Cumhurbaşkanı Erdoğan: Rejimin verdiği kayıplar sadece başlangıç

Ankara’da düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahar Kalkanı Harekatı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Sınırlarımızın terör örgütleri ve gözünü ülkemizin topraklarına dikmiş zalim bir rejim tarafından kuşatılmasına, milyonlarca sığınmacının yükünün kalıcı bir şekilde üzerimize yıkılmamasına bundan böyle kararlıyız." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, İdlib'de rejim tarafından şehit edilen askerlerimizin cenazelerini kaldırmadan rejime tarihin en büyük kayıplarının verdirdirildiğini belirterek, "Rejimin verdiği insan ve araç gereç kayıtları sadece bir başlangıçtır." dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kan dökülmemesi, can yanmaması, acı yaşanmaması hassasiyetimizi zafiyet, çekingenlik olarak görenlere gücümüzü göstermeye yeni başlıyoruz. Şu ana kadar rejimin verdiği insan ve araç gereç kayıpları sadece bir başlangıçtır. Bu gafillere Türkiye'nin gerektiğinde baş veren ama baş eğmeyen büyük bir devlet olduğunu gösteriyoruz."

BAHAR KALKANI HAREKATI

Diplomasi kanallarını etkin bir şekilde işletmek için çalıştık. Meselenin ülkemiz açısından taşıdığı önemi, bu uğurda neleri göze aldığımızı muhataplarımıza her seviyede tekrar tekrar ifade ettik. Ancak yanlış anlaşıldığımızı gördük, bunun üzerine operasyonlarımızı 34 askerimizi şehit verdiğimiz 27 Şubat tarihi itibariyle, rejimin tüm unsurlarını hedef alacak şekilde kapsamlı hale getirdik. Operasyona da Bahar Kalkanı adını verdik.

Daha önce Fırat Kalkanı harekatıyla Zeytin Dalı harekatıyla, Barış Pınarı harekatıyla neyi amaçlıyorsak bu harekatla da aynı gayeyi güdüyoruz. Sınırlarımızın terör örgütleri ve gözünü ülkemizin topraklarına dikmiş zalim bir rejim tarafından kuşatılmasına, sığınmacıların yükünün kalıcı şekilde üzerimize yıkılmasına izin vermemekte bundan böyle kararlıyız. Daha İdlib şehitlerimizin cenazelerini kaldırmadan rejime tarihin en büyük kayıplarını verdirerek 'Bismillah' dedik.

"DAHA YENİ BAŞLIYORUZ"

Şu ana kadar; 135 tank, 22 zırhlı araç, 45 top, 44 çok namlulu roketatar, 12 tanksavar, 29 pikaba monteli uçaksavar, 2 İHA, 8 helikopter, 7 mühimmat rampası, 24 zırhlı araç, 9 mühimmat depo binası, 2 uçak, 2 füze rampası ve 2557 rejime ait asker ve milis. Bizim kan dökülmemesi, can yanmaması, acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi, zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz. Rejimin verdiği insan ve araç gereç kayıtları sadece bir başlangıçtır.

İşlerin bu noktaya gelmiş olmasından dolayı gerçekten üzüntülüyüz. Bunun müsebbibi, arkalarına aldıkları güçlerin gölgesini kendi cüsseleri sanarak bize meydan okuyanlardır. Her biri canımızdan birer parça olan askerlerimizin hayatına kast edenleri yerle yeksan etmek boynumuzun borcudur.

Yaşananlardan ibret almayanların, bizi hala tehdit etmeleri akıllarının başlarına gelmediğini işaret ediyor. Şayet bir an önce Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa, bir süre sonra omuzlarının o başlar da kalmayacak.

"ŞİMDİ BATI HESAP VERECEK"

Rusya ve İran’a bir kez daha sesleniyorum. Bizim sizinle herhangi bir derdimiz yok. Türkiye’nin mücadelesi ne toprak kazanma, ne stratejik ve üs edinme gayretidir. Biz Suriye’de ülkemize yönelen milyonlarca kişinin yol açtığı insani krizi çözme, hem de topraklarımızın güvenliğini sağlama mücadelesini yürütüyoruz. Her iki mesele de bizim için hayati öneme haizdir. Bu yükü tek başına biz üstleniyoruz, Türkiye üstleniyor. Batının sadece göçmen korkusuyla söyledikleri süslü sözler, gerçek hayatta somut karşılık bulmuyor.

Ne diyorlar? “Kapıları açmayın” Aylar önce ne dedim kendilerine? Eğer bizimle yük paylaşımına girmezseniz bu kapıları açarız. Ama bunlar sandılar ki biz latife yapıyoruz, şaka yapıyoruz. Şimdi kapılar açılınca telefon üzerine telefon gelmeye başladı. Kapıları kapatın diyorlar, bitti artık o iş. Şimdi Batı hesap verecek. Nereye? Dünya Yüksek Mülteciler Komiserliği’ne. Çünkü mültecilere şu an takındıkları tavır, gaz bombası atmak suretiyle onları yeri geldiği zaman gerçek bomba atmak suretiyle yıldırmaya çalışanlar bunu uluslararası camiada da hesabını vermek zorunda kalacaklar.

Türkiye mücadelesini her hangi bir ülkeye veya kurumuna güvenerek değil, kendi bileğine, kendi insanlarına dayanarak yürütmektedir.

Yorumlar