Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında

- Erdoğan: (4) - "'Hayır' diyenlerin bu ülkeye dikili bir ağacı yok ki. Öyle bir derdi de yok. Adam işte Kandil'de, Kandil'de ne yapıyor bunlar? Bizim o pırlanta gençlerimizi aldatıyorlar, kandırıp götürüyorlar oraya, veriyorlar ellerine silahları ve onları orada terörist olarak yetiştiriyorlar" - "Terörist olarak yetiştirdikten sonra da şehre gönderip terör estiriyorlar. Yaptıkları iş bu ve bunlar 'hayır' diyor ve şimdi bir de hala çıkıyor ana muhalefetin başındaki zat 'ülkeyi bölecekler'. Ya ülkeyi bölenler ortada, Kandil'de. Sen onlarla beraber hareket ediyorsun. Ülkeyi bölenler bunlar" - "(Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları) Siz şimdi eğer 'hayır'la beraber hareket ediyorsanız, bu Yenikapı ruhuna terstir. Niye? Çünkü 'hayır' diyen PKK'dır, Kandil'dir, şu anda 'hayır' diyen kimdir, bu ülkede kan gövdeyi götürsün diye çalışanlardır ve şu anda bunlar nerede? Yargı bunları aldı toparlıyor ve içeri atıyor." - "'Hayır' diyen kim? FETÖ terör örgütü. FETÖ terör örgütüyle berabersin, hala kalkıp 'bu ülkede Yenikapı ruhunu ben temsil ediyorum' diyor. Hayır canım sen nasıl temsil edersin? Sen Yenikapı ruhuna ta zaten Yenikapı'da toplanmadan önce ters düştün. Davet eden benim. Ben davet ettim ve gelmeyeceğine dair cevabı özel kalemime, özel kalemi bildirdi. Daha sonra araya, o bir iki gün içerisinde birileri girdi ve son anda geleceğini bildirdi. Durum böyle."

Google Haberlere Abone ol
Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "'Hayır' diyenlerin bu ülkeye dikili bir ağacı yok ki. Öyle bir derdi de yok. Adam işte Kandil'de, Kandil'de ne yapıyor bunlar? Bizim o pırlanta gençlerimizi aldatıyorlar, kandırıp götürüyorlar oraya, veriyorlar ellerine silahları ve onları orada terörist olarak yetiştiriyorlar. Terörist olarak yetiştirdikten sonra da şehre gönderip terör estiriyorlar. Yaptıkları iş bu ve bunlar 'hayır' diyor ve şimdi bir de hala çıkıyor ana muhalefetin başındaki zat 'ülkeyi bölecekler'. Ya ülkeyi bölenler ortada, Kandil'de. Sen onlarla beraber hareket ediyorsun. Ülkeyi bölenler bunlar." dedi.

A Haber-ATV ortak canlı yayınında "Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel" programında konuşan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin özelliklerini anlattı.

Sistemin adil ve rekabetçi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Burada bir defa cumhurbaşkanı adaletsiz davranacak olursa 5 yıl dolduğunda biliyor ki ben gidiciyim. Çünkü buradaki liderin, cumhurbaşkanının 3 şeye çok dikkat etmesi lazım. Bir istişare mekanizmasını çok iyi çalıştırması lazım. İki adil olması lazım. Üç, emaneti yani kadrolarda ehliyet ve liyakat sahibi olanlara vermesi lazım. Bu 3 unsuru başaramazsa gidicidir." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yapının bir de şöyle bir özelliği var. Cumhurbaşkanı neyle geliyor? Yüzde 50 artı bir. Bununla geliyor. Geçmişe baktığımız zaman bu ülkede yüzde 15'le başbakanlık yapanlar oldu. Böyle bir adalet olabilir mi? Böyle bir sağlıksız yapı olabilir mi ve orada istikrar yakalayabilir misiniz? Yakalayamazsınız ve bunun çilelerini bu ülke çok çekti. Ne oldu? Hep koalisyonlar, koalisyonlar, koalisyonlar... Ve koalisyonlarda bu ülke duman oldu ve ortalaması 16 ayda bir bu ülkede hükümetler kuruldu, 16 ayda bir kurulan hükümetlerle siz istikrarı yakalayamazsınız. Biz bunu, şunu yaşadık ama şu anda ana muhalefetin başındaki zat böyle bir şey yaşamadı. Bunları bilmiyor ama öğrenecek. İnşallah öğrenir."

