Başbakan Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

- Başbakan Binali Yıldırım: (4 ) - "Hani Amerikalılar, 'PYD/YPG ile iş birliği, bir tercih değil mecburiyet' diyorlar ya bizim S-400 de bir anlamda öyle oldu" - "Bu millet, bu FETO konusunda Amerika'nın daha net bir tutum sergilemesini istiyor. Türk kamuoyu bunu önemsiyor. Bu bir kere hallolacak. İki, bölgedeki bu PYD/YPG ikileminde Amerika'nın vazgeçmesi lazım" - "Dolayısıyla ümit ederim şu Münbiç'te başlatılan süreç daha da ileri bir noktaya gelir, ilişkilerimiz hem NATO çerçevesinde hem ikili ilişkilerimizde müspet adımlar olabilir. Bir de tabii ilişkilerimizi zedeleyen Sarraf-Hakan Atilla davası olmuştur. Burada da benzer şekilde işte Rahip Brunson davası var. Bunların hepsi karşılıklı konuşulup görüşülecek çözüme bağlanacak konular diye düşünüyorum"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım, canlı yayında soruları yanıtladı

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Hani Amerikalılar, 'PYD/YPG ile iş birliği, bir tercih değil mecburiyet' diyorlar ya bizim S-400 de bir anlamda öyle oldu." dedi.

TRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Başbakan Yıldırım, ekonomide seçim öncesi popülist politika izlemediklerini anlattı.

Emeklilere verilen ikramiyenin gündemlerinde olduğunu, konunun biraz da geç kaldığını aktaran Yıldırım, şunları söyledi:

"Emeklilerimize keşke imkanımız daha fazla olsa da daha fazlasını versek. Onlar bu ülke için ömürlerinin en güzel yıllarını verdiler, çalıştılar, çabaladılar, bugünlere gelmemize yardımcı oldular. Vergi barışının sağlanması veya imarla ilgili 40 yıldır, 50 yıldır devam eden sorunların yerine getirilmesi; bunların popülist bir politika olduğu görüşüne katılmıyorum. Her seçimde bütün siyasi partilerin önüne çıkan bir şeydi. CHP de bunu vadediyordu yıllardan beri. Biz de bunu çıkardık. Çok büyük de karşılık gördü toplumda. Ciddi anlamda da müracaatlar oluyor. Yaşlılarımız, hiçbir geliri olmayan yaşlılarımızın maaşlarını iki kat artırmak, bu da bizim yaşlılarımıza önemli bir vazifemiz olarak düşünüyorum. Şöyle bir baktım bu vaatler konusuna baktım, diğer adayların vaatleri yanında bizim yaptıklarımız devede kulak. Bir tanesininkini kaba taslak hesaplayın dedim, 426 milyar çıkıyor, yıllık. Birisi 345 milyar çıkıyor."

Muhalefetin, "Nasıl olsa gelecek değiliz, söyleyelim ya tutarsa diye" şeklinde bir yaklaşımı olduğunu kaydeden Yıldırım, "Bu vaatlerin işe yaramadığını, böyle ipe sapa gelmeyen vaatlerin işe yaramadığını biz 7 Haziran'da gördük. Açık artırmaya girdiler asgari ücrette, hatırlayın. O bin veriyorsa ben 2 bin veriyorum. Birisi '5 bin vereceğim' dedi. Ne oldu? Diyenler ortalıkta yok şimdi. Mümkün olan var bir de imkansız var. Biz Türkiye'nin gerçeklerini görüyoruz, hani siyasette meşhur bir laf var, 'Peşin simit veresiye kebaptan iyidir'. Eski siyasetçiler böyle bir laf söylerler." ifadelerini kullandı.

Memleketin havasının yerinde olduğunu kaydeden Yıldırım, "Zerre kadar tereddüdüm yok. Şu ana kadar 30 civarında ili gezdim. Vatandaşlarımızla buluştuk. Bayramın birinci günü Tunceli'ye gideceğim akşam üzeri. İkinci gün Sivas, Tokat yapacağım, pazar günü de İstanbul mitingimiz var." diye konuştu.

Ramazan ayının bir zorluğunun olduğunu ancak işin heyecanı, vatandaşlarla buluşmanın yorgunlukları unutturduğunu aktaran Yıldırım, seçim döneminde kesintisiz 2-2,5 saat uyuyabildiğini de söyledi.

- "(F-35 için) Program işliyor"

Başbakan Binali Yıldırım, F-35 ve S-400 gerilimlerinin hatırlatılarak, "İlişkiler tarafların istediği gibi gidiyor mu?" şeklindeki soru üzerine, şunları kaydetti:

"Şu anda olumluya doğru evrilmiş vaziyette. Gerek Avrupa Birliği'nde gerek Amerika'da bir iyimser hava oluşmuş vaziyette. Bu şu anlama gelmiyor, biz ülke menfaatlerinden taviz verelim, onların dediklerini yapalım, işi düzeltelim anlamına gelmez. Bizim durduğumuz yer bellidir. Ülkemizin sınır güvenliği, milletimizin can ve mal emniyeti tartışılmaz, her şeyin üzerindedir. Terör oluşumları bizim için asla kabul edilemez, NATO üyeliğimiz konusunda kararlılığımız devam ediyor. Yani F-35 Amerika'nın projesi değil ki NATO'nun ortak projesi. Türkiye de ortaklarından biri. Üretim de yapıyoruz, biz alt yüklenici olarak oraya katkı da sağlıyoruz. Hani Amerikalılar, 'PYD/YPG ile iş birliği, bir tercih değil mecburiyet' diyorlar ya bizim S-400 de bir anlamda öyle oldu."

