Bozdağ'dan ABD'ye Adil Öksüz tepkisi
Adalet Bakanı Bozdağ, Adil Öksüz'in ABD konsolosluğu tarafından aranamasına tepki gösterdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı
Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına ilişkin, "İddialar
var ve iddialara dayalı yorumlar var. Peki o iddialarınızı
doğrulayan ne var, onu bir söyleyin bakalım. O iddiaları doğrulayan
yorumların dışında bir tane delil koyamadılar. Delilsiz iddialarla
insanları mahkum etmek bir hukuk devletinde olacak bir iş değildir.
Umarız ki bu haksız ve hukuksuz soruşturma hak ve adaletin yerini
bulmasıyla sona erer." dedi.
Nevşehir Konağı'ndaki "Medya Buluşması"na katılan Bozdağ, bir basın
mensubunun "Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Atilla'nın ABD'de
tutuklanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusu
üzerine, Halk Bankasının Türkiye'nin yüz akı bir banka olduğunu
söyledi.
Bozdağ, Halk Bankasının hem ulusal hem de uluslararası, bağımsız
denetim kurumları tarafından yaptığı her türlü işlemin
denetlendiğini dile getirerek, "Bu bankacılık işlemlerini görme hak
ve yetkisi olan bütün otoriteler de yaptığı işlemleri anbean
görebilmektedir. Hem Türkiye içinde hem de başka ülkelerle ilgili
yaptığı işlemlerin tamamı, hem Türk hukukuna hem de uluslararası
hukuka tamamıyla uygundur. İç hukuka hiçbir aykırılık olmadığı
gibi, uluslararası hukuku aykırılık da yoktur." diye konuştu.
Bunun altının çizilmesi gerektiğine dikkati çeken Bakan Bozdağ,
şunları kaydetti:
"Sayın Genel Müdür Yardımcısı daha önce de ABD'ye gidip geldi, böyle bir muameleyle karşılaşmadı. 2014'ten sonra da gitti geldi, böyle bir uygulamayla karşılaşmadı. Çok net bir şekilde ifade ediyoruz ki ABD'de New York'ta Bharara'nın başlattığı soruşturma FETÖ-Bharara ortaklığıyla başlatılan soruşturmadır ve siyasi soruşturmadır. Hukuk kullanılarak Türkiye'de 17 Aralık'ta FETÖ'nün yapmayı başaramadığı hukuk darbesinin, New York eyaletinden bir savcı eliyle FETÖ ortaklığında yürütülmesidir. Bu Zarrab dosyasının yargılamasını yapan Richard Berman isimli hakim 2014 yılının mayıs ayında Türkiye'ye getirildi. FETÖ'nün örgüt üyelerinin bir organizasyonu kapsamında Türkiye'ye geldi, 17-25 Aralık sürecindeki operasyonlara destek maksadıyla onları destekleyen Türkiye'yi ve Türk hükümetini, Türk yargısını haksız ve mesnetsiz bir şekilde suçlayan açıklamalar yaptı ve o toplantılarda moderatörlük yaptı. Düşünün yargılamayı yapan da bu. Yani savcı öyle, yapan bu. Çok açık net bir siyasal operasyonla karşı karşıyayız, bunun hukuki dayanağı yoktur. ABD'de mevzuatında da yoktur, onlara da baktık. İddialar var ve iddialara dayalı yorumlar var. Peki bu iddialarınızı doğrulayan ne var, onu bir söyleyin bakalım. O iddiaları doğrulayan yorumların dışında bir tane delil koyamadılar. Delilsiz iddialarla insanları mahkum etmek bir hukuk devletinde olacak bir iş değildir. Umarız ki bu haksız ve hukuksuz soruşturma hak ve adaletin yerini bulmasıyla sona erer."
"Türkiye'nin ve Türk milletinin güvenliği için her şey
tereddütsüz yapılır"
Bakan Bozdağ, bir gazetecinin Fırat Kalkanı Operasyonu'na ilişkin
sorusu üzerine ise şöyle devam etti:
"Fırat Kalkanı Operasyonu, operasyon başlanırken planlanmış bütün
hedeflere başarılı bir şekilde ulaşıldığı için sona erdi. Çünkü
Fırat Kalkanı Operasyonu belirli bir alanda yapılma kararı alındı.
Hem DEAŞ terör örgütünden bölgeyi temizlemek hem o bölgeden
Türkiye'ye sızmaları önlemek hem Türkiye'nin güvenliğini korumak,
sınır güvenliğini ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak gibi
çok önemli güvenlik gerekçeleri vardı ve bu gerekçeler nedeniyle
başladı. Hedefler netti, Elbab'a kadar gidilecek ve oralar
temizlenecekti. Elbab'a kadar gidildi ve oralar planladığımız gibi
DEAŞ'tan ve Türkiye aleyhine terör tehdidinden ve tehlikesinden
temizlendi. Ama diğer alanlarda yani Türkiye'nin aleyhine yeni
şeyler çıktığı takdirde bu Fırat Kalkanı olmaz başka bir şey olur.
Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir şey olduğunda Türkiye ona
göre yeni tedbirler almak, yeni adımlar atmak hakkı, yetkisi, gücü,
kuvveti her zaman vardır. Bunun bitmesi demek sadece bu ad adı
altında planlanan operasyonun başarıyla sonuçlanması anlamına
gelir, ihtiyaç duyulduğunda, devletimizin yetkili organları karar
verdiğinde Türkiye'nin ve Türk milletinin güvenliği için her şey
tereddütsüz yapılır."
Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki tutumunun net olduğuna
vurgu yapan Bozdağ, "PYD de YPG de bir terör örgütüdür. PKK terör
örgütünün Suriye'deki altlarıdır bunlar. Dolayısıyla Türkiye
açısından hepsi eşittir." diye konuştu.
Bozdağ, Türkiye'nin terör örgütlerinin tamamıyla kesintisiz,
kararlı bir mücadeleyi devam ettireceğini vurgulayarak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Dost ve müttefik bildiğimiz her ülkeden de Türkiye'nin terörle
mücadelesinde, Türkiye'nin yanında yer almalarını ve bu mücadelede
destek vermelerini bekleyeceğiz. Biz bu konudaki tutumumuzu devam
ettiriyoruz. Bizim tutumumuzun doğruluğunu herkes eninde sonunda
görecektir. Çünkü bunlar tartışmasız terör örgütü ve yaptıkları
terör eylemidir. Bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle
etkisiz hale getirme projesi doğru bir proje değildir. Bir yanlışı
başka bir yanlışla ortadan kaldıramazsınız. Bu terör örgütlerini
güçlendirmekten başka bir sonuç da doğurmaz. Meşru devletler,
teröre ve şiddete karşı mücadele eden herkes, terörü ve şiddeti yok
edecek, kimliklerine, hedeflerine bakmaksızın onları insanlık
düşmanı görüp gereğini yapacak ortak adımlar atmak zorundadır,
atmazlarsa tabi bu sıkıntı olmaya devam edecektir. Ama Türkiye
bütün terör örgütlerine karşı tutumunu dünyanın neresinde olursa
olsun, kimden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun, ayrımsız
sürdürecektir."
Yorumlar