Yeni sistemde toplumsal uzlaşma zemininin geniş olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Parlamentoda bile uzlaşma varsa ne yapacaksın. Hakimler Savcılar Kurulunun o 7 üyesini seçeceksin. Ne gerekiyor? Beşte üç gerekiyor. Orada da bir uzlaşma gerekecek. Aynen bu millete de yansıyacak. İnşallah millette de yüzde elli artı bir uzlaşmanın sinyalidir. Bunun için halkıyla bütünleşen, halkıyla kucaklaşan bir iktidar anlayışı önümüzdeki en önemli hedeftir." diye konuştu.

Bir soru üzerine Erdoğan, cumhurbaşkanının hem siyasi, hem cezai sorumluluğu olduğunu, bunun da cumhurbaşkanının kendisine çeki düzen vermesini gerektirdiğini belirterek, "Öyle 'layüsel değilsin' var. Her an bak hesaba çekilirsin, kendine dikkat et" ifadelerini kullandı.


- "Şimdi güçlü liderler gelecek"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmenin burada daha güçlü olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Siyasette güçlü liderleri zorunlu kılıyor. Artık güçlü liderler çıkacak. Öyle işini bilmeyen, 7 seçim kaybedecek hala koltukta oturacak, yok öyle şey. Şimdi güçlü liderler gelecek. Yasama ve yürütme arasında karşılıklı denge sistemi var. Burada diyor ki, 'Yasama organı kalktı.' Nereden kalktı? Parlamento var. Ayıptır ya bu lafları böyle söyleme ama birileri yanıltıyor galiba. Anlamakta zorlanıyor. Fakat burada işte anlamadığı için mi böyle söylüyor, doğru konuşmuyor? Bir diğer konu güvenoyunun kaynağı doğrudan halk. Parlamento değil. O da ne zaman? Beş yılın sonunda halk güven oylamasında kararını verecek. 'Sen artık gidicisin' diyecek. 'Bu işi başaramadın.'

Bir diğeri, bakan atananın milletvekilliği sona erer. Eğer Parlamento'da bir bakan atıyorsanız onun milletvekilliği de sona eriyor. Yasamanın yürütme üzerindeki denetimi burada daha etkin.Yani şu andaki gibi değil. Çok daha farklı bir süreç var. Kanun teklif etme sadece kime ait? Yasamaya ait. Bütçe dışında, biliyorsunuz bütçede tamam. Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi var ama bunun dışında cumhurbaşkanı dahil yasama teklifi, yani kanun teklifi yok. Kabinede herhangi bir kişinin kanun teklifi yok."

Erdoğan, bu noktada kararname bahsinin açıldığının belirtilmesi üzerine, "Orada da biliyorsunuz anayasanın maddeleri her şeyin üzerindedir bu bir. İkinci sırada ne var? Yasama organının çıkardığı kanunlar var. Üçüncü sırada ne var? Orada tamam cumhurbaşkanının çıkardığı kararnameler var. Yani kararname kanunun üstünde değil. Yani yasama organının çıkarmış olduğunu kanunun üzerinde değil. Eğer o konuda yasama organının çıkarmış olduğu bir kanun varsa geçerli olan odur. Hele hele anayasa maddesi varsa zaten her şey bitmiştir. Burada da milleti aldatma ya, öyle bir şey yok." dedi.

Böyle bir durumda seçimlerin ekonomik ve siyasi istikrar sağladığını ifade eden Erdoğan, "Bu nereden kaynaklanıyor? Beş yıl diyoruz ya, öyle erken seçim, bitti o iş. Beş yıl. Bütün programınızı, her şeyinizi neye göre yapacaksınız? Beş yıla göre yapacaksınız ve beş yıl ülkede hakikaten tırmanış, istikrar devam ettiyse, zaten millet de ne yapar, ikinci 5 yılın hakkını da sana verir. Ama o 5 yıl başarılı geçmemişse millet de ülkesine ihanet eder mi ya? Tabi ki seni ne yapacaktır, indirecektir. Parlamento'daki sayını da azaltacaktır." şeklinde konuştu.


- "Partili Cumhurbaşkanı ilkesi realitiye ve sistemin doğasına da uygun"

Sistemin vesayet ve darbe girişimlerini engellediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Çünkü burada tek vesayet sahibi millettir. Kesinlikle burada millet kimseye herhangi bir yetkisini devretmez. Ben inanıyorum ki bu süreç içerisinde cumhurbaşkanı ile milletin bütünleşmesi farklı olacaktır ve güçlü olacaktır. Partili cumhurbaşkanı ilkesi realitiye ve sistemin doğasına da uygun. Peki geçmişte partili cumhurbaşkanı var mıydı? Vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk öyle değil miydi? Öyleydi ve Cumhuriyet Halk Partisinin kurucusu, her şeyi o değil miydi? Oldu. Partili Cumhurbaşkanı değil miydi? Partili Cumhurbaşkanıydı. Aynı şekilde İsmet İnönü, partili cumhurbaşkanı değil miydi? O da partili cumhurbaşkanıydı. Onlar niye rahatsız etmiyor bunları. Aynı şekilde Celal Bayar, o da partili cumhurbaşkanıydı. Ondan sonra süreç değişti.

Şimdi bizim bunları da görmemiz lazım. Yani burada bir şey var. Bir defa kim olursa olsun, hangi cumhurbaşkanı olursa olsun, bana diyorlar ki 'tarafsız olması meselesi'. Ben cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne dedim? 'Taraf olacağım' dedim ama nasıl taraf olacağımı açıkladım. Ben 'milletimin tarafında olacağım' dedim. Çünkü, partinizden istifa etseniz dahi, sizin partiden kopmanız mümkün mü? Değil. O sizin gönlünüzde bir defa yerini tutuyor. Ama bizim cumhurbaşkanı olarak, cumhurun başkanı olarak milletin emrinde, milletin hizmetinde olmak gibi bir tarafgirliğimiz olması lazım ve şu süre içerisinde hamdolsun bunu yapmaya gayret ettim ve durmadım. Yani Beştepe'ye oturup orada kalmadım. İl il dolaşıyorum, dünyayı dolaşıyorum. Sürekli ülkemin, milletimin lehinde daha neler kazanabiliriz, bunların gayreti içerisindeyim."


- "'Hayır' diyen PKK'dır, Kandil'dir"

"İşte bu başkanlık sisteminde 'evet'le olur 'hayır'la olmaz." diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Niye? 'Hayır' diyenlerin bu ülkeye dikili bir ağacı yok ki. Öyle bir derdi de yok. Adam işte Kandil'de, Kandil'de ne yapıyor bunlar? Bizim o pırlanta gençlerimizi aldatıyorlar, kandırıp götürüyorlar oraya, veriyorlar ellerine silahları ve onları orada terörist olarak yetiştiriyorlar. Terörist olarak yetirştirdikten sonra da şehire gönderip terör estiriyorlar. Yaptıkları iş bu ve bunlar 'hayır' diyor ve şimdi bir de hala çıkıyor ana muhalefetin başındaki zat 'ülkeyi bölecekler'. Ya ülkeyi bölenler ortada, Kandil'de. Sen onlarla beraber hareket ediyorsun. Ülkeyi bölenler bunlar.

Bizim gönlümüz arzu ederdi ki, o darbe girişiminden sonra ben beyefendiye haber gönderdim, '7 Ağustos'ta Yenikapı'da buluşalım' diye. Bana ilk verdiği cevap ne biliyor musunuz? Hayır. Gelemeyeceğini söyledi. Sonra ne olduysa birileri devreye girdiler son anda, cumartesi toplantı bir gün önce kendisi ikna edildi ve geleceğini söyledi. Öyle geldi oraya. Ama o, 7 Ağustos havasını hazmedemedi. Sayın Bahçeli'yle Sayın Yıldırım uyumla bu süreci gerçekten iyi bir şekilde sürdürdüler. Ama 7 Ağustos sürecinin, ben yine de öyle inanıyorum, inanmak istiyorum, tüm tabanda, ülkemde bir mutabakatın olduğunu ki bu milli birliği, beraberliği savunma noktasında sağlamıştır ve bunun devamı bizim için tabi en önemli adımdır diye düşünüyorum."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Yenikapı ruhu" ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Yenikapı ruhunda ayrılık yok ki, Yenikapı ruhunda terör örgütleriyle beraber olmak yok ki. Siz şimdi eğer 'hayır'la beraber hareket ediyorsanız bu Yenikapı ruhuna terstir. Niye? Çünkü 'hayır' diyen PKK'dır, Kandil'dir. Şu anda 'hayır' diyen kimdir, bu ülkede kan gövdeyi götürsün diye çalışanlardır. Şu anda bunlar nerede? Yargı bunları aldı toparlıyor ve içeri atıyor. 'Hayır' diyen kim? FETÖ terör örgütü. FETÖ terör örgütüyle berabersin, hala kalkıp 'bu ülkede Yenikapı ruhunu ben temsil ediyorum' diyorsun. Hayır canım sen nasıl temsil edersin? Sen Yenikapı ruhuna zaten o Yenikapı'da toplanmadan önce ters düştün, davet eden benim. Ben davet ettim ve gelmeyeceğine dair cevabı özel kalemime, özel kalemin bildirdi. Daha sonra araya, o bir iki gün içerisinde birileri girdi ve son anda geleceğini bildirdin. Dürüst değil, akşam sabah bunların işleri güçleri yalan ya. Bunlar doğru konuşmazlar maalesef." diye konuştu.

Yeni sistemde cumhurbaşkanı kararnamelerinin yürütmeye hız ve sorumluluk yüklediğini vurgulayan Erdoğan, "Bunu bize sağlayacak ve istikrar güven bununla daha da artacak." dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Öyle sınırsız yetki diye bir şey söz konusu değil. Bir defa Parlamento'nun bu kararnamenin önünü kesen kanunu varsa siz o kanuna ters bir kararname çıkaramazsınız. Anayasaya ters bir kararname çıkaramazsınız birincisi o, çıkaracağınız kararname anayasaya uyumlu olacak. İki, yasama organının çıkardığı kanunlara da uygun olacak. Anayasa ve yasalara bir defa kesinlikle bu kararname uygun olacak. Uygun değilse zaten siz böyle bir kararnameyi çıkaramazsınız. Siz o öyle şeyler vardır ki boşluktur, hakikaten orada bir kararname çıkarmakla süratle mesafe alırsınız. Bunu yaşadığım için söylüyorum. Çünkü biz, ben hatta derdim ki hatırlarsınız 'ben ülkemi adeta bir şirket yönetimi anlayışıyla yönetmek istiyorum' derdim. Çünkü pratik olmak gerekiyor. Eğer pratik değilseniz netice alamazsınız. Eğer o bürokratik oligarşiye mahkum olursanız, sizi yürütmezler, önünüzü keserler."

(Sürecek)



Yorumlar