Cari açığın "ilacı" bizde
- Novartis Grup Türkiye Başkanı Altan Demirdere: - "Bugün yatırayım yarın kazanayım anlayışı son 5-6 senedir daha da kötüye gitti.. Dün kazanayım bugün yatırayım anlayışı var artık... Örneğin inşaat sanayii, temelden satıyorsun, parayı alıyorsun, sonra inşaatı yapıyorsun" - "Güzel bir yaklaşım ama maalesef öngörülebilir ve sürdürülebilir olamayabiliyor. O nedenle başka sanayilere bilhassa ilaç sanayisi gibi elit sanayilere de yurdumuzun ihtiyacı var" - "Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam 1,2 milyar dolarla Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan firması olduk" - "Novartis 1930 yılından beri Türkiye'de. Novartis stratejisini anlık kararlarla değil orta ve uzun vadede değerlendirdiği için Türkiye’de olan faaliyetlerinde herhangi bir aksama olmayacak"
İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Novartis Grup Türkiye Başkanı
Altan Demirdere, "Bugün yatırayım yarın kazanayım anlayışı son 5-6
senedir daha da kötüye gitti.. Dün kazanayım bugün yatırayım
anlayışı var artık... Örneğin inşaat sanayi, temelden satıyorsun,
parayı alıyorsun, sonra inşaatı yapıyorsun. Güzel bir yaklaşım ama
sürdürülebilir olamayabiliyor. O nedenle başka sanayilere bilhassa
ilaç sanayisi gibi elit sanayilere de yurdumuzun ihtiyacı var."
dedi.
Demirdere, AA muhabirinin Türkiye ekonomisine, ilaç sanayisine
ve Novartis firmasına ilişkin sorularını cevapladı.
Novartis'in İsviçre merkezli ve 200 milyar doların üzerinde
piyasa değerine sahip bir ilaç şirketi olduğunu belirten Demirdere,
Novartis Türkiye'nin Novartis İlaç, Sandoz İlaç, Novartis Onkoloji
ve Alcon'dan oluştuğunu söyledi.
Firmanın Türkiye'de faaliyetine 1930 yılında başladığını ifade
eden Demirdere, "Türkiye'de 60 yıldan uzun bir süredir üretim
yapıyoruz. İlk olarak İstanbul Levent'te fabrika kurmuştuk, şimdi
Kurtköy fabrikamız başta olmak üzere 4 fabrikada 2 binin üzerinde
çalışanla Türkiye'nin en büyük ilaç firması olarak üretim
yapıyoruz. Son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam 1,2 milyar
dolarla Türkiye’nin en çok ilaç ihracatı yapan firması olduk."
bilgilerini verdi.
- "Ürettiğimiz ilaçları 100'e yakın ülkeye ihraç ediyoruz"
İsviçrelilerin yatırım kararlarında ülke ekonomilerinde yaşanan
kısa dönem dalgalanmalardan etkilenmediğini ifade eden Demirdere,
"Novartis 1930 yılından beri Türkiye'de. Novartis stratejisini
anlık kararlarla değil orta ve uzun vadede değerlendirdiği için
Türkiye’de olan faaliyetlerinde herhangi bir aksama olmayacak.
Bizler de Novartis Türkiye'nin Türk çalışanları olarak yatırımları
artırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Dört tane fabrikamızda
ürettiğimiz ilaçların yüzde 80'ini dünyada 100'e yakın ülkeye ihraç
ediyoruz." diye konuştu.
Demirdere, Novartis Türkiye'nin ihracat alanında önemli
anlaşmaları bulunduğunu ifade ederek, "Biz Türkiye'de kalıcıyız.
100 Ülkeye ihracat yapıyoruz, bu demektir ki; 100 ülkenin sağlık
otoriteleri gelmiş, bizim buradaki tesislerinizi teftiş etmiş ve
'Burada üretilen benim ülkemde satılabilir’ diye onay vermiş.
Amerika’dan, İsviçre’den tutun Curaçao ülkesine kadar ihracat
yapıyoruz. Bu bizler için de büyük sorumluluk. Dolayısıyla Allah
korusun bugün bir şey olsa, siz hepsini kapatıp gitseniz o ihracatı
Novartis'in başka bir fabrikasına kaydırması ve o 100 ülkenin
otoritesinin gelip teftiş etmesi minimum iki sene. O nedenle,
Novartis'in ülkeden çekilmesi gibi bir şey olamaz. Peki ne olur?
Yeni ilaç gelmez, yatırım gelmez. Mevcut yatırımlar eskir eskir
eskir... Kendini imha eder. İşte biz yeni ilaçlar üretmek için,
Türkiye'ye yeni yatırımlar getirmek için çalışıyoruz." ifadelerini
kullandı.
İlaç endüstrisinin elit bir sanayi kolu olduğunu belirten
Demirdere, ilaç sanayisinde en yeni makineler, yüksek teknoloji ve
bunları kullanacak yetkinlikte insan kaynağının önem taşıdığını
söyledi.
- "Veri korumasıyla ilgili kanunların çok sık değişmemesi
lazım"
Türk ilaç endüstrisinin ekonomik büyüklüğünün 2017 yılında 24.5
milyar TL lira seviyesinde olduğunu ifade eden Demirdere, Türk ilaç
sanayisinin çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu
söyledi.
"İlaçtan para kazanan, parayı ilaca yatırmalı" çağrısında bulunan
Demirdere, Türkiye'de veri gizliliği alanında önemli eksiklikler
bulunduğunu söyledi.
