"FETÖ'nün dış ülkeler ile Türkiye devletinin içindeki çeşitli yapıların desteği olmadan bu teşkilatlanmayı becerebilmesi mümkün değildir. Kısaca bu terör örgütü, dış ülkeler ve üst bir akıl ve yapının eseridir"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel
Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" ile ilgili "çatı iddianamesinde",
"Örgüt kadrolarının sızdığı devletin güvenlik kurumlarının silahlı
olması ve bu silahları kullanma yetkilerinin bulunması, örgütün
silahlı ve askeri eğilimini göstermesi açısından çok önemlidir."
ifadesine yer verildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede,
gelişmemiş sosyal toplumlarda insanların, ağalar, beyler, aşiret
reisleri gibi feodal toplum yöneticileri tarafından güdüldüğü,
feodal toplum yöneticilerinin toplumu kendi gelenekleri ve
menfaatlerine göre istediği gibi yönlendirdiği belirtilerek,
Fetullahçı örgütlenmenin de aynı yöntemleri kullanıp, aynı amacı
elde etmeye çalıştığı kaydedildi.
FETÖ'nün bugünkü durumunu ortaya koymak ve daha iyi anlayabilmek
için kurucusu ve lideri Fetullah Gülen'in geçmişine, söylemlerine,
örgütü yönetme şekline bakılması gerektiğine işaret edilen
iddianamede, şu ifadeler kullanıldı:
"Dini unsurları temel alarak hareket ettiğini iddia eden FETÖ'nün,
dini değerler değişmezken, zamana ve şartlara göre kendisini
değiştirmesi, ülkesi ve devleti ile barışık olması beklenirken
devleti kendisine hasım ve karşı cephe olarak görmesi, tüm
yapısıyla açık ve şeffaf olması gerekirken bir istihbarat örgütü
gibi 'kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen
paralar' kullanması, yönetim kadrosunun faaliyetlerini yurtdışından
idare etmesi ve Türkiye'ye gelmekten imtina etmesi, hasımlarını saf
dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı faaliyeti
kullanması, çeşitli yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti
bilinmeyen görüşmelerde bulunması, diğer terör örgütleriyle temas
kurması ve onlara istihbarat, lojistik, eylem tarzı türü destek
sağlaması, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan
organize bir terör örgütü olduğunu ortaya koyan unsurlardır."
FETÖ'nün örgütlenmesinin askeri bir örgütlenmeden çok az farklar
içerdiğine dikkati çekilen iddianamede, bir askeri örgütlenmede en
temel idare ilkesinin emir-komuta zinciri olduğu, askeri
örgütlenmelerde bunun korunması uğruna feda edilemeyecek çok az şey
bulunduğu bildirildi.
İddianamede, FETÖ'de de liderin verdiği kararı sorgulama anlamına
gelecek her düşünce, eylem veya tavrın kuvvetle ezildiği, Gülen ve
ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatlarının, aklın da ötesinde
bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığı anlatıldı.
FETÖ'nün "devlet kurumları" ve "sivil toplum" olmak üzere birbirine
özerk 2 yapılanması bulunduğuna yer verilen iddianamede, bunların
hiyerarşik anlamda birbirine bağlı olmadığı aktarıldı. Örgütün alt
birimlerinin modüler bir yapıda olduğu ve hücre tipi örgütlenme
modelini uyguladığı ifade edilen iddianamede, örgütü yöneten üst
kadro dışındaki her birimin diğerinden bağımsız olduğu ve hücreler
şeklinde teşkilatlandığı vurgulandı.
Hücrelerin örgütlenmesinin esnek, manevra gücünün yüksek olduğu ve
kendini yenileyebilme kapasitesi bulunduğu kaydedilen iddianamede,
hücrelerin deşifresi halinde örgütün bütünlüğü bozulmadan devam
ettiği bildirildi.
- Haşhaşi benzetmesi
İddianamede, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Örgüt kadrolarının sızdığı devletin güvenlik kurumlarının silahlı
olması ve bu silahları kullanma yetkilerinin bulunması, örgütün
silahlı ve askeri eğilimini göstermesi açısından çok önemlidir.
FETÖ'nün hizmet hareketi olarak gözüken bir legal yapısı, bazen söz
konusu legal yapı içerisinde gizlenmiş bazen de genel yapıdan
tamamen farklı şekilde hareket eden bir de illegal yapılanması
vardır. Hasan Sabbah'ın çevresinde kümelenen Haşhaşiler, yaklaşık
bin yıl kadar önce afyon çekip fedailerini kullanarak devlet
görevlilerini öldüren bir terör örgütü olarak ortaya çıkmıştır.
