Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden dokuz yılı aşkın bir zaman
geçti. Cinayet soruşturması hâlâ nihayete erdirilmiş değil ancak
pek çok nokta da aydınlığa kavuştu.
Al Jazeera'dan Selahattin Günday'ın haberine göre; Dink Cinayetinin
aydınlığa kavuşmuş önemli noktaları:
1-Cinayetin işleneceğini bazı kamu görevlileri önceden
biliyordu.
Yıllar sonra polis ve jandarmanın cinayetin işleneceğini bildiği
orta çıktı. Jandarmaya bu bilgiyi ulaştıran kişi Çoşkun İğci.
Azmettirici Yasin Hayal'in eniştesi olan İğci, cinayettin yaklaşık
6 ay önce Ağustos 2006'da Yasin Hayal'in İstanbul'da Hrant Dink'i
öldüreceğini bağlantıda olduğu makamlara bildirmişti. Bilgileri
alan Trabzon jandarma görevlileri hiçbir işlem yapmadı.
Trabzon İl jandarma Komutanı Ali Öz, Jandarma İstihbarat Müdürü ise
Metin Yıldız idi.
Jandarma gibi polis de Dink'in vurulacağı bilgisine sahipti.
Polisin haber kaynağı ise muhbir Erhan Tuncel idi. Erhan Tuncel de
görüştüğü Şubat 2006'da Trabzon İstihbarat Şube polislerine Yasin
Hayal'in Hrant Dink'i öldürmek için çalışmalar yaptığını anlattı.
Bu bilgi İstanbul'a ve Ankara'ya bildirilmişti ancak sonrasında
göreve gelen Trabzon Emniyet Müdürü ve İstihbarat Müdürü tarafından
nedeni bilinmeyen şekilde takibi yapılmadığı için cinayet
işlenmişti. Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, cinayet tarihinin
Trabzon Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı idi.
2- Dink'in evi ve işyeri cinayet öncesi jandarmaların uğrak
noktasıydı.
Soruşturma kapsamında Dink'in evi ve işyerinde jandarmaların keşif
yaptığı ortaya çıktı. Dink'in öldürüleceği bilgisine sahip
olan Trabzon'daki jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ,
Ergün Yorulmaz ve Gazi Günay 7 Ağustos 2006 günü Trabzon'dan
İstanbul'a yola çıktı. Bu üç isim yola çıktıktan iki gün sonra yani
9 Ağustos 2006'da Hrant Dink'in Bakırköy'deki evi ve Şişli'deki
işyerinin çevresinde keşif yaptı. Bu kişilerin kullandığı telefonun
sinyalleri o bölgede olduklarını doğruladı.
Cinayet günü bir grup jandarmanın Dink'in Bakırköy'deki evine
gittiği belirlendi. İstanbul Jandarma görevlileri yüzbaşı Muharrem
Demirkale, Şeref Ateş, Mustafa Küçük, Miktat Özbek ve Rahmi Özer
ile birlikte öğle saatlerinde Hrant Dink'in Bakırköy'deki evinin
bulunduğu bölgeye gitti. Bu isimlerin o bölgede olduğu telefon
sinyalleri ile belirlendi.
Dink'in evine giden beş jandarmadan birinin önemi 15 Temmuz
sürecinde anlaşıldı. Dink cinayeti döneminde yüzbaşı olan Muharrem
Demirkale, yıllar içinde rütbe almaya devam etti. Yarbay rütbesine
kadar yükselen Demirkale, Ankara'da Jandarma Genel Komutanlığı'nda
görev yapıyordu. 15 Temmuz gecesi darbecilerle birlikte hareket
eden Demirkale, Gülen örgütü ve darbe soruşturması kapsamında
tutuklandı.
3- Cinayette kullanılacak silahı bile
biliyorlardı.
Jandarma cinayete ilişkin bilgilere ayrıntısına kadar hâkimdi.
Tetikçi daha yakalanmadan cinayeti işlediği silahın bilgisini
yazacak kadar hâkimdiler. Cinayetten bir gün sonra 20 Ocak 2007'de
Trabzon jandarmasının düzenlediği bilgi formunda, “İstanbul iline
giden 4 kişi tarafından Dink'in evi ve Agos Gazetesi arasındaki
güzergâhın keşfinin yapılarak krokilerin hazırlandığı, olayda
kullanılan silahın temin edilebilmesi için Yasin Hayal'e 500 TL
para gönderildiği ve 'Ardeşen el yapımı' silahın temin edildiği”
yazıyordu.
Bu formdaki bilgiler saat 21.50'de yazılmıştı. Yani Ogün Samast,
Samsun otogarında yakalanmadan 10 dakika önce... Samast henüz
yakalanmamış, cinayette kullandığı silah henüz ele geçirilmemişti.
Ancak Trabzon'daki jandarma birimleri Haber Kayıt Bildirim Formu'na
cinayette kullanılan silahın markasını 'Ardeşen el yapımı' diye
yazabiliyordu. Bu bilgileri yazanların Trabzon Jandarma İstihbarat
görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin olduğu tespit edildi.
4- Cinayete kadar muhbir ile görüştüler.
Yeniden ele alınan Dink cinayeti kapsamında Trabzon Emniyet
İstihbarat Müdürlüğü'nde de arama yapıldı. Aramalarda yıllar
öncesine ait önemli belgeler bulundu. ‘12 Ekim 2006' ve ‘12 Kasım
2006' tarihlerinde haber elemanı Erhan Tuncel ile yapılan ve bugüne
kadar ortaya çıkmayan görüşmelerin ıslak imzalı raporları bulundu.
Raporlarda ‘Erhan Tuncel ile ilgili bilgi sahibi değilim. Dink'in
öldürüleceğine ilişkin bilgiler bana iletilmedi' şeklinde savunma
yapan dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın imzası mevcut.
Bu raporlar, Dink cinayeti işlenmeden yaklaşık 2 ay öncesine kadar
muhbir Erhan Tuncel ile görüşüldüğünü ortaya koydu.
5- Tetikçi ile aynı gün Trabzon'dan İstanbul'a gelen
jandarmalar...
Cinayetten bir gün önce 18 Ocak 2007'de tetikçi Ogün Samast
Trabzon'dan İstanbul'a geldi. Aynı gün Trabzon Jandarma
İstihbarat'ta görevli Astsubay Satılmış Şahin'in de İstanbul'a
geldiği tespit edildi. Şahin'in İstanbul'da olduğu telefon
kayıtlarından tespit edildi.
Satılmış Şahin İstanbul'a gelişini “Firari bir askeri
Tekirdağ-Çorlu'ya götürdüm” şeklinde açıkladı. Ancak savcılık,
Şahin'e böyle bir görev verilmediğini belirledi.
6- Cinayet jandarma nezaretinde işlendi.
9 yılda ortaya çıkan en önemli gerçeklerden biri olay anında orada
olan jandarmalardı. Dink'in öldürüleceğini bilen jandarmanın,
cinayet anında da olay yerinde olduğu ortaya çıktı. Şu ana kadar
dokuz jandarma istihbarat görevlisinin Dink cinayetinin olduğu anda
olay yerinde olduğu tespit edildi. Bu jandarma görevlilerinden bir
kısmı tutuklandı. Yani Dink cinayeti ' jandarma nezaretinde'
işlenmişti. Bu jandarmaların içinde Gülen örgütü soruşturmalarından
tutuklu isimler var.
7- Cinayetten önce istihbarat müdürüne ‘İstanbul'u terk et'
uyarısı...
Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube
Müdürü Ahmet İlhan Güler'di. Güler'in cinayetten yaklaşık bir hafta
önce Ankara'ya İstihbarat Daire Başkanlığı'na çağrılarak
İstanbul'daki görevini bırakması istendiği ortaya çıktı. Güler'in
görevini bırakmasını isteyen isimler Gülen Örgütü soruşturmalarında
firari emniyet müdürleri Çoşkun Çakar ve Recep Güven idi.
Cinayet öncesinde yapılamayan değişiklik cinayetin ardından
gerçekleşti. Ahmet İlhan Güler, cinayetteki ihmâli gerekçe
gösterilerek görevden alındı ve yerine Gülen örgütü
soruşturmalarından tutuklu, bu örgütün en önemli polis şeflerinden
olduğu belirtilen Ali Fuat Yılmazer getirildi.
8- Dink cinayeti bir 'araç suçtu', 'amaç suç'
neydi?
Gülen örgütüne mensup Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer gibi
eski polis müdürleri davanın sanığı durumunda. Kamu görevlileri ile
ilgili hazırlanan iddianamede "Gülen örgütünün amaçları için 'araç'
olarak Dink cinayetini kullandığı, bu cinayetin ardından İstanbul
emniyetinde Gülen örgütünün istediği şekilde değişiklikler
yapıldığı" anlatıldı. Cinayetin ardından İstanbul İstihbarat Şube
Müdürü Ahmet İlhan Güler'in yerine Ali Fuat Yılmazer
görevlendirilmişti. Ali Fuat Yılmazer'in gelişi ile birlikte
Ergenekon soruşturmalarının önü açıldı. Cinayetin ardından zaman
içinde diğer birimlerde de değişiklikler yapıldı. İstanbul Terör
Şube Müdürlüğü'nde de değişiklikler yapıldı. Selim Kutkan'ın yerine
sırayla Mutlu Ekizoğlu, Yurt Atayün ve Ömer Köse gibi isimler
getirildi. Bu isimler de şu anda Gülen Örgütü soruşturmalarında
tutuklu…
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar