- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)
- "Benim insanıma, benim vatandaşıma saygı duymayana benim saygım yoktur, olmayacaktır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Çünkü bizim muhatabımız artık doğrudan terörle ve terör örgütü ile bağı olmayan bölge insanıdır, onları temsil edenlerdir"
- "Yeşile bu kadar hasta olan, yeşili bu kadar seven bir kişiyi, bunun gayretini ortaya koyan bir kişiyi kimse ağaç düşmanı olarak ilan edemez. İktidarlarımız döneminde de hamd olsun Türkiye genelinde yeşillendirmeyle verdiğimiz mücadele dünyada örnektir"
- "Gezi'yi 'ağaç', 'yeşil' meselesi olarak pazarlamaya kalkanlar, bu darbe girişimini de 'hukuk-adalet' ambalajıyla millete yutturmaya çalıştılar. Hamdolsun milletimiz buna da itibar etmedi. Biz de arkadaşlarımızla birlikte hemen gerekli tedbirleri alıp, emniyet ve yargı içindeki örgüt mensuplarını süratle tasfiye ederek bu darbe girişimini sonuçsuz bıraktık"
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü ve
güdümündeki siyasi kurumları hiçbir zaman muhatap almadıklarını
belirterek, "Benim insanıma, benim vatandaşıma saygı duymayana
benim saygım yoktur, olmayacaktır. Bunun böyle bilinmesini
istiyorum. Çünkü bizim muhatabımız artık doğrudan terörle ve terör
örgütü ile bağı olmayan bölge insanıdır, onları temsil edenlerdir."
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde
gerçekleştirilen "29. Muhtarlar Toplantısı"nda Adana, Ardahan,
Balıkesir, Bilecik, Çorum, Erzurum, Kars, Kırklareli, Mersin, Rize,
Siirt, Sinop, Tekirdağ ve Tokat'tan gelen muhtarlara hitap
etti.
Irak krizinin yaşandığı dönemde Türkiye'nin Irak'a girmesine
Meclisten izin çıktığına işaret eden Erdoğan, daha sonrasında Irak
vatandaşlarının Türkiye'nin buraya girmesini istemediğini,
Türkiye'nin de bunun üzerine askerlerini çektiğini anlattı.
Erdoğan, Suriye krizi başladığında Türkiye'nin benzer şekilde aktif
bir konumda yer almaya gayret ettiğine dikkati çekerek, "Ancak
yıllarca bu sürecin de dışında tutulduk. Üstelik bir de ülkemize
gelen milyonlarca sığınmacının yükünü tek başımıza üstlenmek
zorunda kaldık. Sonunda baktık ki kimseden bize fayda yok, kendi
projelerimizi kendimiz hayata geçirmeye karar verdik." diye
konuştu.
Türkiye'nin bu kararı vermesine karşın önünde rahat bir hareket
alanı olmadığına, dışarıdan olduğu kadar içeriden de kuşatılmaya
çalışıldığına işaret eden Erdoğan, "Hükümetimizin ilk yıllarından
beri attığımız her önemli adımda provokasyonlarla, bürokratik ve
siyasi engellemelerle karşılaştık. 2005, 2006, 2007'li yıllarda
gerek ordu ve yargı içinde yuvalanan birtakım kesimlerin gerekse
siyasi muhalefetin yaralayıcı dilinin yol açtığı sorunları
unutmadık, unutmayacağız." ifadesini kullandı.
- "Muhatabımız, terörle bağı olmayan bölge insanıdır"
Erdoğan, 2012'den itibaren Türkiye'yi bölgedeki hesapların dışında
tutmak amacıyla köşeye sıkıştırmaya yönelik ne gibi hamleler
yapıldığını çok iyi bildiklerini vurgulayarak, "Demokratik açılım
olarak başlattığımız, 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' ile bir
adım öteye taşıdığımız, çözüm süreciyle de neticeye ulaşmayı
hedeflediğimiz bölücü terör sorunundan kurtulma çabamızın nasıl
sabote edildiğini hep birlikte gördük. Terör örgütünü süreçten geri
çevirmek için uğraşanların derdi, ne bu ülkeydi ne de bu milletti.
Onlar Türkiye'yi kendi içinde sıkıştırmanın derdindeydi."
değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütü ve destekçilerinin de huzuru ve kardeşliği daimi
kılmak için sunulan fırsatı, yeni terör eylemlerine hazırlık için
kullanarak gerçek yüzlerini ortaya koyduğunu belirten Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte 53 Kürt kardeşimizin şehit edilmesinin ardında da 'sokağa
çıkın' çağrısı yatmaktadır. Ölenler, Kürt kardeşlerimizdi. Öldüren?
Onlar da Kürt'tü. Hani bunlar Kürtlerin temsilcisiydi? Nasıl
temsilci bunlar? Bunları hep yaşadık, hep gördük.
Devlet ve millet olarak o tarihten beri örgütü de, güdümündeki
siyasi kurumları da muhatap almıyoruz. Hiçbir zaman almadım,almam,
almayacağım da. Benim insanıma, benim vatandaşıma saygı duymayana
benim saygım yoktur, olmayacaktır. Bunun böyle bilinmesini
istiyorum. Çünkü bizim muhatabımız artık doğrudan terörle ve terör
örgütü ile bağı olmayan bölge insanıdır, onları temsil edenlerdir.
Buna böyle bakacağız. İnanıyorum ki, bütün muhtar kardeşlerim de
buna böyle bakmalıdır. Eğer böyle bakmazsanız, kusura
bakmayın."
- "Yeşili bu kadar seven bir kişiyi kimse 'ağaç düşmanı' ilan
edemez"
Gezi olaylarının bir grup tarafından birkaç gün içerisinde hükümeti
devirmeye yönelik bir fırsata dönüştürülmeye çalışıldığına dikkati
çeken Erdoğan, "Biz daha o günlerde bu sinsi oyunu gördük ve
tavrımızı da ona göre belirledik. Mesele 'ağaç' veya 'yeşil'
meselesi değildi." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde sadece
İstanbul'a 2,5 milyon fidan ve ağaç dikildiğini aktararak, "Yeşile
bu kadar hasta olan, yeşili bu kadar seven bir kişiyi, bunun
gayretini ortaya koyan bir kişiyi kimse ağaç düşmanı olarak ilan
edemez. İktidarlarımız döneminde de hamdolsun Türkiye genelinde
yeşillendirmeyle verdiğimiz mücadele dünyada örnektir." ifadesini
kullandı.
"Bazı gafiller farkında olmasa da, İstanbul ve Ankara başta olmak
üzere çeşitli şehirlerimizde sokakları, meydanları işgale
yeltenenler bunu bilinçli olarak yapıyorlardı." diyen Erdoğan,
milletin de bunların karşısında durmasını bildiğini, net tavır
koyulması ile birlikte de bu "sinsi planın" neticeye ulaşamadan
bozulduğunu bildirdi.
Erdoğan, bu sürecin hemen ardından 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe
girişiminin geldiğini belirterek, "İkisi birlikte bunu yapmak
istediler. Gezi'yi 'ağaç', 'yeşil' meselesi olarak pazarlamaya
kalkanlar, bu darbe girişimini de 'hukuk,adalet' ambalajıyla
millete yutturmaya çalıştılar. Hamdolsun milletimiz buna da itibar
etmedi. Biz de arkadaşlarımızla birlikte hemen gerekli tedbirleri
alıp, emniyet ve yargı içindeki örgüt mensuplarını süratle tasfiye
ederek bu darbe girişimini sonuçsuz bıraktık." diye konuştu.
- "Bölgede yaşanan her hadisenin bizimle doğrudan ilişkisi
vardır"
2014'teki mahalli seçimlerde milletin bu oyunu bozmasının tescilini
gördüklerini aktaran Erdoğan, bu seçimlerde 2004'te yüzde 40,
2009'da yüzde 39 oy alan AK Parti'nin yüzde 46 oy ile rekor
kırdığına dikkati çekti.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise yüzde 52 ile bir kez
daha Türk milleti tarafından ibra edildiklerini vurgulayarak, şu
görüşlere yer verdi:
"Milletimizle el ele vererek her defasında bu oyunları bozduk ama
aynı zamanda bölgedeki gelişmelerde etkinlik kurma projelerimizi de
sürekli ertelemek zorunda kaldık. Bunlar bize zaman
kaybettiriyordu. Gerek Suriye'de gerekse Irak'ta hatta buna Mısır
ve Libya, Filistin'i ilave etmek mümkün. Yaşanan gelişmelerin
sonuçları bizim geleceğimizle doğrudan ilgilidir.
Kimse bu hadiselere 'o ülkelerin içişleridir' diye bakarak
kendisini avutmasın, kandırmasın. Bölgemizde yaşanan her hadisenin
bizimle doğrudan ilişkisi vardır. Geçmişte Bulgaristan'daki,
Yunanistan'daki, Makedonya'daki soydaşlarımız, Bosna'daki,
Arnavutluk'taki, Kosova'daki kardeşlerimiz sıkıntıya düştüğünde
oralara 'Kendi iç işleridir' deyip sırtımızı döndük mü? Dönebilir
miyiz? "
Erdoğan, Ukrayna'da olaylar başladığında Kırım'daki vatandaşların
sıkıntılarını "Ukrayna ile Rusya'nın meselesidir" diyerek görmezden
gelmediklerini, Gürcistan'da çatışmalar yaşandığında da "Kendi
içişleridir, bizi ilgilendirmez." demediklerini aktardı.
Azerbaycan'da, Karabağ'da insanlar göz yaşı dökerken Türkiye'nin
rahatına bakmadığına dikkati çeken Erdoğan Gana Cumhurbaşkanı ile
yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, "Aynı durum çok daha fazlasıyla,
derinliğiyle Suriye, Irak için tüm Kuzey Afrika için hatta aşağıya
doğru tüm Afrika için geçerlidir. Dün devlet başkanı eşiyle
misafirimdi. Kendileriyle oturduk, öğle yemeği yedik ve biraz
dertleştik. Türkiye'ye bakışları tabii ki çok farklı ama
beklentileri de farklı. Öyleyse yükümüz ağır. Bu işi bir kenara
bırakamayız." dedi.
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar