CİNSİYETÇİLİK IRKÇILIKTAN DAHA KÖTÜ BİR
HASTALIKTIR"
"Kadın ve erkek yeryüzünü birlikte imar etmek üzere
yaratılmışlardır" diyen Görmez, şunları kaydetti: "Her ikisinin de
varlık gayesi aynıdır. Allah'a muhatap olmak bakımından kadın ve
erkek eşittir. Görev dağılımlarının farklılığı eşitsizlik değildir.
O sadece vazife dağılımıdır. Yaratılış ve Allah'a muhatap olmak
bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. Bu farkı
gözetmek cinsiyetçiliktir. Cinsiyetçilik ırçılıktan daha kötü bir
hastalıktır. Asla cinsiyetimizi insanlığımızın önüne geçirecek bir
hayat yaşayamayız insanlığımız daima önde olacak. Mahremiyet
açısından birinci vazife hiç kimse kendi cinsiyetini insanlığının
önüne geçiremez. Bugün materyalizmin en büyük silahı kadını bir
cinsel objeye dönüştürerek, mahremiyetini ihlal ederek, bedenini
teşhir ederek, reklam aleti haline getirerek onu yok etmek
olmuştur. Hiç kimsenin istismar edilmediği kimsenin bedeninin
teşhir edilmediği, herkesin insanlığının cinsiyetinin önünde olduğu
bir hayatı birlikte yaşamamız emredilmiştir."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar