Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğru Türkçe Kullanımı Ödül töreninde

Cumhurbaşkanı Erdoğan : "Türkçemizi korumak, geliştirmek ve zenginleştirmek için verdiğimiz mücadele esasında bir milli mücadeledir, bir beka mücadelesidir. İnşallah diğer mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretimizi de başarıyla neticelendireceğiz"

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan Doğru Türkçe Kullanımı Ödül töreninde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkçemizi korumak, geliştirmek ve zenginleştirmek için verdiğimiz mücadele esasında bir milli mücadeledir, bir beka mücadelesidir. İnşallah diğer mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretimizi de başarıyla neticelendireceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Yunus Emre Yılı Görsel ve İşitsel Medyada Doğru Türkçe Kullanımı Ödül Töreni'ne katıldı.

Türk milletinin insanlığa kazandırdığı Türkçe eserlerin şiirle sınırlı kalmadığını, ilmin bütün dallarında kütüphaneler dolusu eser telif edildiğini belirten Erdoğan, 17. yüzyıldan itibaren ilmi ve edebi metinlerde Arapça ve Farsça tamlamaların bolca kullanılmaya başlanmasıyla yazı dili ile konuşma dili arasında fark oluştuğuna dikkati çekti.

Erdoğan, ifrat derecesindeki bu cereyana karşı çıkan yazarların, şairlerin, münevverlerin, Türkçeyi aslına en uygun şekilde sadeleştirmek için gayret gösterdiğini hatırlatarak, bu sayede geçtiğimiz asrın başına gelindiğinde yazı dili ile konuşma dili arasındaki farkın büyük ölçüde kapatıldığını söyledi.

- "Hayali kurulan şey ecdadın bütün izlerini silmekti"

Türkiye'de 1930'lu yıllara geldiğinde bu defa da sözde dilde sadeleştirme faaliyetlerinin tefrit derecesinde neticelerin doğmasına sebep olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Güya Türkçemizi yabancı kelimelerden arındırma bahanesiyle asırlardır benliğimize şekil veren nice kelime dilimizden dışlandı, hor görüldü. Bunların yerine konmak istenen tatsız, tuzsuz, renksiz, ahenksiz yüzlerce kelimeyle kadim medeniyetimiz kesintiye uğratılmaya çalışıldı. Asırlar boyunca dilimizin musiki kudreti kazanması, kelimelerimizin birer name güzelliği alması için verilen emekler yok edilmek istendi. Hayali kurulan şey aslında devletimizin müesseselerinden de milletimizin gönlünden de ecdadın bütün izlerini silmekti."

Erdoğan, Cemil Meriç, Peyami Safa, Necip Fazıl, Ahmet Kabaklı, Faruk Kadri Timurtaş gibi birçok münevverin "uydurukça" diye tabir ettiği bu yeni kelimelerin milli hançereye uymadığı gibi düşünce ufkunu da daralttığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Aleni, bariz, aşikar, ayan, bedihi, vazıh, sarih, münhal, üryan, berrak kelimeleri yerine günümüzde sadece 'açık' kelimesini kullanmaya mahkum olmamız başka nasıl izah edilebilir? Maalesef bunun gibi yüzlerce misal vermek mümkündür. Hele sosyal medya denen mecralarda kullanılan dil, Türkçemiz için tam bir felaket habercisidir. Bu meseleyi ciddiyetle ele almazsak fikri muhtevamızın kısırlaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını üzülerek ifade etmek isterim."

- "Dilimiz adeta müstevlilerin istilası altında"

Bugün milletin henüz bir asır önce yazılan Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerini, Ömer Seyfettin'in hikayelerini hatta Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni anlayamamasının dile yapılan suikastın büyüklüğünü gözler önüne serdiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Lisanımızı tehdit eden diğer bir unsur ise tabelalarda, yazışmalarda ve konuşmalarda yabancı kelime kullanma hastalığıdır. Bu salgın da 1930'larda başlayan dilde tasfiye hareketinin menfi neticelerinden biridir. Türkçemizi kısırlaştırma çabaları aynı zamanda onu Avrupai dillerin istilasına da müsait hale getirmiştir. Dilimiz adeta müstevlilerin istilası altında. Çağdaşlıklarını ve ilericiliklerini ortaya koydukları fikirlerle, eserlerle, ürünlerle değil de kullandıkları yabancı kavramlarla göstermeye çalışanların zavallı hallerini acı bir gülümsemeyle takip ediyoruz. Halbuki Türkçemizi korumak, geliştirmek ve zenginleştirmek için verdiğimiz mücadele esasında bir milli mücadeledir, bir beka mücadelesidir. İnşallah diğer mücadelelerimiz gibi dilimizi koruma gayretimizi de başarıyla neticelendireceğiz. Bu konuda takip edeceğimiz yol, Yunus Emre'nin yoludur. "

Erdoğan, ödül alan medya mensuplarını tebrik etti.

- Notlar

Törende, 23 farklı kategorideki ödüller haber, belgesel, eğlence, eğitim, ekonomi, kültür sanat, animasyon ve radyo dallarında verildi.

Ödüle layık görülenler, plaketlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan aldı.

"Ana Haber Sunucusu" alanında Nazlı Çelik, "Ara Haber Bülteni Sunucusu" dalında Banu El, "Haber Programı" dalında Cem Öğretir, "Dizi" dalında "Gönül Dağı" dizisiyle yapımcı Ferhat Eşsiz, "Söyleşi-Yorum" dalında Ahmet Hakan Coşkun, "Belgesel" dalında Serdar Kılıç, "Eğitim" dalında Emine Simge Akoğul, "Ekonomi" dalında Serdar Kuter, "Kültür ve Dil" dalında Levent Dönmez, "Kültür-Medeniyet" dalında Zeynep Türkoğlu, "Sanat" dalında Hülya Koçyiğit, "Bilgi-Eğlence" dalında Alper Ateş, "Aile" dalında Ayşe Kaya Göktepe, "Çizgi Film Animasyon" dalında İsmail Fidan, "Yaşam Boyu Saygı Ödülü" alanında Zeliha İlhan Doymuş, "Tarih" alanında Saadet Özen, "Seyahat" alanında Özlem Tunca, "Teknoloji" alanında Şenol Vatansever, "Spor" alanında Murat Caner-Uğur Meleke, "Sağlık-Yaşam" alanında Güven İslamoğlu ödül aldı.

Radyo yapımlarında "Kültür" kategorisinde Nisan Kumru, "Söyleşi-Yorum" kategorisinde Saadettin Ökten ile Kemal Sayar ve "Sanat" kategorisinde Murat Kazanasmaz ödüle layık görüldü.

Ödüllerin takdim edilmesinin ardından RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından bugünün anısına "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" şarkısı eşliğinde Erdoğan'a doğum yılı olan 1954 yapımı radyo hediye edildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Erdoğan'a Yunus Emre'nin hayatı ve şiirlerini konu alan Dr. Mustafa Tatcı tarafından kaleme alınan "Aşkın Dili Yunus Emre" isimli kitap ve metnin 9 yabancı dile çevrilmiş kitap setini takdim etti.

Ödül töreninin sonunda aile fotoğrafı çekildi.

(Bitti)

Yorumlar