Demirdere, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin veri gizliliğinin korunmasını çok ciddi ele alması
lazım. Diyelim ki bugün Novartis buradaki bir başka firmaya çok
yeni bir know-how transferi yaptı, yarın öbür gün firma o
know-how’ı biraz değiştirip kullanarak kendi ilacını çıkardı. Bunun
çok ciddi cezai müeyyidesi olması şart. Bunlar maalesef ilaç
sanayisinin yeni ilaçlar keşfetmesinde sık rastlanılan sorunlar. Bu
olmamalı. Şeffaflık gerekli, veri gizliliğinin kanunlarla koruması
lazım. Yabancı yatırımcının Türkiye'den istediği güvendir ve
kurallar ve kanunlar sık sık değişmemeli. Hele ki maça başladıktan
sonra kuralları değiştirirseniz bunu yabancılara anlatamazsınız.
Şaşırıyorlar, anlamıyorlar..
Dolayısıyla gerçek know-how transferi için veri koruması şart.
Gizlilik anlaşmalarına uyulmadığı zaman bunun cezai müeyyidelerinin
ciddi olması lazım. Siz ileride milyarlarca dolar kazanacak bir
ilacın buraya araştırmasını veya teknolojisini getirmişsiniz. Bu
teknolojiyi belirli bir süre sonra 'Ben öğrendim, sen git ben
kendim yapacağım' dendiği zaman o zaman o teknolojiyi getiren firma
zarar görür. 'Sen git' diyen firma da onu ancak bir kere yapar. Bir
daha yabancı bir know-how gelmez."
- "Kutuda 'Made in Turkey' yazıyordu"
Demirdere, Novartis'in her ülkede bulunan üretim operasyonlarını
belli alanlarda uzmanlaştırdığını ifade ederek, Novartis
Türkiye'nin tablet, kapsül, draje ve pelet gibi katı-yarı katı
formlar ürettiğini söyledi.
Demirdere, Novartis Türkiye'nin ihracata başlama serüvenine
ilişkin şu bilgileri verdi:
"Biz 1989 yılında Novartis Global'e giderek 'İhracat yapmak
istiyoruz' dedik. Açıkça güldüler. Çok samimi konuşuyorum. Çok
ısrar ettik. Bize üretimi en zor 2 tane ilaç verdiler. 'Al bunları
üret bakalım, görelim.' dediler. Hakikaten üretimi çok zordu;bir
türlü istediğimiz sonucu alamıyorduk. Bir türlü olmuyor ve imha
ediyoruz derken çok enteresan bir şey oldu. Yıllardır bizde çalışan
üretim uzmanları 'Ben 30 senedir üretim yapıyorum, bana öyle
geliyor ki bunu şöyle yapsak daha iyi olur.' dediler. Oturduk hep
beraber istişare ettik, üretim metodunu değiştirdik.
Takır takır üretmeye başladık. Arca C diye bir aspirin vardı C
vitaminli. İsviçre'de çok meşhurdur, hala satılır. Bunu İsviçre'ye
Türkiye'den üretmeye başladık. Kutuda 'Made in Turkey' yazıyordu.
Bu çok büyük bir gururdu. Bu vesileyle iki tane ilacın üretimini
verdiler. Sonra 3, 4,5... Siz ne kadar Novartis'in Türkiye
fabrikası bile olsanız yabancılar 'Al kardeşim senin burada
fabrikan var, buradan ihracat yap' demezler. Sizin bir taraftan
yabancıları, bir taraftan hükümeti alıp bir araya getirip uygun
şartları ve koşulları oluşturmanız lazım. İşte böyle böyle 4 tane
fabrika edindik."
- "İlaç sanayisinde 7-8 yıl sonra kazanırsın ama ciddi
kazanırsın"
Novartis'in dünya genelinde 60 fabrikası bulunduğunu ifade eden
Demirdere, bunlardan 4'ünün Türkiye'de bulunduğunu yineledi.
Demirdere, "Novartis'in fabrikalarının yüzde 8'i Türkiye'de. Peki
Novartis'in satışının yüzde kaçı Türkiye'den? Yüzde 0,7'si.
Dolayısıyla niye zamanında bütün ilaç firmaları Amerika'ya gitti?
Ve Ar-Ge'yi Amerika'da yaptılar ve hala yapıyorlar? Bunun sebebi
Amerika dedi ki, 'ülkeme gel, Ar-Ge yap, ben de ilaç fiyatlarını
bunu dikkate alarak belirleyeceğim.' Ben de diyorum ki hükümetimiz
yerli firmaları kolluyor, bu çok iyi ama ilaçtan para kazanan
firmaların kazandıkları paranın önemli bir kısmını tekrar ilaç
sanayisine yatırmaları gerekli. Başka sanayilere aktarmasınlar.
İlaç sanayisinde bugün yatırırsın belki 7-8 sonra kazanırsın ama
ciddi kazanırsın. 7-8 sene durmadan yatırırsın. Daha önce de
söylediğim gibi bugün yatırayım yarın kazanayım anlayışını
değiştirmemiz lazım." diye konuştu.
Türkiye'nin gayrimenkul ve inşaat gibi sanayi kollarından çok
daha acil olarak ilaç sanayisi gibi elit sanayilere ihtiyaç
duyduğunu belirten Altan Demirdere, "Bugün yatırayım yarın
kazanayım anlayışı son 5 -6 senede daha da kötüye gitti. Dün
kazanayım bugün yatırayım anlayışı var artık... Örneğin inşaat
sanayii; temelden satıyorsun, parayı alıyorsun, sonra inşaatı
yapıyorsun. Güzel bir yaklaşım ama maalesef öngörülebilir ve
sürdürelebilir olamayabiliyor. O nedenle başka sanayilere bilhassa
ilaç sanayisi gibi elit sanayilere de yurdumuzun ihtiyacı var."
değerlendirmesini yaptı.
Yorumlar