Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkındaki dava

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında "PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C'ye müzahir oldukları" iddiasına ilişkin 12'si tutuklu 19 sanığın yargılandığı dava, sanıkların savunmasıyla sürüyor

Google Haberlere Abone ol
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkındaki dava

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında "PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DHKP/C'ye müzahir oldukları" iddiasına ilişkin 12'si tutuklu 19 sanığın yargılandığı dava, tutuklu sanıkların savunmasıyla sürüyor

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince büyük salonda yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan Bülent Utku, insanların “cesaret hakkı"nın bulunduğunu belirterek, kendisinin de bu hakkı sonuna kadar kullanacağını anlattı.

Herkesten bu hakkı kullanmasının beklenemeyeceğini ifade eden Utku, "Ama bazı kişiler için bu hak, bir görevdir. Bu görevleri yerine getireceklerin başında da hukukçular ve gazeteciler gelir. Cumhuriyet gazetesi, bu 'cesur olma hakkını' kullanan gazetelerden biridir. Çekinmeden sözünü söyler. Objektif ve bağımsızdır. Aydınlanmadan yanadır. Aydınlanma ve söz söyleme uğruna çok bedeller ödemiştir. Bu uğurda mücadele eden Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok bu nedenle hedef alınmış ve katledilmiştir." diye konuştu.

Utku, operasyonun başladığı tarihe kadar Aydın Engin'in "Cihanda Sulh Peki Yurtta Ne” başlıklı yazısı dışında Cumhuriyet gazetesine karşı FETÖ ve PKK ile ilgili olarak operasyon başlatmaya elverişli hiçbir yazı ve haberin olmadığını savunarak, şöyle konuştu:

"Operasyona başlamak için Aydın Engin’in yazısı ile 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlar arasında ilişki kurabilmek, ancak yasa, hukuk ve de mantık ile bir irtibatın kalmamasıyla olanaklıdır. Aydın Engin’in yazısı AKP’nin dış ve iç politikasını eleştiren bir yazıdır. AKP hükümeti, barışa yönelmeyen politikaları nedeniyle eleştiriliyor."

"45 dakikadır iddianameyle alakasız konuşuluyor"

Utku'nun savunmasını sürdürdüğü sırada araya giren duruşma savcısı İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, "45 dakikadır iddianameyle alakasız konuşuluyor." dedi.

Sanık avukatı da söz alarak 9 aydır tutuklu bulunan müvekkilinin ilk kez hakim karşısına çıktığını belirterek, savunmaya müdahale edilmemesini talep etti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurahman Orkun Dağ'ın, "Savcı bey, esasa ilişkin şeyler duymak istediğini belirtiyor" demesi üzerine sanık Bülent Utku, "Savcı bey savunmamda 'Allah'ın sopası' başlıklı bölüm var. Sizinle ilgili. Biz nasıl FETÖ'nün ipliğini pazara çıkardıysak, siz de Fethullah Gülen'i nasıl koruyorsunuz onu anlatacağım. Sabredin." diye cevap verdi.

Savunmasına devam eden Utku, Cumhuriyet gazetesinin FETÖ ile ilişkilendirilmesine kimsenin inanmadığını öne sürerek, daha inandırıcı olmak için FETÖ suçlamasının yanına PKK ve DHKP/C ile ilişkili suçlamaların da eklendiğini iddia etti.

"İmza yetkim nedeniyle hedef alındım"

Sanık Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı'nın yönetim kurulu üyesi ve Yenigün Haber Ajansı AŞ'de 2. derece imza yetkilisi olmasının yanında 1992 yılından bu yana Cumhuriyet gazetesinin aralıksız avukatlığını yaptığını belirterek, operasyonun başlangıcında, Yenigün AŞ’nin 2. derece imza yetkilisi olması nedeniyle hedef alındığını savundu.

İddianamede, CHP Milletvekili Mustafa Balbay'ın “Cumhuriyette FETÖ’cülükten Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP milletvekilinin yazı yazması yasak" tweetinin de delil olarak sunulduğunu anlatan Utku, 2 Haziran 2017'de Silivri'de kendisini ziyaret eden Balbay'la görüşmediğini öne sürdü.

Utku, ByLock kullanıcıları ve haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütünden dolayı soruşturma bulunan 6 kişiyle iletişim kaydının bulunmasından dolayı da suçlandığını anlatarak, "Telefonla aranmak, bir kişinin iradesine bağlı değildir. Kişi iradesinden bağımsız olarak herkes tarafından aranabilir. Arayan kişinin statüsünün önceden bilinmesine imkan yoktur. Telefonla aranan kişi, arayan kişinin FETÖ şüphelisi olduğunu veya ByLock kullanıcısı olduğunu bilemez. Bu durum aradığımız kişi için de geçerlidir. Bu tür iletişimlerin delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

Başsavcıvekili ile sanık arasında "iddianame" diyaloğu

Savunması sırasında FETÖ elebaşı Gülen ile aralarındaki davaya değinen Utku, haklarında açılan bir davanın iddianamesinin şu an duruşma savcısı olan Başsavcıvekili Hasan Bölükbaşı tarafından hazırlandığını anlattı.

Utku'nun savunmasının tamamlamasının ardından söz alan Bölükbaşı, yargılama konusu iddialarını bir kenara bırakıp savcıların tartışma konusu olarak gündeme getirildiğine dikkati çekerek, esasa ilişkin savunmanın yapılmadığını söyledi.

Bölükbaşı, 2015'in başına kadar basın suçları savcılığı yaptığını dile getirerek, "Gerek resen gerekse şikayet üzerine birçok soruşturma yaptım. Resen de açtığım soruşturmalarda birçok takipsizlik kararı verdiğim soruşturma oldu." dedi.

Bunun üzerine Utku'nun avukatı Ayhan Erdoğan, "Bülent sizi suçlamıyor, şahsınızla ilgisi yok, siz bizzat müvekkilim tanığısınız." diye konuştu.

Başsavcıvekili Bölükbaşı da sanık Bülent Utku'ya hitaben, verdiği binlerce kararın içinde bir kararı çıkarıp mahkemede delil olarak sunduğunu vurgulayarak, "Biz de yasal mevzuat çerçevesinde karar verdiğimizi düşünüyoruz. Diğer görev alan savcıların da ellerinden geldiğince yasal mevzuat çerçevesinde görevlerini yaptığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Sanık Bülent Utku da "Hasan Bölükbaşı'nın makamına çok gittim, centilmen bir savcıyla karşılaştım. Söylediklerim savcının kişiliğiyle ilgili değil. Ancak savcının iddianamedeki suçlamalara cevap vermediğimiz yönündeki görüşüne katılmam mümkün değil." dedi.

Utku'nun savunmasını tamamlamasının ardından mahkemeye heyeti duruşmaya yarım saat ara verdi.

Yorumlar