Dikkat! Omurilik yaralanmaları ölüme neden olabilir

Özellikle yaz aylarında karşımıza çıkan sığ suya atlama sonrası omurilik yaralanmaları ölüme neden olabilir.

Google Haberlere Abone ol
Dikkat! Omurilik yaralanmaları ölüme neden olabilir

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Öneş, sığ suya balıklama atlayan kişilerin alnının sert zemine çarpmasıyla boynun aşırı derecede geriye giderek boyun omurlarının kırılmasına ve omuriliğin yaralanmasına neden olduğunu belirterek, "Gençlerde ve özellikler erkeklerde rastladığımız bu durum ölüm sebebi de olabilmektedir." dedi.

Prof. Dr. Öneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hava sıcaklarının yükselmesiyle beraber deniz sezonunun da açıldığı bu dönemde, sığ suya atlamanın ciddi omurilik yaralanmalarına sebep olduğunu ifade etti.

Omuriliğin beyin ile vücudun arasında bağlantıyı sağlayan temel sinir demeti yapısı olduğunu, kol, bacak ve gövdenin hareketlerinin omuriliğin sağlam olmasıyla gerçekleşebildiğini anlatan Öneş, aynı zamanda akciğer, bağırsak mesane ve böbrek gibi iç organlarının çalışmasının da omurilikle direk ilişkili olduğunu ifade etti.

Öneş, sığ suya atlama sonrası görülen boyun, omurga kırıklarına bağlı omurilik zedelenmesinin kişinin ciddi derecede sakatlanmasına sebep olabildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Özellikle yaz aylarında karşımıza çıkan sığ suya atlama sonrası omurilik yaralanmaları gençlerde çok fazla. Türkiye'de yılda 500 kişi sığ suya atlama sonrası omurilik yaralanmasına maruz kalmaktadır. En çok 12-25 yaş arası genç erkeklerde görülüyor. Boyun bölgesinden itibaren felç kalmanın en önemli sebeplerinden biri sığ suya atlama sonrası omurilik zedelenmesidir. Özellikle sığ suya balıklama atlamak omurilik yaralanması için büyük risktir. Sığ suya balıklama atlayan kişilerin alnının sert zemine çarpmasıyla boyun, aşırı derecede geriye giderek boyun omurlarının kırılmasına ve omuriliğin yaralanmasına neden olur. Gençlerde ve özellikler erkeklerde rastladığımız bu durum ölüm sebebi de olabilmektedir. Hayatta kalan hastalarda kollarında ve bacaklarında kuvvet ve duyu kaybı oluştuğunda hastalar fiziksel anlamda ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır."

 "Travmaya maruz kalanlara sudan çıkarıldıktan sonra yaklaşım çok önemlidir"

Prof. Dr. Kadriye Öneş, yaralanmanın derecesine göre hastaların bir kısmının ellerini kullanamadıklarını, yürüme yeteneklerini kaybettiklerini dile getirerek, ayrıca bu kişilerde solunum, idrar ve gaita boşalma problemlerine sıklıkla rastlandığını aktardı.

Türkiye de her yıl onlarca kişinin sığ suya atlama sonucu omurilik lezyonu ve felç olmaması için halkın bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğuna işaret eden Öneş, şunları kaydetti:

"Suya girilen yerlerde sığ olduğuna dair çok sayıda uyarıcı levhaların olması hayat kurtarıcı olacaktır. Bu kadar basit önlemle bir sürü gencin hayatı kurtulacaktır. Tüm sahil kesimlerinde sığ olan yerlere bu uyarıcı levhaların konulması için gereken yapılmalıdır. Derinliği bilinmeyen yerlerde suya atlanılmaması, özellikle dalgalı denizlerde daha dikkatli olunması gereklidir. Suyun derinliğinin en az 2 metre olması önemlidir. Bu tip bir travmaya maruz kalan kişilere sudan çıkarıldıktan sonra yaklaşım da çok önemlidir. Bu kişilerde omurga kırığı varmış gibi dikkat edilmesi ve omurganın hareket ettirilmemesi önemlidir. Kişinin özellikle boyun bölgesi mümkünse boyunlukla sabitlenmelidir. Hastanın mümkün olduğunca omurgasının sabitlenerek sert sedyeyle taşınması yaralanmanın büyümesini engelleyecektir. Aksi takdirde kısmi olan yaralanmalar tam kesi haline dönebilir. Ayrıca bu hastaların gerekli cerrahi ve medikal tedavi sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarının kontrolü altına girmesi önemlidir."




 

Yorumlar