- Terör soruşturması kapsamında tutuklanan HDP eş genel başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ, başta 6-8 Ekim olayları olmak üzere yaptıkları açıklamalarla vatandaşları sokağa çağırarak kanlı saldırıların yaşanmasına neden olmak, silahlı terör örgütüne üye olmak ve terör propagandası yapmakla suçlanıyor
- Demirtaş'ın çağrısıyla 35 ilde 6-8 Ekim 2014'te sokağa çıkan terör yandaşlarının gerçekleştirdiği saldırılarda 2 polis şehit olmuş, Yasin Börü'nün de aralarında bulunduğu 31 kişi hayatını kaybetmişti
- Yüksekdağ ise Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde katıldığı programda, "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz. Bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" şeklinde açıklama yapmıştı
DİYARBAKIR (AA) - HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve
Figen Yüksekdağ, 6-8 Ekim olayları başta olmak üzere, yaptıkları
açıklamalarda vatandaşları sokak eylemlerine davet ettikleri
gerekçesiyle "suç işlemeye tahrik" ve "halkı isyana teşvik" ile
suçlanıyor.
Haklarında yürütülen terör soruşturması kapsamında gözaltına alınan
Demirtaş ve Yüksekdağ, savcılıktaki işlemlerinin ardından
çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
HDP'liler arasında hakkında en fazla dosya bulunan Demirtaş'ın
fezlekelerinde, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü
üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "örgüt adına
suç işlemek" gibi suçlamalar da yer alıyor.
- 6-8 Ekim olaylarından da suçlanıyor
Demirtaş, HDP Merkez Yürütme Kurulunun Ayn el Arap (Kobani)
bahanesiyle "Sokağa çıkın" çağrısı üzerine, terör örgütü PKK/PYD
yandaşlarınca 35 ilde 6-8 Ekim 2014'te gerçekleştirilen, 2 polisin
şehit olduğu, Diyarbakır'da yoksullara kurban eti dağıtan Yasin
Börü ve 3 arkadaşının da aralarında bulunduğu 31 kişinin hayatını
kaybettiği, 221 vatandaş ile 139 polisin yaralandığı şiddet
olaylarına neden olmaktan da suçlanıyor.
Terör örgütü yandaşlarınca 6-8 Ekim 2014'te gerçekleştirilen
saldırılarda çok sayıda ev ve iş yeri ile okul, kültür merkezi,
müze ve yurt binasında hasar oluşmuştu. Olaylar nedeniyle zarar
gören esnafa devlet tarafından yaklaşık 50 milyon liralık ödenek
sağlanırken, şiddet eylemlerinin devlete maliyetinin 300 milyon
liranın üzerinde olduğu belirlenmişti.
Demirtaş, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgü PKK'ya yönelik
operasyonların engellenmesi amacıyla 2 Mart'ta yaptığı açıklamada,
halka ilçeye yürümeleri çağrısında bulunmuştu
- 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı
Diyarbakır'da, Demirtaş hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini
alenen aşağılama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle
dava açılmıştı.
Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Anayasa'da
değişiklik yapılmasını öngören kanunun Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girmesinin ardından milletvekillerinin dosyalarının
incelenerek dava açılmasına başlandı. Bu kapsamda, Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığınca Selahattin Demirtaş hakkında hazırlanan
iddianame, 7. Asliye Ceza Mahkemesinde kabul edilmişti.
İddianamede, sanık Demirtaş'ın geçen yıl Diyarbakır Havalimanı'nda
bir televizyon kanalına, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na
atıfta bulunarak yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini
alenen aşağıladığının tespit edildiği belirtilmişti.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen terör soruşturması
kapsamında, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP'li
Belediye Meclis Üyesi Fırat Anlı'nın tutuklanmasına ilişkin
belediyeyi ziyaretinin ardından açıklama yapan Selahattin Demirtaş
hakkında, "halkı kanunlara uymamaya tahrik", "Türkiye Cumhuriyeti
devleti ve devletin yargı organlarını alenen aşağılama",
"Cumhurbaşkanına hakaret" ile "suç ve suçluyu övme" suçlarından
soruşturma başlatılmıştı.
- Demirtaş'a yönelik suçlamalar
Demirtaş'ın dosyalarında yer alan diğer suçlamalar ise şu
şekilde:
"Türkiye Cumhuriyetini alenen aşağılamak, terör örgütü propagandası
yapmak, Türk milletini, Cumhuriyeti ve TBMM'yi alenen aşağılamak,
Cumhurbaşkanına hakaret, devletin askeri ve emniyet teşkilatını
alenen aşağılamak, terör örgütü PKK propagandası yapmak, halkı kin
ve düşmanlığa tahrik etmek, kamu görevlisine görevinden dolayı
hakaret, 298 sayılı kanuna muhalefet, örgüte bilerek ve isteyerek
yardım etmek, 2911 sayılı kanuna muhalefet, hakaret, suç işlemeye
alenen tahrik, kanunlara uymamaya tahrik, kamu görevlisinin
aleyhine iftira, suç işlemeye tahrik ve suç işlemeye azmettirme,
devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs."
- Yüksekdağ: "Sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz"
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise 19 Temmuz 2015'te
Kobani'deki temaslarının ardından geldiği Şanlıurfa'nın Suruç
ilçesinde katıldığı programda, "Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve
PYD'ye yaslıyoruz. Bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca
görmüyoruz." diye açıklama yapmıştı. Şanlıurfa Cumhuriyet
Başsavcılığı, bunun üzerine Yüksekdağ hakkında "terör örgütünün
propagandasını yapmak" suçundan soruşturma başlatmıştı.
Ardından Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesinde, "terör örgütü
propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak"
suçlamasıyla yargılanan Yüksekdağ hakkında "kuvvetli suç şüphesi
bulunduğu" ve "sanığın kaçacağı şüphesini uyandıran olguların
varlığı" gerekçesiyle yurt dışına çıkış yasağı konularak, mahkemeye
zorla getirilmesi , Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla
ifadesinin alınması kararlaştırılmıştı.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'ın, geçen yılki Almanya ziyareti
sırasında Deutsche Welle'ye verdiği röportajda, "terör örgütünün
propagandasını yaptığı" gerekçesiyle hakkında dava açılmıştı.
Yüksekdağ, 8 Ağustos 2015'te, Almanya'da bulunduğu sırada verdiği
röportajdaki "Kürt kökenli politikacılar tarafından kurulan
HDP'nin, PKK ile bağı olduğu söyleniyor. Buna ne dersiniz?" sorusu
üzerine, partisinin PKK ile bağı olmadığını söylediği ve "PKK bir
halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik
mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK'nın bu hedeflere ulaşma
konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul
etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir." ifadelerini
kullandığı belirtilmişti.
Yüksekdağ'ın, bu sözlerle "terör örgütü propagandası yapmak" suçunu
işlediği gerekçesiyle 1 yıldan 5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Ayrıca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum
Kongresi (DTK) Olağanüstü Genel Kurulu'ndaki "öz yönetim, özerklik,
çukur ve barikat" açıklamaları dolayısıyla "terör örgütü
propagandası yapmak", "suç işlemeye tahrik", "halkı isyana teşvik"
ile bunların yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun 302. maddesi gereği
"devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "devletin
egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet
idaresinden ayırmak" gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.
Figen Yüksekdağ'ın fezlekelerindeki suçlar arasında şunlar da yer
alıyor:
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, terör örgütü propagandası
yapmak, suç işlemeye alenen tahrik, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini,
devletini, yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen
aşağılama, devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma, suçu ve
suçluyu övmek."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar