Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: (1)

- "Belli teknolojileri biz istesek de istemesek de ne Amerika ne Avrupa ne Rusya ne Çin ne de Japonya verir. Hiçbirisi vermez. Türkiye'ye en yakın ülke Güney Kore'dir ama teknolojiye gelince onlar da vermez. Bunları bizim geliştirmekten başka çaremiz yok. İş birliği önemli ama kendi çekirdek kadromuzla teknoloji alanlarında çalışma yapmamız gerekir" - "Dünyada şu anda Ar-Ge'nin en çok desteklendiği ülkelerden biri Türkiye. Ar-Ge reform paketini hayata geçirdik, iki ay içinde ikinci düzenlemelerin tamamını yaptık. Ar-Ge merkezi sayımız bini buldu, tasarım merkezleri sayımız 250'yi geçti. Fevkalade önemli sıçramalar yaptık, bu devam edecek" - "Türkiye'nin geleceğin teknolojilerinde iddia sahibi olmasını hedefledik. Bunu anlaması mümkün değil Muharrem İnce'nin. Muharrem İnce'nin beğenmediği araba var ya Çin'de aynı arabayı hiç değiştirmeden elektrikli araç yaptılar ve satıyorlar"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: (1)

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, "Belli teknolojileri biz istesek de istemesek de ne Amerika ne Avrupa ne Rusya ne Çin ne de Japonya verir. Hiçbirisi vermez. Türkiye'ye en yakın ülke Güney Kore'dir ama teknolojiye gelince onlar da vermez. Bunları bizim geliştirmekten başka çaremiz yok." dedi.

Işık, Kanal 7'de yayımlanan "Başkent Kulisi" programında, gazeteci-yazar Mehmet Acet'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakanların illerinde bir ağırlığı ve siyasette sürükleyici fonksiyonları olduğunu belirten Işık, parlamentonun bu dönemde hem çok güçleneceğini hem de çok daha önemli hale geleceğini söyledi.

Fikri Işık, muhalefetin "16 yıldır niye yapmadınız da şimdi daha çok adalet daha çok demokrasi diyorsunuz?" eleştirilerine ilişkin görüşünün sorulması üzerine, şunları anlattı:

"Daha önce yapmadığımız için söylemiyoruz aksine daha önce yaptığımız için söylüyoruz ve bu daha çok karşılık buluyor. Ama takdir edersiniz ki Gezi Olayları ile başlayan süreçte Türkiye'de önce sokak eylemleriyle, daha sonra 17-25 Aralık'ta yargı darbesiyle, Kobani eylemlerinde ülkenin bir kısmında bir kaos oluşturma gayretiyle ve en sonunda 15 Temmuz hain darbe girişimiyle resmen bir askeri darbe marifetiyle hükümetin düşürülmesi ve Türkiye'nin istikrarsızlığa dönüştürülmesi istendi. Bu süreçte elbette hükümetin de zamanın ruhuna uygun bazı adımları atması mecbur hale geldi. OHAL mecburiyetten doğdu. Türkiye'nin bu tehlikeleri atlattıktan sonra bu noktada eksik bıraktığı yerler varsa onları tamamlamak ama bir de daha ileri demokrasi noktasında atmamız gereken adımları atmak için bu vaatleri yapıyoruz. Yoksa bu konuda AK Parti çok önemli reformlar yaptı, bundan dolayı Türkiye önemli bir ivme yakaladı. Bir ülkeyi bu reformları yapmadan 3,5-4 kat büyütemezsiniz. Belki ertelenmiş olan bazı adımları yeni nesil reformlarla birleştirip, çok daha güçlü şekilde atma imkanımız olacak."

- "Tamamen PR olayı olarak görüyorum"

Başbakan Yardımcısı Işık, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin seçim çalışmalarına ilişkin soru üzerine, "Ben bunun tamamen PR olayı olarak görüyorum, halkla ilişkiler olayı. Muharrem İnce 2002'den beri milletvekili. Grup başkanvekilliği yaptı, Milli Eğitim Komisyonu'nda birlikte çalıştık ama bugüne kadar bisiklete bindiğini, marketten alışveriş yaptığını hiç görmedik." dedi.

İnce'nin seçim söylemlerini ve vaatlerini nasıl bulduğuna ilişkin soruya Işık, "Gördüğüm kadarıyla içi boş, sloganvari cümleler ve vaatler. Cumhurbaşkanı olma ümidi olmadığı için yüksek tonda verilen vaatler diye görüyorum." yanıtını verdi.

