Darbecilerin 10 yalanı
Çatı Davası sanıklarının mahkemedesöylediği yalanlar yok artık dedirtti.
Çatı Davası sanıkları mahkemede türlü yalanlara sığındı. Kimisi sabah 6’ya kadar darbe olduğunu anlayamadığını öne sürdü kimisi de zırhlı birlikleri köprüye ‘asayiş için’ yolladığını savundu
FETÖ'cü darbe girişiminin en önemli isimlerinin
yargılandığı Genelkurmay Çatı Davası'nın duruşmaları,
sanıkların çelişkili ve gerçeğe aykırı savunmalarına sahne oluyor.
İşte bunlardan bazıları:
PKK KALKIŞMASI SANDIM: Sanık Tuğamiral Sinan
Sürer'e, "Televizyon da seyredebilmişsiniz, darbe olduğunu
anlamadınız mı?" diye soruldu. Sürer kendini, "Bir ara
televizyondan 'kalkışma' gibi bir altyazı geçiyordu. (Başbakan
Binali Yıldırım'ın kalkışma olduğuna dair açıklamasının altyazısı)
PKK'nın büyük şehirlerde kalkışma yaptığını sandım" diye
savundu.
İŞLER TERS GİDERSE "ZİYARET"
DERİM: Darbeci Albay Mustafa Barış Avıalan, Akıncı
Üssü'ne Genelkurmay Harekât Merkezi'nden gelen bir telefon emriyle
gittiğini, bu emirden şüphelendiğini anlatırken, "Yine de işler
ters giderse 'Bir arkadaşımı ziyarete gelmiştim' der durumu
kurtarırım diye düşündüm" şeklinde komik bir savunma yaptı.
SAVCIDA BAŞKA, MAHKEMEDE
BAŞKA: Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, soruşturma
sırasındaki ifadesinde, "Akıncı Üssü'nü hiç görmemiştim, hiç
görmediğim bir üssü ziyaret etmek için gitmiştim" diye açıklarken
mahkemede, "O akşam kurye uçağı ile İstanbul'a gidebilirim diye
düşündüm" ifadesini kullandı.
BIYIĞI ONU SAKLAYAMADI: Sanık Yarbay Murat
Koçyiğit, Akıncı'ya sivil gittiğini savundu. Mahkeme Başkanı Oğuz
Dik kendisine, Akıncı'daki askeri kıyafetli fotoğrafını gösterince
de, "Bu kişi ben değilim" dedi. Mahkeme Başkanı da Koçyiğit'in
şimdi bıyıklı haline dikkat çekerek, "Bıyık bırakarak bizi
kandıracağınızı mı sanıyorsunuz" diye tepki gösterdi.
KENDİNİ DE İNKÂR ETTİ: Albay Muzaffer
Düzenli'ye sulh ceza hâkimliğinde görüntülü kayıtla alınan
ifadesinin yazıya dökülmüş hali virgülüne kadar okundu. Sanık
Düzenli, görüntülü kayıta rağmen ifadesini kabul etmeyerek 'inkar
strateji'nde direndi.
KORUMA SANMIŞ!: Davada her sanığa, darbe
olduğunu hangi saatte fark ettiği sorusu soruluyor. Genelkurmay
Başkanı Akar'ın Akıncı'ya götürülmesini koordine eden Albay Doğan
Öztürk bu soruya, "Biz ertesi gün saat 06:00'ya kadar
Genelkurmay'da kışlamızın güvenliğini sağladığımızı düşündük"
diyerek yalanda sınır tanımadı.
'BOĞAZ'A TAKILAN YALAN: Darbecilerden bir
kısmı yürüttükleri faaliyetin "darbe girişimine karşı önlem"
olduğunu savunmayı bile denedi. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nü işgal
etmeye çalışan darbecileri koordine eden Zırhlı Tugay Komutanı
Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, "Ben bu birlikleri köprüyü trafiğe açık
tutsunlar, asayişi sağlasınlar diye gönderdim" savunmasını
yaptı.
YURTTA SULH TEK SAYI
OLMALIYDI: Yurtta Sulh Konseyi'nin olmadığını, varsa
da kendilerinin bu konseye üye olmadıklarını ileri süren
sanıklardan biri olan Savaş Kabaklı, "38 üye bulunması idari
bilimler açısından da uygun değil, üye sayısının tek olması gerekir
ki oy çokluğu ile karar alınabilsin" diyerek, Yurtta Sulh
Konseyi'nin savcılıkça üretildiğini iddia etti.
ABD'Yİ ARADIĞINI HATIRLAYAMADI: Darbeci
Albay Ramazan Gözel de diğer tüm sanıklar gibi kritik telefon
görüşmelerini hatırlayamadı. Gözel, Pentagon'daki ve NATO'nun
merkezinin bulunduğu Belçika'daki kişilerle yaptığı görüşmeleri
"hatırlayamadı". Israrlı sorular üzerine de ancak "Benim telefonum
bir ara bende değildi, başkası aramış olabilir" diyebildi.
BİR TEK ÖLEN
DARBECİYİ HATIRLADI: Darbeci Orhan Yıkılkan,
ismini vermediği "bir karacı albay"ın, 2016 yılı Şubat ayında darbe
olacağı yönünde kendilerine istihbarat getirdiğini, bu istihbaratta
"4 üs komutanı ve 1 özel kuvvetler generalinin darbe yapacağı"
bilgisinin yer aldığını söyledi. Yıkılkan, "Bunlar kimdi?" sorusu
karşısında sadece 15 Temmuz'da öldürülen darbeci general Semih
Terzi'nin ismini verdi, üs komutanlarını ise nedense
hatırlayamadı.
Yorumlar