Dünyada ve Türkiye’de diyabette ciddi artışların olduğunu belirten Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, bunun yanında uygulamada pek çok olumlu değişimler yaşandığını söyledi.14 Kasım Dünya Diyabetliler...
Dünyada ve Türkiye’de diyabette ciddi artışların olduğunu
belirten Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin
Dinççağ, bunun yanında uygulamada pek çok olumlu değişimler
yaşandığını söyledi.
14 Kasım Dünya Diyabetliler Günü dolayısıyla Diyabetle Yaşam
Derneği Samsun Şubesi’nin 2016-2017 diyabet raporunu açıklayan
Diyabetle Yaşam Derneği Samsun Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Halk
Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, "Gelişen tıp
teknolojisi, artan gelir düzeyi ve iletişimin artması ve diyabet
konusunda uluslarası duyarlıklık ve devlet politikaları nedeniyle
diyabetin ve diyabetlinin farkındalığı, tanısı, tedavi ve önlenmesi
konusunda son on yılda; hastalıkta, ülkemizde ve dünyada ciddi
artış yaşanırken uygulamada pek çok olumlu değişimler yaşanmıştır.
Modern diyabet tedavisinde yeni ilaç seçenekleri ortaya çıkmıştır
ve hala yeni ürünler piyasaya sürülmektedir.Bu diyabet tedavisinde
daha iyi imkanlar ortaya çıkarmıştır. Diyabetli, iletişim
olanakları ve kamu politikaları nedeniyle diyabetin ve
komplikasyonlarının daha çok farkındadır ve tedavi uyumu daha
fazladır. Egzersizin diyabet tedavisindeki yeri daha çok anlaşılmış
ve egzersiz konusunda toplumsal imkanlar artırılmıştır. Hekime ve
sağlık hizmetlerine ulaşım kolaylaşmış ve diyabetli daha fazla
sağlık hizmeti alır olmuştur. Kendine kendine diyabet
yönetimi,özellikle evde kan şekeri ölçümü,diyabet tedavisinde
başarılı bir düzeydedir. İnsülin kullanımı artmaktadır ve insüline
kullanımındaki korku ve direnç azalmıştır. Sağlıklı beslenme
konusunda toplumsal duyarlıklık artmaktadır.Obesite mücadelesi
konusunda daha çok toplumsal çaba gösterilmektedir. Diyabet ölçüm
cihazlarının kamu idaresi tarafından geri ödeme kapsamından
çıkarılması,diyabet tedavisinde olumsuzluğa neden olabilir endişesi
vardır ve bu konuda çalışma yapılmalıdır.Diyabetlinin kendi kendine
kan şekeri ölçümü aksamamalıdır. Kırsal ve kentsel alanda diyabet
tedavi olanakları arasında ciddi farklar olup,kırsal alanda diyabet
tedavisini takip ve tedavi edebilecek ara eleman eksikliği(halk
sağlığı hemşiresi,diyabet hemşiresi) yetiştirilmeli ve kırsal
alanda diyabetli takibi yapılabilmelidir. İnsülin eğitimi, üretici
firmalar tarafından ’tüketicinin eğitim hakkı kapsamında’ bir yasal
zorunluluk olarak tespit edilmeli ve bu konuda yasal mevzuat
hazırlanmalıdır.İnsülin kalem eğitimi,hali hazırda üğretici
firmalarca ’bir iyi niyet jesti’ gibi algılanmaktadır. Oysa
uygulamanın bir parçasıdır ve yasal olarak ’tüketicinin eğitim
hakkı’ olarak firmalar tarafından mutlaka yerine getirilmelidir.
HbA1c değerlerinin ve şeker ölçüm cihazlarının kalibrasyonu ve
standardize edilmesi çalışmaları daha sıkı yapılmalıdır. Diyabet
tedavisinde diyabetolog, ’diyabet eğitimi almış uzman hekimlerin’
endokrin uzmanlarından daha verimli olabileceği konusunda
üniversiter düzeyde çalışmalar yapılmalıdır.Diyabet salt endokrin
bir hastalık değildir.Konu bir güç alanı olarak görülmemelidir. Bu
konuda ülke şartları ve bilimsel ölçülere göre çalışmalar
yapılmalıdır. Diyabet tedavisinde bir seçenek olarak sunulan
Bariatrik cerrahi uygulamalarının, tıbbi endikasyonlar dışına
çıkmaması, reklam gibi yanıltıcı bilgilerle hasta ve tıbbi
malpraktis uygulamalarına yol açmaması için bu konuda ciddi
önlemlerin alınması gerekmektedir" dedi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar