Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Brüksel'de

- Kurtulmuş: - "Önce şunun bir kere daha bilinmesini isteriz ki Türkiye, AB ile müzakereleri sürdürmekte eşit, ortak statüsünden başka hiçbir statüyü kabul etmeyecektir" - "Türkiye-AB arasında bazı siyasi farklılıklar, bazı görüş ayrılıkları vardır ama görüş ayrılıklarının var olması görüşmelerin devam etmeyeceği anlamına gelmez" - "Avrupa ülkelerinden beklentimiz bu cani terör örgütüne karşı bazı Avrupalı siyasi çevrelerde verilen desteklerden vazgeçilmesidir. Özellikle AP içerisinde PKK başta olmak üzere bir takım Türkiye ve insanlık karşıtı terör örgütlerinin işaret ve sembollerinin kullanılmasından son derece rahatsız olduğumuzu kendilerine ifade ettik" - "Hainler nereye gitseler onları bulacağız ve Türk adaletinin karşısına çıkartacağız"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Brüksel'de

BRÜKSEL (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Önce şunun bir kere daha bilinmesini isteriz ki Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile müzakereleri sürdürmekte eşit, ortak statüsünden başka hiçbir statüyü kabul etmeyecektir." dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin Brüksel Büyükelçiliğinde düzenlediği basın toplantısında Avrupa temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Avrupa temasları kapsamında 11 Temmuz'da Saraybosna’da Srebrenitsa soykırımının 22. yıl dönümü dolayısıyla yapılan törenlere katıldığını anımsatan Kurtulmuş, “Srebrenitsa’da ve Bosna Hersek’in birçok yerinde hem de 20. yüzyılın sonunda yaşanan vahşeti lanetledik. Bu vahşetin arkasındaki bütün sorumluların uluslararası adaletin önüne çıkarılmasının zorunlu olduğunu bir kere daha bütün dünyaya haykırma fırsatı bulduk.” diye konuştu.

Kurtulmuş, Türk halkı ve devletinin mücadelenin devam ettiği günlerden itibaren Saraybosna’daki kardeşlerinin yanında olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

"Törende, Boşnak kardeşlerimizin acılarına ortak olduk ve bütün dünyaya bu soykırımın bir kere daha lanetlenmesi için bütün gücümüzle seferber olduk. Srebrenitsa katliamı bir büyük insanlık suçudur. Srebrenitsa, insanlık tarihi için büyük bir kara lekedir. Unutulmayacaktır, unutturulmayacaktır. O zulmü, o vahşeti, o vahşeti uygulayanları, o vahşete göz yumanları bütün dünya olarak hatırlayacağız. Hatırlamaya devam edeceğiz. O soykırımın kurbanlarına Allah’tan rahmet diliyorum."

- "Görüş ayrılıkları görüşmelerin devam etmeyeceği anlamına gelmez"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Brüksel temaslarına ilişkin olarak da dün 15 Temmuz şehitlerini anma törenine katıldığını ve vatandaşlarla buluştuğunu hatırlattı.

Avrupa’da bazı ülkelerin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yetkililerinin yurttaşlarla bir araya gelmelerine ve onlarla toplantılar yapmalarına imkan tanımadıklarına dikkati çeken Kurtulmuş, Belçikalı yetkililerin toplantıya müsaade etmesinin Avrupalılara örnek bir tavır olduğunu ve demokratik devletlerde ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Kurtulmuş, Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Antonio Tajani ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile son derece verimli görüşmeler gerçekleştirdiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her ne kadar AB ile Türkiye arasında son zamanlarda ilişkiler gergin olmasına rağmen son derece yapıcı görüşmeler olduğunu ifade etmek isterim. Aramızdaki sorunları ele aldık. Türkiye-AB arasında bazı siyasi farklılıklar, bazı görüş ayrılıkları vardır ama görüş ayrılıklarının var olması görüşmelerin devam etmeyeceği anlamına gelmez. Karşılıklı olarak bu ayrılıkları mümkün olduğu kadar azaltabilmek için yaklaşımların sergilenmesi gerektiği konusunda her iki siyasi liderle mutabık kalmış olduk.”