Türkiye'nin öncelikle NATO üyesi ülkelerden bu ihtiyacını karşılamak istediğini aktaran Yıldırım, "Bizim savunma ihtiyacımız var. Bunu bir yandan tabii kendi imkanlarımızla belki orta uzun vadede tam olarak sağlayacağız ama bu aradaki açığımızı kapatmamız gerekiyor. Bunu maalesef Patriotlarla yapamadık veya diğer SAM sistemleriyle yapamadık. Dolayısıyla böyle bir yola gittik. Bu gizli saklı bir şey değil, ayan beyan. Türkiye'nin gündeminde en az 7-8 senedir olan bir mesele. O zaman ses soluk çıkmadı, şimdi ne oldu birden bire S-400 tehdit oluyor, NATO sistemini bozuyor? Bunun arka planını anlamak zor. S-300'ü Yunanistan alırken hiç kimse bir şey demiyor." diye konuştu.

"21 Haziran'da galiba F-35 teslim alacağız?" şeklinde araya girilmesi üzerine Yıldırım, "Tabii şu anda program işliyor." şeklinde karşılık verdi.

- "Bizim kimseye düşmanlığımız yok"

"Amerika'nın bir iki talebi gündeme geldi; F-35 ile S-400 füzeleri, birbirine yakın yerlerde tutmayın o zaman problem değil ya da S-400'leri alın ama hangarda bekletin, kullanmayın o da bizim için problem değil diye. Böyle şeyler olabilir mi?" şeklindeki soru üzerine Yıldırım, "Biz müzeye koymak için mi savunma sistemini... Böyle bir şey olamaz. Bu millet hesabını sorar. Buna bir para ödeyip alıyoruz, milletin parası bu. Niçin alıyoruz? Savunma için. Bizim kimseye düşmanlığımız yok. Bize düşmanlık eden olmadıktan sonra biz kimseye düşmanlık etmeyiz. Yayılmacı bir politika izlemeyiz." dedi.

"Dostluklarımızı artıracağız, düşmanlıklarımızı azaltacağız" şeklindeki politikalarını sürdürmekte kararlı olduklarını kaydeden Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bu şu anlama gelmez, sürekli şunun bunun eline bakacağız, acaba ne olacak, acaba ne diyecekler? Böyle bir şey yapamayız ki. Kendi tedbirimizi almamız lazım. Geçmiş tecrübelerimiz var. 74 Harekatı sonrası yaşadıklarımız var. Şimdi getirip S-400'leri, F-35'lerle aynı torbaya koymanın anlamı ne? Burada bir mantık var mı? Burada bir iyi niyet var mı? Yok. Amerika ile bizim sorunumuz var. Sorunumuz FETO'dur. FETO ile ilgili Amerika ile anlaşamıyoruz. Mutlaka bu meseleyi çözmemiz lazım. Bir şekilde çözmemiz lazım. Bu millet, bu FETO konusunda Amerika'nın daha net bir tutum beklemesini istiyor. Türk kamuoyu bunu önemsiyor. Bu bir kere hallolacak. İki, bölgedeki bu PYD/YPG ikileminde Amerika'nın vazgeçmesi lazım. Yani o S-400'ü bizim önümüze koyuyor, biz de diyoruz ki 'arkadaş bu adamlar terörist. Bunlarla niye iş tutuyorsun?' Öyle mi? Burada da kafasını netleştirmesi lazım."

- "İlişkilerimizi zedeleyen Sarraf-Hakan Atilla davası oldu"

"Savunma ihtiyacını kendileri oluşturuyor zaten" şeklinde araya girilince Yıldırım, "Öyle. Biz durup dururken mi böyle bir arayış içine giriyoruz? Oradan bir tehdit gelmese bize biz niye hem paramızı verelim hem de böyle bir aramızda bir gerilim oluşsun? Dolayısıyla ümit ederim şu Münbiç'te başlatılan süreç daha da ileri bir noktaya gelir, ilişkilerimiz hem NATO çerçevesinde hem ikili ilişkilerimizde müspet adımlar olabilir. Bir de tabii ilişkilerimizi zedeleyen Sarraf-Hakan Atilla davası olmuştur. Burada da benzer şekilde işte Rahip Brunson davası var. Bunların hepsi karşılıklı konuşulup görüşülecek çözüme bağlanacak konular diye düşünüyorum. Bunun için hala fırsat var. Bu fırsatı diplomasiyi, siyaseti çalıştırarak hayata geçirmemiz lazım." diye konuştu.

Türkiye'nin hem ABD ile hem AB ile ilişkileri iyi yürütmek niyetinde olduğunu kaydeden Yıldırım, "Her ne kadar PKK sempatizanlarına kampanya, propaganda fırsatı verip bize vermemelerine rağmen biz bunu bile hoş gördük. Daha ne yapacağız?" dedi.

(Sürecek)

Yorumlar