Boşnak yönetmen Begiç'ten "kalbe dokunan" film: Bırakma Beni

- Boşnak yönetmen Aida Begiç, Suriyeli yetimlerin dramını konu alan "Bırakma Beni" filmini anlattı - Aida Begiç: - "Saraybosna'da filmin gösteriminde salonda çok duygusal anlar yaşandı. İnsanlar ağladı. Belki de bu, çektiğim filmler arasında Bosna Hersekliler tarafından en çok beğenilen filmimdi" - "İnsanlar Türkiye'nin dört milyon Suriyeli sığınmacıyı kabul ettiğini yeteri kadar konuşmuyor. Sığınmacıların oradaki durumları da bilinmiyor. O çocukların normal bir hayat yaşayabildiklerini gördüklerinde de şaşırıyorlar"

Google Haberlere Abone ol
Boşnak yönetmen Begiç'ten "kalbe dokunan" film: Bırakma Beni

SARAYBOSNA (AA) - EMRE BAŞTUĞ - 24. Saraybosna Film Festivali'nde gösterilen Suriyeli yetimlerin dramının anlatıldığı "Bırakma Beni" filminin yönetmeni Aida Begiç, "Saraybosna'da filmin gösteriminde salonda çok duygusal anlar yaşandı. İnsanlar ağladı. Belki de bu, çektiğim filmler arasında Bosna Hersekliler tarafından en çok beğenilen filmimdi." diye konuştu.

Bosna Hersek-Türkiye ortak yapımı olan ve Suriyeli yetimlerin hikayesinin işlenildiği, Türkiye'de 21 Eylül'de vizyona girecek film, Saraybosna'daki festivalde sinemaseverlerle buluştu.

Filmin Boşnak yönetmeni Begiç, festivalde duygulu anlar yaşatan filmi ve Saraybosna Film Festivali ile Türkiye-Bosna Hersek arasında film projeleri hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Begiç, "Bırakma Beni" filminin yolculuğunun, geçen yıl 54. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde dünya prömiyeriyle başladığını belirterek, filmin daha sonra Çin, ABD, Almanya, İskoçya, Birleşik Arap Emirlikleri ve İran gibi ülkelerdeki festivallerde de gösterildiğini dile getirdi.

Filmin, izleyiciyle "insani bir bağ kurduğunu" ve onları etkilediğini ifade eden Begiç, farklı coğrafyalarda yaşasalar da insanlar arasında çok benzerlik bulunduğunu, özellikle çocuklarda bu durumun daha fazla olduğunu kaydetti.

- "Türkiye çocuklara karşı çok hassas ve duygusal"

Begiç, "Saraybosna'daki gösterim de çok güzel geçti. Salonda çok duygusal anlar yaşandı. İnsanlar ağladı. Belki de bu, çektiğim filmler arasında Bosna Hersekliler tarafından en çok beğenilen filmimdi." diye konuştu.

Bu tür hikayelerin insanların bakış açısını değiştirebileceğinin altını çizen Begiç, Almanya'daki gösterimden sonra bir izleyicinin ülkesindeki mültecilere artık daha farklı baktığını söylediğini aktardı.

Begiç, filmin yetimler hakkında bilinç oluşturduğunu ve Suriyelilerin yaşadıkları noktasında farkındalık yarattığının altını çizerek, "İnsanlar Türkiye'nin dört milyon Suriyeli sığınmacıyı kabul ettiğini yeteri kadar konuşmuyor. Sığınmacıların oradaki durumları da bilinmiyor. O çocukların normal bir hayat yaşayabildiklerini gördüklerinde de şaşırıyorlar." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin özellikle masum ve mazlum çocuklara karşı çok hassas ve duygusal olduğuna dikkati çeken Begiç, filminin Türk seyircisinin "kalbine dokunacağını" düşündüğünü vurguladı.

- "Bosna Hersek ve Türkiye'de ilgi çekebilecek hikayeler üzerine düşünmeliyiz"

Bosna Savaşı'nın (1992-1995) devam ettiği yıllarda Saraybosna Film Festivali ilk kez yapılırken öğrenci olduğunu anımsatan Begiç, kendisinin adeta Saraybosna Film Festivali ile büyüdüğünü söyledi.

Begiç, yıllarca festivalin farklı bölümlerinde gönüllü olarak çalıştığını ifade ederek, "Sonra festivalin davetlisi oldum. Festival benim için bu ülkedeki en önemli kültürel aktivitelerden bir tanesi. Sadece bizim insanımız için değil, buraya başka ülkelerden gelenler için de büyük bir fırsat." şeklinde konuştu.

Bugün Bosna Hersek'te devlet tarafından sinemaya ayrılan bütçenin yeterli olmadığını ve bunun ülke sinemasının geleceği için bir tehlike oluşturabileceğine dikkati çeken Begiç, ülkedeki kültür politikasına ilişkin stratejinin değişmesini umduğunu kaydetti.

Begiç, film sektöründe Türkiye ve Bosna Hersek işbirliğinin aydınlık geleceği olduğuna da vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bosna Hersek ve Türkiye'de ilgi çekebilecek hikayeler üzerine düşünmeliyiz. Sanatsal projeler üzerine de düşünmeliyiz. Projeler ticari olmak zorunda değil. Bu tür projeler tarihe kayıttır. Elimizdeki hazineyi muhafaza etmek zorundayız. Örneğin TRT'de iyi hikayeleri teşvik etmek ve destekleme bilinci var. Bu güzel bir şey."

Yorumlar