AB yetkileri ile görüşmelerde öncelikli olarak 15 Temmuz’da Türkiye’de yaşananları ele aldıklarını belirten Kurtulmuş, "15 Temmuz’da Türk halkının demokrasiye sahip çıkışı, Türk halkının ortaya koymuş olduğu büyük cesaret ve hiç abartmadan söylemek gerekirse bu büyük cesaretin, kararlılığın, bu büyük kahramanlığın Türkiye için olduğu kadar Avrupa demokrasileri için de son derece değerli olduğunu karşılıklı müzakere ettik." diye konuştu.

Kurtulmuş, 15 Temmuz’un Avrupa için de önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek, "15 Temmuz tarihini tabiri caizse neredeyse Fransız Devrimi kadar Avrupa demokrasileri için önemli bir kazanım olarak görüyoruz. FETÖ ile verdiğimiz mücadelede bütün Avrupalı dostlarımızı yanımızda görmek istediğimizi ifade ediyoruz." dedi.

-Vize serbestisi

FETÖ mensuplarının Avrupa’da yaptıkları faaliyetlere göz yumulmaması ve müsaade edilmemesi gerektiğini AB yetkililerine anlattığını vurgulayan Kurtulmuş, temaslarda, vize serbestisi ve geri kabul anlaşması ile ilgili gelinen noktanın da değerlendirildiğini bildirdi.

Her iki anlaşmanın eş zamanlı yürütüldüğünü anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Maalesef Türkiye yükümlülüklerinin önemli bir kısmını yerine getirmiş olmasına rağmen AB bir takım siyasi saiklerle Türkiye’ye karşı özellikle vize serbesti konusunda adım atmaktan kaçınmıştır. Bunun devam edebilmesi noktasında, vize serbestisinin Türk halkı için de Türkiye Cumhuriyeti için de önemli bir adım olduğunu kendilerine ifade ettik. 72 kriterden 65’ini yerine getirmiş Türkiye’nin bundan sonraki diğer kriterlerle ilgili olarak çalışabileceğini ama bunun için AB tarafından da olumlu bir yaklaşımın sergilenmesi gerektiğini ifade ettik."

Kurtulmuş, AB'nin Türkiye’yi terörle mücadele alanında yalnız bırakmaması gerektiğini, ülkenin eş zamanlı olarak DEAŞ, PKK ve FETÖ terör örgütleri ile savaştığını söyledi.

Bütün dünyada DEAŞ’la mücadelenin sözlerin ötesine geçmediğini belirten Kurtulmuş, Türkiye’nin her türlü riski ve sorumluluğu üzerine alarak Suriye’de DEAŞ’la son derece etkin bir mücadeleyi sürdürdüğünü hatırlattı.

- Terör örgütlerinin işaret ve sembollerinden duyulan rahatsızlık

Kurtulmuş, Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadelesinin de son derece etkin şekilde devam ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"40 yıldır Türkiye’de yaklaşık 40 binin üzerinde insanın hayatına mal olan bu terör örgütünün varlığını Türkiye artık sonlandıracaktır. Avrupa ülkelerinden beklentimiz bu cani terör örgütüne karşı bazı Avrupalı siyasi çevrelerde verilen desteklerden vazgeçilmesidir. Özellikle AP içerisinde PKK başta olmak üzere bir takım Türkiye ve insanlık karşıtı terör örgütlerinin işaret ve sembollerinin kullanılmasından son derece rahatsız olduğumuzu kendilerine ifade ettik."

- "AP raporu kabul edilemez"

AP Türkiye raporuna ilişkin Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"2016 yılı AP raporu, Türkiye bakımından hiçbir şekilde kabul edilemez, hiçbir şekilde makul olmayan bir rapordur. Bu raporu kabul etmediğimizi, kategorik olarak reddettiğimizi bir kere daha kendilerine ifade ettik. Türkiye’nin gösterdiği iyi niyetler karşılığında bu raporun AP’de kabul edilmemesi dostluğun gereği olan bir tavırdı. Biliyoruz AP kararı siyaseten bağlayıcı değildir ama siyaseten rencide edicidir. Türkiye’ye karşı bu raporun yayınlanmış olması Türkiye’yi ciddi şekilde rencide etmiştir. Onun için bu raporu yok hükmünde kabul ettiğimizi kendileriyle bir kere daha paylaşmış olduk."

- Yasa dışı göç

Kurtulmuş, yasa dışı göç meselesinin sanılanın aksine giderek büyüyen bir sorun olduğunun altını çizdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Avrupa birkaç bin mülteciyle karşılaştığı zaman, bazı Avrupa ülkeleri bundan son derece rahatsız oluyor ve zorlanıyorlar. Türkiye, yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan, yaklaşık 22 milyar doları aşkın bir şekilde maddi olarak destekte bulunan bir ülke olarak mülteciler sorununa en ciddi şekilde yaklaşan, en insani şekilde yaklaşan bir ülkedir." dedi.

- "Verilen sözler büyük oranda yerine getirilmiyor"

Türkiye’nin mültecilere ilişkin tutumunu insanlık, dostluk, kardeşlik ve komşuluk vazifesi olarak gördüğünü kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Ama aynı şekilde bu mücadelemizde de Avrupalı dostlarımızın Türkiye’ye yardımcı olması, Türkiye’nin bu yükünü hafifletecek, en azından bir takım siyasi çabalar içerisine girmesi de Avrupa’nın geleceği bakımından önemlidir. Maalesef verilen sözlerin büyük oranda yerine getirilmediğini bir kere daha bu anlamda ifade etmek isterim.”

Kurtulmuş, uluslararası göç meselesini ortaya çıkaran nedenler var olduğu sürece sorunun devam edeceğini belirtti.

Göçü ortaya çıkaran nedenleri, kitlelerinin ekonomik sisteme ve siyasi bakımdan yönetim süreçlerine katılmalarının dışlanması, yabancı işgaller, iç savaşlar ve vekalet savaşları olarak sıralayan Kurtulmuş, bunlar devam ettiği sürece Ortadoğu’dan, Ön Asya’dan, Uzak Doğu’dan ve Afrika’dan bu yasa dışı göçün tüm dünyayı ve Avrupa’yı ciddi şekilde tehdit etmeye devam edeceğini dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, AB ile Türkiye’nin bu süreçte çok daha titiz ve yakın çalışma içerisinde olmasının önemine işaret ederek, "Dolayısıyla bir taraftan göç meselesinin acılarını hafifletmek için mücadele ederken, diğer taraftan da bu göçleri ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak için mücadele etmek, siyasi yaklaşımlar ortaya koymak ve çözümler bulmak mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

Türkiye-AB ilişkilerinin hiçbir zaman doğrusal çizgide devam etmediğini ifade eden Kurtulmuş, ilişkilerin "bazen çok iyi, bazen de çok kötü" olduğunu hatırlattı.

- Türkiye'ye eşit statü

Avrupa ile müzakerelere Türkiye’nin bağımsız, egemenliğine tam manasıyla sahip olan bir ülke olarak devam edeceğini kaydeden Kurtulmuş, "Önce şunun bir kere daha bilinmesini isteriz ki Türkiye, AB ile müzakereleri sürdürmekte eşit, ortak statüsünden başka hiçbir statüyü kabul etmeyecektir. Konularımızı en açık şekilde tartışırız, uzlaştıklarımızda uzlaşırız, uzlaşamadığımız konularda da çözüm bulunabilmesi için müzakereleri sürdürürüz." dedi.

Kurtulmuş, bu çerçevede AP ve TBMM arasındaki Karma Parlamento Komisyonunun iki senedir toplanamadığını, bu komisyonunun tekrar toplanabilmesi için bir kere daha tekliflerini yenilediklerini dile getirdi.

Türkiye’nin bu komisyonun tekrar çalıştırılması ve böylece sürecin daha resmi şekilde sürdürülmesi için adım atılması gerektiğini düşündüğünü belirten Kurtulmuş, bu konuda da ilgili siyasi liderlerle müzakereleri gerçekleştirdiğini duyurdu.

AB temaslarının "son derece verimli, faydalı, yapıcı görüşmeler" olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Ümit ederim ki bu görüşmelerin siyasi sonuçları da olumlu olur. Ben bir kere daha burada Türkiye’nin niyetinin çok net bir şekilde eşit, egemen bir devlet olarak bu müzakerelerin sürdürülmesi ve bir an evvel fasılların açılması yönünde adımların atılması yönünde olduğunu ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.

- 15 Temmuz milli birlik ve beraberlik gecesi

Dün akşam Brüksel’de yaşayan Türk vatandaşlarının katılımıyla 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve şehitlerini anmak, milli birlik ve beraberliği yeniden hatırlamak için yapılan anlamlı bir geceye katıldığını ifade eden Kurtulmuş, "Bu vesileyle bir kere daha 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz ifade ettiğim gibi sadece Türkiye tarihi için değil, Avrupa demokrasileri için de önemli bir tarihtir." diye konuştu.

Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesinin ertesi günün belli saatlerine kadar bir tarafının son derece karanlık ve hain bir gece olduğunun altını çizdi. Darbe girişiminin Türkiye topraklarının tarih boyunca tanık olduğu "en büyük ihanet hareketi" olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini söyle sürdürdü:

"Bu ihanetin sahiplerini sonuna kadar takip edeceğiz. Dünyanın neresinde olursa olsunlar, bu ihanetin hesabını kendilerinden soracağız. Türkiye bu hesabı sorarken de asla hukukun üstünlüğü prensibinden ayrılmayacak, hukuk çerçevesi içerisinde bu hain çetenin mensuplarından hesap sormasını bilecektir. Biz onun için bu ihaneti unutmayacağız, unutturmayacağız. Hainler nereye gitseler onları bulacağız ve Türk adaletinin karşısına çıkartacağız."

Geçen yıl 15 Temmuz gecesinin diğer yandan büyük bir kahramanlık destanı olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Türkiye tarihi bakımından 15 Temmuz unutulmaz kahramanlık tarihlerinden biridir. Aynen Çanakkale gibi, aynen Kurtuluş Savaşımız gibi gerçekten Türkiye’nin millet olarak hafızalarına kazınan önemli bir kurtuluş destanı, diriliş destanı, önemli bir kahramanlık öyküsüdür. Bunun dünyanın her yerindeki Türk vatandaşlarıyla birlikte her iki yönünün de hatırlanması her iki yönünde de ciddi şekilde vatandaşlarımızın bilinçli bir şekilde buna sahip çıkması bizim de vazifemizdir.”

Kurtulmuş, eğer 15 Temmuz şehitleri olmasaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin belki ayakta olmayacağını, belki Türkiye’nin büyük bir iç çatışma ve ardından da yabancı bir işgalin pençesine düşeceğini belirtti.

Türk toplumunun 80 milyon olarak 15 Temmuz kahramanlarına can borcu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu can borcumuzu da hayatımızın sonuna kadar unutmayacağız, bu şehitlerimizin, bu kahramanlarımızın Türkiye’ye yapmış olduğu büyük katkıyı, büyük fedakarlığı unutmayacağız ve unutturmayacağız." dedi.

Yorumlar