“Basın Dünyasından Yüzler, Sesler“ programı

Gazeteci Erkan Tan: Ayrı değil, aynı olduğumuz konuları ortaya çıkartmalıyız. Referandumla hiçbir şey bitmiş değil. Ona göre bir duruş ve önlem alalım. Tekerlek tümsekte, inşallah aşacağız"

Google Haberlere Abone ol
“Basın Dünyasından Yüzler, Sesler“ programı

Gazeteci Erkan Tan, "Ayrı değil, aynı olduğumuz konuları ortaya çıkartmalıyız. Referandumla hiçbir şey bitmiş değil. Ona göre bir duruş ve önlem alalım. Tekerlek tümsekte, inşallah aşacağız." dedi.

Basın İlan Kurumu (BİK) ve Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi'nin her ay Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde düzenlediği "Basın Dünyasından Yüzler, Sesler" programına bu ay gazeteci Erkan Tan konuk oldu.

Moderatörlüğünü BİK Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey’in yaptığı programda "Televizyon Gazeteciliği" üzerine bir konuşma yapan Tan, gazeteciliğin bir yaşam biçimi olduğunu söyledi.

Habercilikte nasıl başarılı olunabileceğine değinen Tan, "Gazetecilik, meraklı, cüretkar ve cesur insanların işidir. Siz böyle değilseniz bir şekilde sektöre girersiniz ama sizi gelen geçer. Televizyon gazeteciliği, Türkiye'de, gerçekte bir meslek değil, bir iş. Gazetecilikte bir meslek mi onu da bilemiyorum." diye konuştu.

Muhafazakar ve milliyetçi kesimin yeterince okumadığını belirten, gazete, dergi ve kitap almamasını eleştiren Tan, "Milliyetçi ve muhafazakarlar gazete almayı bir iş olarak görmüyorlar. Bir kitap almayı iş olarak görmüyorlar. Burada da aynı sorun var. Arkadaşlar, bir gazeteyi satın almak ona verilebilecek en büyük destektir. Bu o gazeteye milyon dolarlık reklam vermek kadar önemlidir. Sizin gibi inanan, yaşayan insanların sesinin daha çok çıkmasını, daha kuvvetli olmasını sağlayacaktır. Bu kitap için de aynısı geçerlidir. Bunu hayatınızın merkezine koymalısınız. Gazete, kitap satın almak senin yaşam biçiminin, ideolojinin var olması demektir." ifadelerini kullandı.

- "Medya sadece bir yayın organ değildir"

Medya sektörünün Yahudiler için iman meselesi kadar önemli olduğuna dikkati çeken Tan, Yahudilerin büyük medya kuruluşlarının ya sahibi ya da medya şirketlerinin ortakları olduğunu aktardı.

Tan, şöyle konuştu:

"Medya sadece bir yayın organı değildir aynı zamanda radyo, televizyon ve gazeteler tank, helikopter gibi birer savaş aygıtıdır. Asla sadece bir yayın organı gibi görmemeliyiz, birer savaş aleti olduğunu çok açık bilmeliyiz. Bu da bir masal değil. Onların silahlarıyla silahlanmalıyız. Bu nasıl olacak? Biz yapacağız siz de satın alacaksınız. Satın almak müthiş bir eylemdir. Kitap, gazete ve dergi satın alacaksınız."

- "Çocuklarımıza tek tek anlatmamız lazım"

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine değinen Tan, "Bunlar öncelikle bizi kandırdılar. Kanmadık mı? Hiç değilse, destek vermesek bile, bu alçaklar bizi ele geçirmek için kandırdılar. Bizden olmayanlara, güçleri teslim etmek için kullanmışlar. Haçlıların ve siyonizmin hizmetkarı olmuştur, hala hizmet ediyorlar. O gece NATO, ABD'nin bir bölümü ve CIA ile Türkiye'yi ele geçirip haçlılara ve siyonistlere teslim edeceklerdi. Bunlar sadece Türkiye Cumhuriyeti'ne değil ecdadımızın mirasını, bayrağını kullanıp, yeryüzünün her ülkesine sızmışlar, Rusya hariç. Bizim bu korkunç deneyim geçirdikten sonra çocuklarımıza tek tek anlatmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

- "Referandumda 'evet' oyu vereceğim"

Referandum sürecine işaret eden Tan, birilerinin bu süreçle Türkiye'yi karıştırmak isteyebileceğine ve buna direnilmesi gerekliliğine vurgu yaptı. Yeni düzenlemelerle Türkiye'nin artık kontrol altına alınmasının daha zor olduğunu vurgulayan Tan, referandumda "evet" oyu vereceğini kaydetti.

Bu kapsamda sadece "evet" oyu vermeyeceğini, farklı illerde de konuşmalar yapacağı bilgisini katılımcılarla paylaşan Tan, "Ayrı değil, aynı olduğumuz konuları ortaya çıkartmalıyız. Referandumla hiçbir şey bitmiş değil. Ona göre bir duruş ve önlem alalım. Tekerlek tümsekte, inşallah aşacağız." şeklinde konuştu.

Program, soru ve cevapların ardından sona erdi.

Yorumlar