Onlara benzer şekilde FETÖ üyeleri de mutlak itaat ve cennete
kavuşacakları saiki ile hareket ederek devlet içinde suikast
benzeri hareketlere başvurmaktadırlar. FETÖ'nün devlet içindeki
kadrolarının Haşhaşilere benzetilmesi, kullanılan yöntem ve amaç
bakımında doğru bir benzetmedir."
Gülen'in başlangıçta dini bir cemaat olarak kurduğu ve sonradan
terör örgütüne dönüşen yapılanmanın içinde yer alanların çeşitlilik
gösterdiği, örgüte üyelik için kesin bir kriter bulunmadığı
anlatılan iddianamede, "Toplumun her inanç kesiminden örgütün
üyeleri vardır. Türk, Müslüman, Sünni, dini bütün, ibadet aşkıyla
dolu, dindar insanlar olduğu gibi, örgüt işine gelen kullanılması
mümkün herkesi bünyesine katmaktadır. Alevi, ateist gibi yapıya
uzak gibi duran gruplardan, Yahudi, Hristiyan dinine inananlardan
da paralel yapılanma içerisinde yer alanlar bulunmaktadır. Bir
başka ifadeyle FETÖ'ye üyelik için dindar veya inançlı olmak şartı
aranmadığı gibi Müslüman olmak da gerekli değildir."
değerlendirmeleri yer aldı.
Örgütün içinde her türlü suça bulaşmış kişilerin yanında içki içen,
zina eden, kumarbaz, tefeci türünden işleri yapanların da bulunduğu
belirtilen iddianamede, örgüte göre, eğer kişi himmetini veriyorsa
işlediği suçun veya günahın bir öneminin olmadığı, meşru olmayan
yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmişse
işlenen günahın, suçun üzerinin örgüt tarafından organize şekilde
örtüldüğü vurgulandı.
Bütün örgüt yöneticileri ve üyelerinin, her konuda mütemadiyen
tedbir uyguladığı, örgütün üye sayısı, amacı, ekonomik
kaynaklarının milletten ve devletten gizli olduğuna işaret edilen
iddianamede, örgüt liderinin, genel olarak emirlerini gizli
verdiği, örgütün nihai maksadının da gizli olduğu bildirildi.
- "Gizli, sinsi, kaypak, doğrusu olmayan"
Örgüt üyelerinin, istihbarat ve kişilerin mahrem bilgilerini
toplamayı sevdiği aktarılan iddianamede, "Bu teşkilat, gizli
yaşamak, her zaman korkmak, doğruyu söylememek, gerçeği inkar etmek
üzerine kuruludur. FETÖ, gizli, sinsi, kaypak, doğrusu olmayan,
hakikati gizleyen bir grup insan topluluğudur. Örgüt, çok iyi
reklam yapıcıdır. İstediği kişilerin reklamını yapıp imajını
düzelterek, bu kişiler üzerinden kendisine nema sağlamaktadır.
Buna, örgüt terminolojisinde 'parlatma' denmektedir. Örgütün
gizlenerek bilinmezliğe bürünmesinin bir sebebi de ilgi çekmektir."
ifadelerine yer verildi.
Paralel yapılanmanın imamlara bağlı zincirler şeklinde örgütlendiği
anlatılan iddianamede, bir imamın birçok zincirin bağlı bulunduğu
örgüt lideri durumunda olduğu, imamın kendine bağlı zincirler
arasında uyumu ve zamanlamayı ayarlayıp uygun zamanda yapılacak
işleri hesaplayarak zincir üyelerine talimat verdiği
belirtildi.
