Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyareti öncesi Cezayir basınına konuştu
- Cezayir'in Şuruk gazetesine açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Cezayir ekonomisine güveniyoruz. Bu nedenle yaklaşık bin Türk şirketi halihazırda bu ülkede faaliyet gösteriyor" "Cezayir ziyaretimde ilişkilerimizin ivme kazanmasını umuyoruz. Ülkelerimiz arasında siyaset, ekonomi, kültür, turizm, enerji ve güvenlik alanlarında iş birliğinin derinleşmesini önereceğiz" - Cumhurbaşkanı Erdoğan Zeytin Dalı Harekatı'nın bölgenin tamamı terör unsurlarından temizlenene kadar sürdürüleceğini söyledi
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir ve
Türkiye'nin ticaret ve yatırım potansiyelinden en iyi şekilde
istifade edilmesi için ekonomik ilişkilerin birçok boyutuyla
gelecek dönemde daha çok gelişeceğini belirtti.
Cezayir ziyaretinden önce bu ülkede yayımlanan Eş-Şuruk
gazetesine yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke
ilişkilerini, bu ilişkileri geliştirme yollarını, vize
uygulamasını, Suriye'deki durumu, savaşı durdurmak için mümkün olan
çözümleri, Türkiye'nin ABD ve Rusya ile ilişkilerini
değerlendirdi.
Türkiye-Cezayir ilişkilerini anlatan Erdoğan, Cezayir’in sürekli
kaosların yaşandığı bölgede istikrarlı ve yükselen bir ülke
olduğunu, güvenlik ile istikrarın sağlanması için önemli bir rol
oynadığını ifade etti.
"Cezayir ekonomisine güveniyoruz. Bu nedenle yaklaşık bin Türk
şirketi halihazırda bu ülkede faaliyet gösteriyor." diyen Erdoğan,
Türk şirketlerinin Cezayir’deki en büyük yabancı yatırımcılardan
olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir ile ortak tarihi ve kültürel
mirasa sahip olduklarını hatırlatarak, "Buradan hareketle Cezayir
ziyaretimde ilişkilerimizin ivme kazanmasını umuyoruz. Ülkelerimiz
arasında siyaset, ekonomi, kültür, turizm, enerji ve güvenlik
alanlarında iş birliğinin derinleşmesini önereceğiz." diye
konuştu.
Cezayir’in, Türkiye'nin Afrika’daki en büyük ticari ortaklarından biri sayıldığını vurgulayan Erdoğan, Cezayir yönetiminin de 'bizzat en çok iş fırsatı oluşturan şirketlerin Türk şirketleri olduğunu' söylediğini aktardı.
- Kota sistemi ticari ilişkileri olumsuz etkiliyor
Kota sistemi ile ithal ürünlere yönelik lisans taleplerinin
ticari ilişkileri olumsuz etkilediğini belirten Erdoğan, iki
ülkenin ticaret ve yatırım potansiyelinden imkanlar dahilinde en
iyi şekilde istifade edebilmek için birçok boyutuyla ekonomik
ilişkilerin gelecek dönemlerde daha çok gelişeceğini ifade
etti.
Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunun için öncelikle gerekli temel anlaşmaları hazırlamamız
gerekiyor. Şüphesiz karşılıklı yatırımları teşvik ve koruma
anlaşması, imzalanması durumunda önemli bir adım teşkil
edecektir."
Petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle Cezayir'in karşı karşıya
bulunduğu ekonomik sıkıntıların da farkında olduklarını ifade eden
Erdoğan, Cezayir’e bu problemin üstesinden gelebilmesi için gerekli
desteği vermeye hazır olduklarını vurguladı.
İki ülke arasındaki ticari büyüme önünde engel oluşturacak adımlardan kaçınılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, Cezayir’in uyguladığı kota sistemi ve ithal ürünlere yönelik lisans talebinin, ticari ilişkilere olumsuz etkisinin yanı sıra Cezayir’i ihtiyacı olan ürünleri daha yüksek bir fiyata Avrupa’dan almak zorunda bıraktığını kaydetti.
- "Biz bu ürünleri temin etmeye hazırız"
Erdoğan, "Biz bu ürünleri daha az bir fiyata ve yüksek kaliteyle
temin etmeye hazırız. Mümkün olan en yakın zamanda bu uygulamaların
iptali, iki ülke arasındaki karşılıklı ticaret hacminin büyümesine
çok fazla katkı sağlayacaktır." dedi.
Cezayir ile Türkiye arasındaki vize uygulamasına ilişkin soruyu ise Erdoğan, "Cezayir vatandaşlarına vize verilmesi konusunda esnek bir sistemimiz var. Kolay bir şekilde ve kısa zaman içinde vize alabiliyorsunuz." şeklinde cevapladı.
Elektronik vize, turist vizesi alınabildiğini, Cezayirli iş adamlarına davet mektubu olmadan uzun süreli vize verilebildiğini aktaran Erdoğan, Cezayir yönetiminden de başta iş adamları olmak üzere Türk vatandaşlarına vize konusunda daha esnek bir sistem umduklarını dile getirdi.
Erdoğan, bu tür kolaylıkların, Cezayir turizmine büyük getirisi olacağını ifade etti.
Ortadoğu'da çıkar çatışmalarının yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin ABD ve Rusya ile olan ilişkilerine dair sorulan soruya Erdoğan, şöyle cevap verdi:
"ABD aslında bizim en eski müttefiklerimizden. Ancak son dönemde bazı konularda ihtilafa düştük. Suriye krizinin çözümü ve terör örgütü DEAŞ'la mücadele meselesi gibi bazı derin anlaşmazlıklar oldu. ABD'den istediğimiz, milli güvenliğimizi ilgilendiren konularda yanımızda durması ve düşmanlarımızla iş birliği yapmaması. ABD'nin Türkiye'nin bölgedeki en güvenilir müttefik olduğunu iyi anlaması gerekir. Daimi barış ve istikrarın sağlanması için PKK, YPG ve PYD gibi terör örgütlerine yaslanmak çok büyük bir hata olur."
- 15 Temmuz başarısız darbe girişimi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin faillerini teslim etmemesi konusuna da değindi.
Devlete ait kurumları bombalayan ve 251 Türk vatandaşının ölümüne neden olan 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin faili Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) elebaşı Fetullah Gülen'in hala örgütün başında yer aldığını ve rahatlıkla yönlendirdiğini ifade eden Erdoğan, "Bu çerçevede sunduğumuz tüm bilgi ve belgelere rağmen bu kişiyle ilgili herhangi bir adımın atılmamasını kabul edemeyiz. ABD'den Gülen'i teslim etmesini istiyoruz. Şüphesiz iki ülke arasında üst düzeyde diyalog devam ediyor. Karşılıklı diyalogla bu sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. McMaster'ın Türkiye ziyareti, bu dönemde oldukça önemli." diye konuştu.
Türkiye ile Rusya ilişkileri hakkında ise Erdoğan, Rusya'nın
Türkiye'nin en büyük ticari ortaklarından biri sayıldığını ve iki
ülke arasında turizm, kültür ve enerji alanlarında güçlü iş
birliğinin olduğunu belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin Rusya ile bölgesel konularda yoğun bir
diyalog kurduğunu, bölgedeki sıkıntılara sınır koymak için ortak
adımlar attıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ancak bu, Moskova ile tüm konularda uzlaşmak zorunda olduğumuz
anlamına gelmiyor. Ancak üzerinde ihtilaf olan konuları uygun
platformlarda ele almak için bırakıyor, uzlaştığımız konularda iş
birliği yapıyoruz. Bu stratejik vizyon çerçevesinde önümüzdeki
dönemde de Rusya ile ilişkilerimizi ilerletmekte
kararlıyız."
Suriye krizinin, Türkiye'ye güvenlik açısından etkilerine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Suriye'deki çekişmenin, siyasi, güvenlik ve insani boyutlar başta olmak üzere Türkiye'ye büyük etkileri oldu. DEAŞ, En-Nusra, PKK, PYD ve YPG gibi milli güvenliğimize direkt tehdit oluşturan terör örgütleri türedi. Çatışma sahasında savaş tecrübesi kazanarak, dışarıdan destek aldılar. Suriye rejiminin kimyasal silaha sahip olması da bizim için başka bir endişe kaynağı."
- "Sivillerin zarar görmemesi için titizlikle çalışılıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye’den kaynaklanan terör tehdidini bertaraf etmek için Fırat Kalkanı Harekatı’nın ardından da Zeytin Dalı Harekatı’nı başlattığını belirterek, Zeytin Dalı Harekatı'nın büyük bir başarıyla devam ettiğini, bölgede sivillerin zarar görmemesi için çok büyük titizlikle çalışıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı, operasyonun bölgenin tamamı terör unsurlarından temizlenene kadar sürdürüleceğini belirtti.
- Türkiye sığınmacılara sunulan standartları yükseltti
Türkiye'de bugün 3 buçuk milyon Suriyeli olduğunu ve Türkiye'nin
sunulan imkanlarla uluslararası bağlamda sığınmacılara sunulan
yaşam standartlarını yükselttiğini ifade eden Erdoğan, birçok
Avrupa ülkesinde ve bölge ülkelerinde Suriyelilerin güvenlik
duvarları arkasında kaderlerine terk edildiklerine şahit olunduğunu
aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çatışmaların sonlanması ve barış için Türk Silahlı Kuvvetleri'ni göndererek Suriye konusunda fedakarlık yapmaktan kaçınmadığını, aynı zamanda İdlib'deki gerilimi azaltmak için gözetleme noktaları kurduğunu, yeni gözetleme noktalarının da kurulması için çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Erdoğan, ABD'den tek talebin Türkiye'nin ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda yanımızda yer alması ve düşmanlarıyla iş birliği yapmaması olduğunu kaydederek, Suriye krizinin çözümü için tüm diplomatik çabaları desteklediklerini, Cenevre sürecine etkin olarak katkı sağladıklarını, Cenevre'yi destekleyici bir zemin oluşması için Soçi ve Astana'da ilgili taraflarla çalıştıklarını belirtti.
- "Doğu Guta gibi yeni vakalar göreceğiz"
Çözümün, BM'nin 2254 sayılı kararındaki yol haritasının
uygulanmasıyla olacağına, Suriye rejiminin de uygulaması halinde
krizin sonlanacağına dikkati çeken Erdoğan, krizin sürmesi halinde
insani trajedinin devam edeceğini, dünyanın gözleri önünde Doğu
Guta'da cereyan eden olayların görüldüğünü,yaşananların katliama
dönüştüğünü ifade ederek, "Bunlar durdurulmazsa Doğu Guta gibi yeni
vakalar göreceğiz. Türkiye insani dramı sonlandırmak için üzerine
düşeni yapmaya hazır." dedi.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Burada bir şeyi vurgulamak istiyorum. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Cezayir'in gerçekleştirdiği başarılarla nasıl iftihar ediyorsak, Arap kardeşlerimizde istikrar, refah ve başarılar gördükçe iftihar ediyoruz. Suriye'nin tüm unsurlarıyla akrabalık ve kardeşlik ilişkisiyle bağlıyız. Suriye konusundaki çabalarımızdan biri de ülkenin bütünlüğünü hedef alanları hayal kırıklığına uğratmak. Bu konuda Cezayir'in de desteğini arzu ediyoruz."
Cezayir'le asırlar süren ortak tarih doğrultusunda kültür ve
sanat alanlarında ilişkilerin gelişmesine ve iş birliği için hukuki
zeminin güçlendirilmesine önem verdiğini anlatan Erdoğan, Barbaros
kardeşlerin Cezayir'e gelişinin 500'üncü yıl dönümü için düzenlenen
etkinliklerde olduğu gibi Cezayir'in Türkiye'nin organize ettiği
tüm kültürel faaliyetleri memnuniyetle karşıladığına
değindi.
Erdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)
ve Cezayir Kültür Bakanlığı iş birliğiyle ortak kültürümüze ait
eserlerin restorasyonu için projeler gerçekleştirileceğini, tarihi
Keçiova Camisi'nin bunun en güzel örneklerinden biri olduğunu
söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1992'den beri Cezayirli öğrencilere Türkiye'de eğitim imkanları sunulduğunu hatırlatarak, bunun genç nesiller arasında yakınlaşma için olumlu bir zemin oluşturacağını, tarihten gelen dostluk ilişkisinin pekiştirilmesine katkı sağlayacağını aktardı.
Yorumlar