"Bir Hayat Ver, Dünyayı Değiştir" paneli

- TBV Başkanı Erk: - "Beyin ölümü artık vücudun nihai ölümüdür. Beyin ölümü çoğunlukla bitkisel hayatla karıştırılıyor. Oysa beyin ölümünde artık vücut fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu durumda hasta yakınına organ nakli öneriyoruz, başka bir hastaya can olabilmesi için" - TBV Yönetim Kurulu Üyesi Yamaç: - "Öptüm, kokladım oğlumu. Yarım saat sonra beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. Hemen 'organ nakli istiyorum' dedim. Böyle bir karara doktor da şaşırdı. Böbrekleri ve korneaları alındı. Kurallar nedeniyle alıcılarla tanışamadım. Ama gence verilmesini istemiştim. Böbreğin birinin 16 yaşındaki bir gence verildiğini duydum. Sağlıklı günler geçirsinler. Çok zor bir karardı. Çok memnunum kararımdan. Bunun örnek olmasını istiyorum. Genç organlar çürümesin, çünkü dipdiri bunlar, çok yazık"

Google Haberlere Abone ol
"Bir Hayat Ver, Dünyayı Değiştir" paneli

İSTANBUL (AA) - Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, "Beyin ölümü artık vücudun nihai ölümüdür. Beyin ölümü çoğunlukla bitkisel hayatla karıştırılıyor. Oysa beyin ölümünde artık vücut fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu durumda hasta yakınına organ nakli öneriyoruz, başka bir hastaya can olabilmesi için." dedi.

Erk, Organ Bağışı Haftası kapsamında TBV Konferans Salonunda düzenlenen "Bir Hayat Ver, Dünyayı Değiştir" konulu panelde, 2016'da 3 bin 416 böbrek nakli yapıldığını, bu nakillerin yüzde 22'sinin kadavradan diğerlerinin canlı vericiden olduğunu söyledi.

Türkiye'de böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 21 bin 551 olduğunu belirten Erk, canlıdan canlıya nakillerin arttığını ama kadavradan nakillerin hala yetersiz olduğunu ifade etti.

Kadavradan organ naklinin önemli olduğunu vurgulayan Erk, "Beyin ölümü artık vücudun nihai ölümüdür. Beyin ölümü çoğunlukla bitkisel hayatla karıştırılıyor. Oysa beyin ölümünde artık vücut fonksiyonlarını yerine getiremez. Bu durumda hasta yakınına organ nakli öneriyoruz, başka bir hastaya can olabilmesi için." dedi.

TBV Yönetim Kurulu Üyesi Mukaddes Yamaç, oğlunun beyin ölümü haberini aldığı zaman tereddüt etmeden organ bağışına karar verdiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Ama TBV'de çalıştığım sürede hastaların yaşadığı sıkıntıları biliyordum. Zor bir karardı. Yoğun bakıma girdim. Herkes yaşlı, yorgun, perişan. Benim oğlum dipdiri, gencecik, sağlam. Ama bitmişti. Öptüm, kokladım oğlumu. Yarım saat sonra beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediler. Hemen 'organ nakli istiyorum' dedim. Böyle bir karara doktor da şaşırdı. Böbrekleri ve korneaları alındı. Kurallar nedeniyle alıcılarla tanışamadım. Ama gence verilmesini istemiştim. Böbreğin birinin 16 yaşındaki bir gence verildiğini duydum. Sağlıklı günler geçirsinler. Çok zor bir karardı. Çok memnunum kararımdan. Bunun örnek olmasını istiyorum. Genç organlar çürümesin, çünkü dipdiri bunlar, çok yazık."

Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever, organ nakli konusunda bilgi vererek, beyin ölümü gerçekleşen insanların yakınlarının vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesiyle bağış yapmaktan kaçındıklarını ifade ederek, toplumda biliçlendirme çalışması yapılması gerektiğini söyledi.

Bahçelievler Müftülüğü'nden vaiz Sema Ezber de organ naklinin dini boyutuna ilişkin olarak, Maide suresinden, "Kim haksız yere bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim de bir canı kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmış gibi olur." ayetini okudu.

Ezber, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun zaman zaman fetvalar yayımladığını dile getirerek, "Normal durumlarda, ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması dinen caiz değildir. Ama bir kişi zor durumda kalmışsa başka hiçbir yol kalmamışsa zaruret halinde dinin yasak kıldığı şeyler mübah kabul edilebiliyor. Organ nakli konusunda da dikkat edilecek hususlar var. Vericinin kendisi ya da hayatta değilse ailesinin rızasının olması gerekir. Tedavi için organ ve kan naklinin caiz olduğu Din İşleri Yüksek Kurulu kararlarında da belirtilmiştir." şeklinde konuştu.

Yorumlar