İddianamede, her bir zincirdeki örgüt üyesinin yalnızca verilen
talimatın gereğini yerine getirdiğine dikkat çekilerek, şunlar
kaydedildi:
"Bütün olarak bakıldığında örgüt işi genelde başarırken özelde her
bir zincirdeki küçük bir işi icra edenler ne tür bir faaliyet
gerçekleştirdiğini görememektedir. İşlenen olay başlangıçta küçük
parça işleri yapan üyeler tarafından bilinmediğinden, suç olduğu
sezilememekte, ortaya çıkan durum sonradan anlaşıldığında buna alet
olanlar başlangıçta bilmedikleri bu durumdan pişman olsalar bile
sonuç değişmemektedir. Paralel yapı, hedefini organizasyon başarısı
sağlayan bu zincirler sayesinde gerçekleştirmektedir. Bir terör
örgütün varlığının kabul edilebilmesi için, örgütlü bağlılık,
üyeler arasında görev bölüşümü, kod isimleri, bir hiyerarşi ve bu
örgütün ideolojisini savunan insanların olması gerekir. FETÖ'nün
bir ideolojisi ve bu ideolojiye uygun insanların yetiştirildiği
eğitim materyalleri bulunmaktadır. Örgüt mensuplarının hücresel bir
şekilde birbirleriyle bağlantıları, kendi aralarında bir rapor,
talimat alışverişi bulunmaktadır. Alttan yukarıya doğru rapor,
yukarıdan aşağıya doğru talimat verilmekte, örgüt mensuplarının,
kendilerine yeni örgüt mensupları kazanma faaliyetleri bulunmakta,
yeni çocuk ve gençler örgüte alınmakta, eğitilip, yetiştirilerek bu
örgütün kadrolarına ilave edilmektedir. Örgütün eğitim malzemeleri,
kitabı, bildirisi, ideolojisini anlatan belgeler, evraklar,
dokümanları bulunmaktadır."
FETÖ'nün de diğer terör örgütleri gibi bir inanca dayandığı ifade
edilen iddianamede, şu bilgiler sunuldu:
"Fetullahçı Terör Örgütü, üyelerinin uğrunda zorluklarına
katlanabildiği, fedakarlıkta bulunduğu, amacına yönelik bir şeyler
yapabildiği, bir inanç, bir ideoloji sistemidir. Amerika Birleşik
Devletlerinin Pensilvanya eyaletinden yönetilen, Türkiye'nin
ekonomik kaynakları ve imkanlarını kullanan, dünyanın 160
ülkesindeki yüzlerce kurum/kuruluşu ve binlerce mensubu ve yandaşı
ile siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik ve kamusal hayatın hemen
her alanında varlık gösteren, milyar dolarlarla ifade edilen bir
ekonomik gücü bulunan Fetullahçı Terör Örgütü, son yıllarda yaşanan
bazı gelişmelere kadar kamuoyunda 'Cemaat, Hizmet Hareketi,
Fetullah Gülen Grubu, Nurcu ve benzeri' isimlerle anılmıştır. Ancak
son yıllarda yaşanan birtakım gelişmelerle birlikte, kamuoyuna
'Hizmet Hareketi' olarak yansıtılanın aslında buz dağının görünen
yüzü olduğu, asıl yapının çok derinlerde bulunduğu ve bünyesinde
pek çok karanlıkları barındırdığı, milletin, devletin ve insanların
yıllardır kandırıldığı, hoşgörüyle ülkeye ve millete hizmet
etmekten başka bir gayesi yokmuş gibi gösterilen yapının asıl
amacının bilinçli ve organize şekilde devletin tüm
kurum/kuruluşlarına sızarak devleti ele geçirmek olduğu, bunu
yaparken de her türlü gizlilik kurallarına riayet edildiği ve amaca
ulaşmak için her yolun mübah sayıldığı açığa çıkmış ve örgüt amacı
deşifre olmuştur."
FETÖ'nün, geçen sürede çalışarak bu teşkilat yapısına emeğiyle
gelmediği belirtilen iddianamede, "FETÖ'nün dış ülkeler ile Türkiye
devletinin içindeki çeşitli yapıların desteği olmadan bu
teşkilatlanmayı becerebilmesi mümkün değildir. Kısaca bu terör
örgütü, dış ülkeler ve üst bir akıl ve yapının eseridir. Bu örgüte
üye kamu görevlileri zamanı geldiğinde gözlerini karartıp, örgüt
amacına yönelik her türlü suçu işleyebilmektedir. Örgüt
hiyerarşisine dahil olan bir il müdürü kendisini örgüte ait
hissettiğinden devletine ihanet edip örgütsel amaç için hukuka
aykırı hareket edebilmekte, örgüt için görevini kötüye kullanıp suç
işleyebilmektedir. Örgüte himmeti kesen, toplantılara katılmayan
gazete, dergi aboneliğini sona erdiren esnafa idari ceza yazdırıp
onları örgüte destek olmadıkları için cezalandırabilmektedir."
ifadeleri kullanıldı.
(Sürecek)
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar