ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Adil Öksüz MİT ajanı
falan değil. O bir akıl karıştırmadır, FETÖ'nün birilerinin
kulağına fısıldadığı ve onlar vasıtasıyla Türkiye kamuoyuna mal
ettiği bir propagandadır. Çok net söyleyeyim, çünkü bunun MİT ile
irtibatının olduğunu söyleyen, kim bunu söylemişse, FETÖ tarafından
kullanıldığını bilmeyen bir zavallı ya da biliyor bilerek onlara
kendini kullandırıyor." dedi.
Bozdağ, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
soruşturmalarına ilişkin gözaltı ve tutuklu sayılarıyla ilgili
bilgiler veren Bozdağ, şu ana kadar 70 bin kişi hakkında işlem
yapıldığını bildirdi.
Bozdağ, "32 bin civarında tutuklama söz konusu. Daha süreç devam
ediyor. Bu süreç içerisinde soruşturmalarda elde edilen deliller,
bilgiler, bulgular çerçevesinde yeni tutuklananlar olabileceği gibi
tutuklanmış olanlardan adli kontrolle serbest bırakılanlar veyahut
doğrudan serbest bırakılanlar olabilir. Bu dinamik bir süreç olduğu
için sayı azalıp artabilmekte." ifadesini kullandı.
Soruşturmaların sürdüğüne dikkati çeken Bozdağ, elde edilen
delillerin tasnif ve deşifrelerinin sürdüğünü, bunlar
tamamlandığında da darbe teşebbüsünün bütün boyutlarıyla ortaya
çıkarılacağını aktardı.
Darbe yargılamalarının nasıl yapılacağına ilişkin bir soru üzerine
Bozdağ, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) soruşturma ve yargılamanın
hangi usulde yapılacağını açık şekilde ortaya koyduğunu
bildirdi.
Bozdağ, Türkiye'nin bütün illerinde soruşturmalar yürütüldüğünü
belirterek, yasal hükümler gereği terör soruşturmalarının il
cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütüldüğünü ve yargılamaların da
ilin ağır ceza mahkemelerinde yapıldığını hatırlattı.
Duruşma salonları noktasında bazı yerlerde ihtiyacın olduğunu,
İstanbul'da herhangi bir ihtiyacın bulunmadığını vurgulayan Bozdağ,
Ankara'nın Sincan ilçesinde yeni bir duruşma salonun yapımının
devam ettiğini anımsattı.
İhtiyaç duyulması halinde yeni duruşma salonları yapacaklarına
işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bu davaların çok büyük sanıklı olması yargılama süreçlerini çok
uzatacağı gibi maddi gerçeğin ortaya çıkmasını da engelleyebilir.
Ben o nedenle yargılama süreçlerinde suçun işlendiği yer de dikkate
alınmak suretiyle davalar açılacağı için sanıkların sayısının öyle
çok büyük sanıklı, binlerce sanıklı davalar olabileceğini tahmin
etmiyorum. Çünkü bir kısmı terör örgütü üyeliğinden yargılanacak.
Tıpkı şimdi PKK, DHKP/C Türkiye'nin her yerinde eylem yapıyor ama
sadece bir yerde yargılanmıyor. Bütün illerde yargılama
yapılabiliyor. Her eylem yapanla ilgili ayrı dava açılabiliyor veya
irtibat varsa suç ortaklığında onlar birlikte açılabiliyor, tek de
açılabiliyor. Onun takdirini soruşturma makamları yapacaklardır,
yargılama makamları da bunun değerlendirilmesini ve yargılamasını
yapacaklardır. O yüzden bu davaların binlerce sanıklı görülmesi bu
işin sulandırılmasına da yol açar, gerçeğin ortaya çıkmasını da
engeller, davaların sebepsiz yere uzatılmasını da sağlar."
Adalet Bakanı Bozdağ, davaların bulundukları yerlerde hem usul
hukuku çerçevesinde görülmesi hem de sadece yasanın gerektirdiği
irtibatlar olduğunda birlikte görülmesi onun dışında her şeyin
kendi mecrasında yürümesinin doğru olduğuna dikkati çekti.
"Adil Öksüz MİT ajanı değil"
FETÖ'nün "hava kuvvetleri imamı" olduğu ileri sürülen Adil Öksüz'ün
serbest bırakılmasına ve Öksüz'ün MİT ajanı olduğu yönündeki
iddialara ilişkin de Bozdağ, "Adil Öksüz MİT ajanı falan değil. O
bir akıl karıştırmadır, FETÖ'nün birilerinin kulağına fısıldadığı
ve onlar vasıtasıyla Türkiye kamuoyuna mal ettiği bir
propagandadır. Çok net söyleyeyim, çünkü bunun MİT ile irtibatının
olduğunu söyleyen, kim bunu söylemişse, FETÖ tarafından
kullanıldığını bilmeyen bir zavallı ya da biliyor bilerek onlara
kendini kullandırıyor." diye konuştu.
Bekir Bozdağ, Öksüz'ün MİT'le uzaktan yakından bir irtibatının
kesinlikle olmadığını vurguladı.
"Bu iddiayı dile getiren Sayın Kılıçdaroğlu. O zaman kullanıldığını
mı düşünüyorsunuz?" sorusuna Bozdağ, şöyle cevap verdi:
"Kılıçdaroğlu bu iddiayı dile getiriyorsa bu bilgiyi kendisine kim
aktardıysa onu lütfen araştırsın. MİT Müsteşarımız burada. Çağırıp
görüşebilir, ana muhalefet partisi lideridir, çağırsın,
görüşsün.
