CSO Şefi Gökmen'den "sanatsal duyarlılık" çağrısı

ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Orkestra Şefi ve Genel Müzik Direktörü Rengim Gökmen, özel televizyonlara sanatsal ve kültürel duyarlılığın gelişmesi için eğitici yayınlar yapma çağrısında bulunarak "Çevre kirlenmesi kadar büyük bir kirlenmeyi de kültürel boyutta yaşıyoruz." dedi.

Gökmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CSO'nun yeni konser sezonu hakkında bilgi verdi ve Türkiye'de sanatsal anlamda yürütülen çalışmalara yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Her yeni sezonun sanat kurumları için yeni bir heyecan anlamına geldiğini vurgulayan Gökmen, programlarını ilk kez konser dinleyecekler ve müzik beğenisi yüksek izleyicileri dikkate alarak hazırladıklarını anlattı.

Gökmen, yeni programa yönelik, "Hem sanatçı hem de izleyicinin her yönüyle gözetilmesini programın içerisinde görebilirsiniz. Dolayısıyla çok popüler klasiklerle dünyada çok az seslendirilen eserler ve bunun yanında da Türkiye'de özellikle Ankara'da çok az çalınmış ya da hiç çalınmamış Türk bestecilerin eserleri yer alacak." diye konuştu.

Türk toplumunun sanata olan ilgisine yönelik izlenimlerini de paylaşan Gökmen, sanatın bir toplumu geliştiren en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti.

- "Gençlerimizde ve çocuklarımızda gerçek sanat bilincini yaratmamız lazım"

Gökmen, sanatları ve müzikleri gelişmiş toplumların aynı zamanda refah içerisinde olduğuna dikkati çekerek "Gençlerimizin sanat konusunda çok önemli bir iştahı olduğunu görüyoruz. Ne verilirse gerçekten onu beğeniyle izliyorlar ama verebilmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Sanat kurumları ve devletin bu konuda olumlu bir politika yürütmesi gerektiğini aktaran Gökmen, şöyle devam etti:

"Yani bir devlet politikası haline dönüşmeyen sanatın yaygınlaşması ve topluma ulaşması çabaları yeterli kalmayacaktır. Bu bakımdan da eğitimin ilk basamaklarına 'sanat' adını koymamız, gençlerimizde ve çocuklarımızda gerçek sanat bilincini yaratmamız lazım. Bunu bir genel eğitim politikası haline dönüştürmediğimiz takdirde maalesef 21. yüzyılda bilimsel ve teknolojik gelişme trenini de kaçırmak durumunda kalabiliriz. Bunu kaçırmamak için sanat ve onunla birleşerek bilimsel düşünceyi gençlerimizin ve çocuklarımızın hem gönüllerine hem düşüncelerine sokmak ve onunla yetiştirmek zorundayız."

"Türkiye'nin sanatçıdan çok sanatsevere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum." diyen Gökmen, önemli olanın çocuklara müziği, sanatı, resmi öğretmek değil sevdirmek olduğunu vurguladı.

- "Çevre kirlenmesi kadar büyük bir kirlenmeyi kültürel boyutta yaşıyoruz"

Gökmen, sanat kurumlarının yoğun programlar gerçekleştirdiğine ama artık iletişimin internet, televizyon gibi iletişim araçlarına kaydığına dikkati çekerek CSO'nun 1980'li yıllarda TRT ile ortak bir program yaptığını ve o dönem programı izleyen insanlardan hala olumlu geri dönüşler aldıklarını belirtti.

Televizyon aracılığıyla gençlere ulaşacak mesajların çok daha etkili olacağını ifade eden Gökmen, şunları söyledi:

"Sanat eğitimi konusunda televizyon kuruluşlarımıza çok önemli görevler düştüğünü düşünüyorum. Özel televizyonların reyting kaygısı son derece doğal, ticari kuruluşlar, yaşamak durumundalar. Sanat ise zaten para getiren bir şey değildir. Çok istisnai durumlarda sanat para getirir. Sanat para tüketen, bedeli çok büyük, pahalı bir şeydir. Fakat sanatsız kalmak toplumlara daha pahalıya mal olan bir şeydir."

Özel yayıncı kuruluşların son dönemde çevre bilinciyle ilgili yayınlarda hassasiyet göstermeye başladığına işaret eden Gökmen, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Özel yayıncı kuruluşlarda, çevre duyarlılığıyla birlikte kültürel duyarlılığın gelişmesi, toplumun sanatsal gelişimi ve nitelikli sanat açısından kamu spotlarının yayınlanması ve eğitici yayınların yapılmasının çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Çevre kirlenmesi kadar büyük bir kirlenmeyi de kültürel boyutta yaşıyoruz. Kültürel kirlenme bence çevre kirlenmesinden daha önemli çünkü kültürel anlamda iyi yetişmemiş, olgunlaşmamış bireylerden oluşan toplumları çevre bilincine ulaştırmak mümkün değildir. Kültürel bilince, sanatsal düşünceye ulaşmış toplumlar zaten çevre bilincini vermeseniz bile o anlamda çevresiyle iletişimi doğru bir şekilde kuracaktır ve barışık olacaktır diye düşünüyorum."

- CSO binası

Gökmen, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un 2019'da bitirilmesi talimatını verdiği CSO'nun yeni binasına ilişkin de "Sayın Bakanımızın bu konudaki inisiyatifi ele almış olması Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser salonunun bir an önce biteceği konusunda bende ve arkadaşlarımda önemli bir umut ışığı doğurdu." dedi.

Özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde kültürel mekanların eksik olduğunu aktaran Gökmen, şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul'da bir opera binasının, konser salonunun yokluğu, Türkiye'nin başkenti Ankara'da yıllardır Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın çok küçük ve yetersiz bir konser salonuna mahkum kalması keza Devlet Opera ve Balesi'nin çok küçük, yetersiz bir salonda sanat icra etmesi, 21. yüzyılda bu kadar ilerleme kaydeden Türk toplumuna yakışmıyor diye düşünüyorum. Bunun da en kısa zamanda telafi edileceği konusunda umut, içimde son derece güçlü bir şekilde duruyor."

- CSO'nun yeni konser sezonu

Gökmen, CSO'nun gelecek haftalardan itibaren genç bestecilerin yanı sıra Türk beste ekolünün önemli isimlerinden Hasan Uçarsu, Turgay Erdener gibi isimlerin de repertuvarda yer aldığını bildirdi.

Gökmen'in verdiği bilgilere göre, Uçarsu'nun "Çanakkale Şehitleri'ne" ve "İsmail'in Öyküsü" isimli eserleri Ankara'da ilk kez seslendirilecek. Kasımda CSO ve Bilkent Senfoni Orkestrası bir araya gelerek besteci Emre Sihan Kaleli'nin "Atatürk Üzerine" isimli eserinin dünya prömiyerini gerçekleştirecek.

CSO, ayrıca ilk kez repertuvara alınan Anton Bruckner'in 7'nci senfonisi ile Giacomo Puccini'nin "Senfonik Kapriçyo", Giya Kancheli'nin "Viyola Solo, Koro ve Orkestra için Styx", Lee Actor'ün "Rapsodi Dansı Dans Rapsodisi", Turgay Erdener'in "Cebeci Monologları" gibi eserlerini de sahneye taşıyacak.