"İnce'nin çizmeye çalıştığı profil Erdoğan'a karşı oluşturduğu bir profil. Erdoğan'ın halktan koptuğunu, koruma ordularıyla hareket ettiğini lanse etmeye çalışıyor Muharrem İnce, ne dersiniz?" sorusu üzerine Işık, şunları söyledi:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın halkla ne kadar iç içe olduğunu Türkiye'de herkes çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde çat kapı yapar, insanların dertleriyle dertlenir. Cumhurbaşkanımızın olsa olsa Muharrem İnce kötü bir taklidi olur. Cumhurbaşkanımızın bu işleri bugün yapmıyor, bir PR olayı olarak da yapmıyor."

- "Geleceğin teknolojilerinde iddia sahibi olmayı hedefledik"

İnce'nin, yerli otomobil projesini devam ettirmeyeceğini açıklamasına ilişkin soru üzerine Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sayın İnce'den de bu beklenirdi. Bu kafa tam bir Recep Peker kafasıdır. 'Bizim kontrolümüzde olmayan hiçbir şey yapılamaz.' kafasıdır. Vecihi Hürkuş'u, açlığa mahkum eden kafadır. Yapan kim? Recep Peker kafası, tek parti kafası. Bu zihniyetle bakarsanız, hiçbir yerli ve milli projeniz olmaz. Dolayısıyla hiç zahmete de girmezsiniz. Bu işler emek ve zahmet istiyor. Büyük hayalleri ve gayretleri ancak hem o vizyona hem de gayrete sahip ekipler ve kadrolar yapar. Ne CHP'de ne de Muharrem İnce'de ne de CHP'nin ekibinde böyle bir vizyon ve gayret yok."

Yerli otomobil projesine değinen Işık, "Bizim aldığımız bir araba değil, biz bir platformu satın aldık. O platformu geliştirmek ve o platform üzerinde elektrikli araç yaparak, gelişen tüm teknolojileri o araç üzerinde buluşturup, Türkiye'nin geleceğin teknolojilerinde iddia sahibi olmasını hedefledik. Bunu anlaması mümkün değil Muharrem İnce'nin. Muharrem İnce'nin beğenmediği araba var ya Çin'de aynı arabayı hiç değiştirmeden elektrikli araç yaptılar ve satıyorlar. Bu platformun sadece Çin hariç fikri mülkiyet hakları bizde. Çinliler satmak istese, bizden izin almadan dünyaya satamaz. Bu araç Çin'de 11 bin üretildi. Temmuz ayında 50 bin, 2019'da 100 bin, 2020'de 220 bin daha üretilecek. 1 milyonluk yeni bir platform yapıyorlar. Elin Çinlisi, 'Bu, demode' demiyor. Aksine, 'Benim ihtiyacım var.' diyor, geliştiriyor." diye konuştu.

- "Çekirdek kadromuzla teknoloji alanlarında çalışma yapmamız gerekir"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, "Otomobil yapılmasın ve Türkiye bu konuda iddialı olmasın." konusunda dünyada ciddi bir lobi olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı seçim beyannamesinde en çok vurgu yapılan konulardan birinin dijital teknolojilerde Türkiye'nin söz sahibi olması olduğunu anlatan Işık, "Sayın İnce de söylüyor bir şeyler ama ne söylediğini kendisi de bilmiyor. 'Sanayi 4.0...' Sanayi 4.0 için senin bütün dijital teknolojilerin her birine sahip olman lazım. Bunları nasıl hayata geçireceksin. Ekranlarda birkaç cümle ile slogan halinde konuşmak çok kolay. Bunların içini doldurmak lazım. Yerli otomobil projesi, bütün bunların ete, kemiğe büründüğü, bir platformun üzerinde buluştuğu, Türkiye'nin bu konudaki yeteneklerinin bir araya getirildiği bir platform." dedi.

Işık, bu teknolojilerin Türkiye tarafından geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Belli teknolojileri biz istesek de istemesek de ne Amerika ne Avrupa ne Rusya ne Çin ne de Japonya verir. Hiçbirisi vermez. Türkiye'ye en yakın ülke Güney Kore'dir ama teknolojiye gelince onlar da vermez. Bunları bizim geliştirmekten başka çaremiz yok. İş birliği önemli ama kendi çekirdek kadromuzla teknoloji alanlarında çalışma yapmamız gerekir. Dünyada şu anda Ar-Ge'nin en çok desteklendiği ülkelerden biri Türkiye. Ar-Ge reform paketini hayata geçirdik, iki ay içinde ikinci düzenlemelerin tamamını yaptık. Ar-Ge merkezi sayımız bini buldu, tasarım merkezleri sayımız 250'yi geçti. Fevkalade önemli sıçramalar yaptık, bu devam edecek."

(Sürecek)

Yorumlar