Devletten bu bilgiyi alabilir, alsın. Çok net söylüyorum, Sayın
Kılıçdaroğlu'na bu bilgiyi getiren hiç şüphem yok FETÖ'nün
kullandığı bir elemandır. Sayın Kılıçdaroğlu'nu da onun vasıtasıyla
yanlış enforme etmek suretiyle Türkiye'deki bu yürüyen süreçleri
sulandırma çabasına bir bardak suyu da ana muhalefet lideri eliyle
döktürmektir. Onun için de ana muhalefet lideri dahil bütün
siyasilerimizin kendine gelen bilgileri getirene göre
değerlendirdiği gibi bilgilerin doğruluğunu da kendilerinin teyit
etmesi lazım.
Çok net, FETÖ şu anda Türkiye içerisinde FETÖ'ye dönük
soruşturmalar, idari soruşturmalar, KHK'lar, atılan adımlar
vesaireler konusunda ilk günlerin korkusunu paniğini atlatmış,
şimdi daha örgütlü bir stratejiyle Türkiye'nin içerisindeki
'Yenikapı' ruhunu ortadan kaldırarak, birlikteliği bozarak bu
sürecin, FETÖ'nün devletten ayıklanmasına, FETÖ mensuplarının
yargıda hak ettiği cezayı almasına, adaletin gerçek anlamda yerini
bulmasına ve bunların Türkiye Cumhuriyetinin geleceğinde de bir
tehlike ve tehdit olmasının önüne geçilmesine dönük, AK Parti
hükümetlerinin ve yargı süreçlerinde bağımsız Türk yargısının
attığı adımları gölgelemek ve Türkiye'nin yürüttüğü bu süreci
başarısız kılmak için yürüyen adımlardır."
Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasının herkes gibi kendisinin de
kafasında bir soru olduğunu belirten Bozdağ, hayatın olağan akışı
içerisinde o gün sivil vatandaşın orada bulunmasının sadece
tutuklanmayla ilgili somut delile dayalı çok kuvvetli bir şüphe
olduğuna dikkati çekti.
"Tutanaklarla, bir teknik aletle ilgili başka pek çok ihmaller var.
Polisten, jandarmadan kaynaklanan ihmal var, savcıdan, hakimden
kaynaklanan pek çok şey var." diyen Bozdağ, bunların kasta dayanıp
dayanmadığının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından
araştırıldığını aktardı.
Bozdağ, HSYK'nın hakim ve savcılarla ilgili soruşturma başlattığını
anımsatarak, jandarma ve polis için de HSYK'nın suç duyurusunda
bulunduğunu onunla ilgili de İçişleri Bakanlığının kendi
soruşturmalarını yaptığını ifade etti.
Soruşturmalar tamamlandığında burada kasıt olup olmadığının
görüleceğine değinen Bozdağ, Adil Öksüz'ün darbe teşebbüsü içinde
merkez rol oynadığının tartışmasız olduğunu ve Öksüz'ün eninde
sonunda yakalanacağına inandığını söyledi.
Öksüz'ün Türkiye'de olup olmadığı yönündeki bir soruya ilişkin
Bozdağ, Türkiye'de olup olmadığının tartışıldığını, yakalama kararı
çıktıktan sonra güvenlik güçlerinin teyakkuza geçtiğini, kaçabilme
ihtimalini zayıf gördüğünü bildirdi.
Türk milletinin de bu konuda hassas olduğunu ve vatandaşların da
Öksüz'ü gördüğünde bildireceklerine inandığına vurgu yapan Bozdağ,
Öksüz'ü sadece polis, jandarma ve istihbaratın aramadığını, 79
milyonun da takip ettiğini, çemberin daraldığını dile getirdi.
İkinci darbe girişimine ilişkin iddialar ve cezaevlerindeki
durumlarla ilgili bir soru üzerine Bozdağ, bir gazetenin manşetinde
bir sürü şeyin söylendiğini ve söz konusu iddiaların büyük kısmının
asılsız olduğunu belirtti.
Bozdağ, aşiretlerin borçlarının ödendiğine ilişkin ve başka
konulardaki iddiaların aslı astarının bulunmadığını, cezaevlerinde
de ilk günden beri gerekli önlemleri aldıklarını ve almaya da devam
ettiklerini ifade etti.
"Bin 500 infaz koruma memuru işten el
çektirildi"
İnfaz koruma memurlarıyla ilgili "FETÖ'cü olabilir" şeklinde bir
akıl yürütme ve değerlendirmenin söz konusu olduğuna işaret eden
Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şu ana kadar bin 500'den fazla infaz koruma memuru işten el
çektirilmiş durumda. Henüz ihraçlar yapılmadı ama şüphe nedeniyle
görevden el çektirildi ve şüphe ettiğimiz kişilerin görevde
olmamasına ilişkin adımlar atıldı. Bunlara ilişkin de incelemeler
sürüyor. Şu anda tehlike oluşturacak veyahut bunlarla FETÖ irtibatı
nedeniyle kanunlara aykırı ilişki kuracak, işbirliği yapabilecek
ihtimalini değerlendirdiğimiz kim varsa onlarla ilgili işlemler
yapılıyor, adımlar atılıyor. Devlet bunlarla ilgili çok ciddi
tedbirler aldı, alıyor. Silivri'de olsun Ankara'da olsun dışarıdan
gelecek herhangi bir saldırıya karşı da hatta helikopterle, uçakla
gelecek saldırılara karşı da tedbirler alındı. Şu anda Sincan
Cezaevi üzerinde uçuş yasağı var. Silivri Cezaevi üzerinde de uçuş
yasakları var. Havadan gelen tehlikeyi helikopter olsun uçak olsun
onları düşürecek donanımlarla da oralar koruma altındadır.
Cezaevlerinde, bütün cezaevleri için demiyorum ama risk
değerlendirmesi yaptığımız her yerde dışa dönük böyle bir koruma
var."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar