Başbakan Yıldırım İzmir'de: (2)

- "Bu oylamada 2 tercih var. Birisi evet, birisi hayır. Biz diyoruz ki güzel işler 'Evet' demekle başlar. Evlenirken 'Evet' diyoruz, eğlenceye giderken 'Evet' diyoruz, seyahate giderken 'Evet' diyoruz, arkadaşlık kurarken evet diyoruz. 'Hayır' kendisi zaten soğuk bir kelime. Yani reddetmek, 'Hayır' demek, insan fıtratına da çok uygun bir şey değil. Onun için 'Evet'te bereket var, 'Hayır'dan hayır gelmez diyoruz"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım İzmir'de: (2)

İZMİR (AA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği ile ilgili yapılacak halk oylamasına ilişkin "Bu oylamada 2 tercih var. Birisi evet, birisi hayır. Biz diyoruz ki güzel işler 'Evet' demekle başlar. Evlenirken 'Evet' diyoruz, eğlenceye giderken 'Evet' diyoruz, seyahate giderken 'Evet' diyoruz, arkadaşlık kurarken evet diyoruz. 'Hayır' kendisi zaten soğuk bir kelime. Yani reddetmek, 'Hayır' demek, insan fıtratına da çok uygun bir şey değil. Onun için 'Evet'te bereket var, 'Hayır'dan hayır gelmez diyoruz." dedi.

Yıldırım, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı ev sahipliğinde İzmir'de düzenlenen Dünya Kadınlar Günü Buluşması'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 15 yıllık hükümet döneminde toplumun bütün kesimlerine daha iyi hizmet sunabilme gayretiyle çalıştıklarını belirtti.

Türkiye için çıtayı hep yüksek tuttuklarını, "Yapamazsınız" diyen eski Türkiye seslerine kulak tıkadıklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"İşimiz vaktimizden çoktu. Kolları sıvadık, memleket için yollara revan olduk. Türkiye ekonomik kriz ve kaos günlerine dönmesin diye gecemizi gündüzümüze kattık. IMF kıskacındaki ülkemizi bugün borçsuz ve başı dik hale getirdik. Belki hayal edilse bile inanılması güç olan projelerle Türkiye'yi model bir ülke haline getirdik. Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, yüksek hızlı tren, dünyanın en büyük havalimanı, üniversiteler, bölünmüş yollar, şehir hastaneleri, limanlar, daha çok bir eser. Hepsi Türkiye'nin geleceği ve evlatlarımızın istikbalde daha müreffeh bir ülkede yaşaması için hayata geçirildi. Bu hizmetlerimizi aziz milletimiz takdir etti ve 15 yıl boyunca bizimle yürümeye devam etti. Küresel ekonomik dalgalanma sırasında Sayın Cumhurbaşkanımız ve şahsımızın çağrısına kulak veren milyonlarca insan ekonomiye destek oldu. Biz de hükümet olarak ciddi tedbirler ve uyguladığımız politikalarla ekonomideki dalgalanmayı sakinleştirdik. Dün borsamız 25 ayın en yüksek seviyesine ulaştı."

Başbakan Yıldırım, "Kadınsız demokrasi olmaz" dediklerini, buna hep inandıklarını kaydederek, 16 Nisan'da yapılacak referanduma değindi.

Daha demokratik, daha eşitlikçi bir anayasa için sandık başına gidileceğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Çocuklarımızın daha müreffeh bir ülkede, iyi bir gelecek inşa etmelerini sağlayacak bir oylama gerçekleşecek. Aydınlık bir gelecek için sandığa gideceğiz. Hepimize önemli görevler düşüyor. Bu anayasa değişikliği ile neler olacak, Türkiye'de ne değişecek, ne değişmeyecek bunlar bugünlerde çok yoğun bir şekilde konuşuluyor. Tabiatıyla bu oylamada 2 tercih var. Birisi evet, birisi hayır. Vatandaşlarımız da bu kampanya süresince hayır tarafında kampanya yapanları da dinleyecek, evet tarafında kampanya yapanları da dinleyecek. Nihayet kafasında bir kanaat oluşacak, ona göre karar verecek.

Biz diyoruz ki güzel işler 'Evet' demekle başlar. Evlenirken 'Evet' diyoruz, eğlenceye giderken 'Evet' diyoruz, seyahate giderken 'Evet' diyoruz, arkadaşlık kurarken evet diyoruz. 'Hayır' kendisi zaten soğuk bir kelime. Yani reddetmek, 'Hayır' demek, insan fıtratına da çok uygun bir şey değil. Onun için 'Evet'te bereket var, 'Hayır'dan hayır gelmez diyoruz."

Etkinliğe katılanlar arasında akademisyenler, ev kadınları, engelliler, iş kadınları, muhtarlar, milletvekilleri, bakan bulunduğuna dikkati çeken Binali Yıldırım, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği bir Türkiye fotoğrafı olduğunu söyledi.

Konuşmasının bu bölümünde bazı katılımcıların isimlerini zikreden Yıldırım, kadınların adlarının da soyadlarının da arttığını, dolayısıyla akılda tutmayı beceremediklerini ifade ederek, "Bizim zamanımızda böyle değildi. Soyadları hep aynıydı, kadın erkek... İşte kadın erkek eşitliği herhalde böyle bir şey. Herkes kendi soyadını muhafaza ediyor. Bu da bu konuda ne mesafe aldığımızı gösteriyor." dedi.

Yıldırım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'dan bahsederken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının AK Parti iktidarı zamanında ihdas edilen bir bakanlık olduğunu, bu bakanlığı esas itibarıyla aile ve Türkiye'nin sosyal politikalarını belirlemek ve bu konudaki projeleri takip etmek amacıyla devreye aldıklarını anlattı.

- İzmir kadınlarının farkı

Kadın hakları konusunda İzmir kadınlarının tarihten gelen bir farkı bulunduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünya Kadınlar Günü, 1857 yılında bir tekstil fabrikasında çıkan yangın sonrası birçok kadın hayatını kaybetmiş, 1911'de Danimarka'da yapılan uluslararası toplantıda bugün Kadınlar Günü olarak kabul edilmiş. Aslında olay Amerika'da oluyor ama yıllar sonra bugünün Kadınlar Günü diye anılmasına karar veriliyor.

İzmir'de kadınlar bundan daha önce, 1828 yılında, ilk kadın eylemini gerçekleştiren il İzmir, ilk eylemi gerçekleştirenler de İzmirli kadınlar. Ekmek fiyatlarına zam yapılmış, önce şehirdeki erkekler protesto etmişler fakat sonuç çıkmamış, ses seda yok. İş kadınlara düşmüş. İzmirli kadınlar 3 gün boyunca protesto edince ekmek zammı iptal edilmiş. İzmirli kadınların gücünü buradan da görüyoruz. Kadın erkek hepimiz insanız, hepimiz Cenab-ı Mevla'nın yarattığı birer kuluz. Kadının da erkeğe ihtiyacı var, erkeğin de kadına ihtiyacı var. Ben biraz eşitlik yönünde kadınların yükünün daha fazla olduğunu düşünüyorum. Kadınlar erkeklerle beraber çalışıyor, erkekler mesai bitince işleri bitiyor, kadınlar mesaiye devam ediyor. Yemekti, ev işiydi, çocukların durumuydu... Sizin bir de böyle ekstra işleriniz var. İsveç'te iki sene kaldım, sağ olsun hanım o zaman bize izin verdi, gittik İsveç'te bir üniversite okuduk yıllar sonra. Orada bir adet var; kadınlarla erkekler işleri sıraya koymuşlar. Bir gün ütüyü biri yapıyorsa devresi gün diğeri yapıyor, bulaşıklar bir gün hanımefendi yıkıyor, bir gün beyi yıkıyor. Yemek işi, temizlik işi, ev işleri... Bizi davet ettiler, orada bunu dinleyince artık sesimizi çıkartmadık. Bizim kadınlarımızın bir de böyle farkı var. Cephede savaş olur kadınlarımız en önde."

(Sürecek)

Yorumlar