Bundesbank Başkanı Weidmann:
- "Devlet tahvil alımları para ve maliye politikası arasındaki tüm önemli sınırları bulanıklaştırıyor" - "Günün sonunda bu durum, Eurosystem’e çok genişlemeci para politikasını uygun olandan daha uzun süre devam ettirmesi için politik baskı uygulanmasına yol açabilir"
Aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Konseyi üyesi de olan Weidmann, Frankfurt'ta Bundesbank tarafından düzenlenen "Merkez Bankacılığında Sınırlar - Geçmiş, Bugün ve Gelecek" konulu bir konferansta konuştu.
Weidmann, konuşmasında alışılmadık para politikalarının
faydalarına ve sınırlarına, merkez bankalarının kriz dönemlerinde
oynadığı role ve yeni teknolojilerin merkez bankalarını gelecekte
nasıl şekillendireceğine değindi.
Merkez bankalarının, büyük miktarda ülke tahvilleri satın
alarak, uzun vadeli faiz oranlarını aşağı çekebilecek durumda
olduğunu belirten Weidmann, bunun ek para politikası teşviki
sağlayacağını ancak muhtemelen bir devleti en büyük kreditör
yapacağını dile getirdi.
Devlet tahvil alımlarının para ve maliye politikası arasındaki
tüm önemli sınırları bulanıklaştırdığına dikkati çeken Weidmann,
"Günün sonunda bu durum, Eurosystem’e çok genişlemeci para
politikasını uygun olandan daha uzun süre devam ettirmesi için
politik baskı uygulanmasına yol açabilir." değerlendirmesinde
bulundu.
Weidmann ayrıca varlık alımları bağlamında, para politikasındaki
değişikliklerin, hükümetlerin finansman maliyetlerini faiz
oranlarının hareketlerine kıyasla daha doğrudan etkilediğini
belirterek, "Ve bunlar sermaye piyasalarının hükümet maliyesine
disiplin etkisi göz önüne alındığında doğal olarak da daha
sorunludurlar. Farklı ülkeler arasındaki risk farklılaşması önemli
ölçüde azaldığı için, bu özellikle Avro Bölgesi için bir risk
oluşturmaktadır." diye konuştu.
Toplamda 2,3 trilyon avroluk varlık alım programına devam eden
ECB, bölgede fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyor. Ancak bankanın
uyguladığı tedbirler arasında bulunan çok düşük faiz oranları ve
parasal genişleme olarak adlandırılan varlık alım programı
özellikle Alman politikacılar ve ekonomistler tarafından
eleştiriliyor.
Yorumlar