
9. Nasıl tanı konuluyor?
Halihazırda bilinen hastalıklar için birçok tanı yöntemi, araç gereç, tahlil vs. mevcut. Ancak yeni çıkan bir virüsün ne olduğunu ve hangi özellikleri taşıdığını anlamak için uzun süren analizler gerekli. Yeni bir virüsün “yeni” olduğunu anlamak için genetik yapısının çözümlenip daha önce bilinen türlerle karşılaştırılması gerekiyor. Eğer bilinen türlere uymuyorsa bu durumda yeni olduğuna kanaat getiriliyor. Bir canlının genetik yapısını çözümlemek eskiden yıllar alabiliyordu, şimdi ise gelişen teknoloji ile günler içerisinde bu mümkün. Nitekim 9 Ocak tarihinde de yeni koronavirüsünün genetik yapısı tamamen çözümlendi. Hastalara tanı koymak için alınan balgam ve burun sürüntüsü numunelerinde bulunan virüslerin genetik yapıları çıkarılıyor, ardından 9 Ocak’ta tespit edilen gen dizisiyle karşılaştırılıyor.
Ancak bu karmaşık ve uzun süren işlemlerin daha hızlı ve kolay yapılabilmesi için bilim insanları yöntem geliştirmeye çalışıyor. Bunun için farklı ülkelerde yeni yöntem geliştiren bilim insanları bulgularını DSÖ’nün bu konuya özgü yayına açtığı bir sayfada yayınlıyor. DSÖ de bu rehber niteliğindeki bulguları tüm laboratuvar çalışanlarının açık erişimine sunuyor. Özetle, yeni koronavirüs için birkaç saat veya gün içinde sonuç veren pratik bir tanı koyma aracımız henüz yok, ama geliştirme aşamasında. Daha önceki SARS ve MERS salgınlarında üretilen yöntemler de bu yeni salgındaki AR-GE çalışmalarını hızlandırıyor.

10. Nasıl bulaşır?
Koronavirüsler genellikle yabani hayvanlarda bulunuyor ancak evcil hayvanlarda da bulunabiliyor. İnsandan insana geçebilen koronavirüslerin sebep olduğu SARS salgınında öne çıkan virüs kaynağı yabani bir kedi türü olan misk kedileriydi. MERS salgınında ise tek hörgüçlü develer öne çıkan virüs kaynağıydı. Yeni koronavirüs salgınında ise tam olarak bir kaynak saptanamamış durumda. İlk zamanlar virüsün yılanlardan yayıldığına dair haberler ortaya çıkmıştı ancak genetik materyali tamamen çözümlendiğinde yeni koronavirüsünün genetik diziliminin yılanlarda değil yarasalarda bulunan koronavirüse yüzde 96 oranında benzediği ifade edildi. Virüsün gen dizilimi SARS’a sebep olan türe de yüzde 80 oranında benzerlik içinde.
Salgın ilk başladığında yeni koronavirüs etkeninin insandan insana bulaştığı şüpheli idi ancak toplumda çok hızlı yayılması, hastaların diğer hasta bireylere temas öyküsü varlığı, ülke sınırları dışında da vakaların görülmesi insandan insana yayılımının mümkün olduğunu gösterdi.
Çin’den gelen kargolarla virüsün bize bulaşıp bulaşmayacağı da sık sorulan bir soru ancak virüsün cansız yüzeylerde yaşamadığını, hayvan veya insanların canlı hücrelerinde yaşayabildiğini vurgulamak gerekiyor. Virüsün bir kişiye bulaşmasından hastalık belirtilerinin ortaya çıkışına kadar geçen süreye kuluçka (inkübasyon) süresi deniyor. Yeni koronavirüsün kuluçka süresinin 2 ila 10 gün olduğu tahmin ediliyor.
Hasta kişilerden veya hastalığı taşıyan hayvanlardan bulaş damlacık yoluyla (hapşurma, öksürme sırasında saçılan ve havada asılı kalabilen küçük sıvı damlalarının başka insanlar tarafından solunmasıyla) gerçekleşiyor. Toplumda her kış görülen grip salgınlarında olduğu gibi koronavirüsler de solunum yoluyla yayılıyor. Ayrıca virüsün mukozal yüzeylere (ağız içi, gözler, burun içi gibi vücudun iç yüzeylerine) teması da bulaş açısından yüksek risk içeriyor. Bu sebeple hasta bireylerin izole odalarda tedavi edilmesi, hastane havalandırma sisteminin yeterli olması önem taşıyor. Hastaların yatırılması için yeterli yer olmadığında ise salgın hastalarına özgü ayrılmış çok yataklı odalarda tedaviye devam edilebileceği DSÖ tarafından belirtiliyor.

11. Bulaştığında ilk belirtiler nelerdir? Spesifik belirtisi var mı?
Hastalığın belirtileri basit bir soğuk algınlığından zatürreye kadar uzanan geniş bir yelpazede dağılıyor. Sık rastlanan en önemli belirtileri ise yüksek ateş, balgamlı öksürük, nefes darlığı. Belirtisini gördüğümüzde doğrudan hastalığı tanıyabileceğimiz spesifik bir belirtisi yok.

12. "Benim de yüksek ateşim, balgamlı öksürüğüm var. Yoksa ben de mi?.."
Yukarıda bahsedilen belirtilerin bir kişide var olması elbette yeni koronavirüs hastası olduğunu göstermek için çok yetersiz. Çünkü bu belirtiler her mevsim gelişen grip enfeksiyonunda da mevcut. Bu sebeple bir kişide koronavirüs şüphesi olabilmesi için yukarıdaki belirtilere ek olarak;
a. Son 14 gün içinde uzakdoğuya seyahat etmiş veya Çin’de bulunmuş olmak
b. Tanı konulmuş bir hastaya yakın temas öyküsü
c. Hastaların tedavi edildiği kurumlarda çalışıyor/bulunuyor olmak
kriterlerinden en az birini karşılıyor olması gerekiyor. Eğer bu üç kriterden birini taşımıyorsanız, yeni koronavirüs hastalığı açısından şüpheli vaka sınıfında değilsiniz.
Özetle; ateşiniz, balgamlı öksürüğünüz varsa ve yukarıdaki kriterlerden birini taşıyorsanız yeni koronavirüs hastalığı açısından şüpheli vakasınız ve acilen en yakın referans hastaneye başvurmalısınız. (Türkiye’deki 25 referans hastanenin listesine şu linkteki Sağlık Bakanlığı rehberinden erişebilebilir: https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/ncov-rehber-ve-vaka-bilgi-formu.html)