Camiler ve Din Görevlileri Haftası

- Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş: "Mihrap, minber bize Peygamberimizden emanettir. Nerede bulunduğumuzun farkında olacağız. Yaptığımız işin Peygamber mesleği olduğunun bilincinde olacağız"

Google Haberlere Abone ol
Camiler ve Din Görevlileri Haftası

İZMİR (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, mihrap ve minberin "Peygamber emaneti" olduğunu belirterek, "Nerede bulunduğumuzun farkında olacağız, yaptığımız işin Peygamber mesleği olduğunun bilincinde olacağız." dedi.

İzmir Müftülüğü tarafından Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında Sabancı Kültür Merkezinde düzenlenen Din Görevlileri Buluşması Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş burada yaptığı konuşmada, alimlerin ve din görevlilerinin peygamberlerin varisleri olduğunu söyledi.

"Alimler, peygamberlerin varisleridir. Bütün peygamberlerin vasıfları Hz. Peygamber efendimizde toplanmıştır." ifadelerini kullanan Erbaş, şöyle devam etti:

"Allah Kur'an'da buyuruyor, 'Biz seni ancak bir şahit, bir müjdeci, bir uyarıcı, bir davetçi olarak gönderdik'. Nasıl ki Peygamberimiz insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için şahitlik yaptı. İnsanlığa din hizmeti, din eğitimi, doğruyu gösterme, çocuklara dini eğitim verme konusunda da bizleri Allah şahit tutuyor."

Erbaş, alimlerin, din görevlilerinin taşıdığı emanetin son derece önemli olduğunu vurgulayarak, "Allah için bir çocuğa bir harf öğrettiğinizde buna şahit oluyorsunuz. Bir insanı kötülükten alıkoyduğunuzda, yanlıştan döndürdüğünüzde uyarıcılık vazifesini yerine getirmiş oluyorsunuz. Öncelikli olarak bu görev bizim görevimizdir. Eğer uyarıcılık vazifemizi yapmazsak bu vebalin altında kalırız. İrşat vazifemizi yerine getirmezsek vebal altında kalırız." diye konuştu.

- Din görevlilerin taşıması gereken vasıflar

Erbaş, mürşidin, insanları aydınlatan, güzelliklerin yayılması için gayret eden kişi olduğunu söyledi.

Din görevlilerinin de mürşit olduğuna ve bu dünyadaki sorumluluğunun büyük olduğuna işaret eden Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıyamet günü insanlar arasında en uzun boylu olarak gelecek olanlar, mahşer günü alınları parlayarak gelecek olanlar müezzinlerimizdir. Her birimiz birer vaiziz. Her imam, her müezzin, her müftü, her vaiz iyiliği emretmekle, kötülükten men etmekle mükellefiz. Bu kadar önemli vazifeyi deruhte edecek insanların taşıması gereken vasıflar vardır. Öncelikle Peygamberimizin mihrabında oturan, O'nun makamının izlerini omuzlarında taşıyan biz din görevlileri bu makama layık olmak zorundayız. Mihrap, minber bize Peygamberimizden emanettir. Nerede bulunduğumuzun farkında olacağız. Yaptığımız işin Peygamber mesleği olduğunun bilincinde olacağız."

Cami ve Kur'an kurslarının toplumun her kesimini kapsayan mekanlar olduğunu ifade eden Erbaş, 7'den 70'e herkesi camilere davet ettiklerini anlattı.

Camideki çocuk seslerinin kalpleri neşelendirdiğinin altını çizen Erbaş, "Camide namaz kılarken çocuk sesleriyle kılınan namaz, çocuk sesleri olmadan kılınan namazdan evladır. Çocuk sesleri asla kimseyi rahatsız etmesin, bilakis sevindirsin." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, son dönemde çıkan bazı tartışmalara da değinerek, "Kur'an ile sünneti birbirinden ayırmaya çalışmak Kur'an'a da sünnete de haksızlıktır." ifadesini kullandı.

İl müftüleri, müftü yardımcıları, ilçe müftüleri ve din görevlilerinin katıldığı Din Görevlileri Buluşması basına kapalı devam etti.





Yorumlar