Bakanlar Ağbal ve Tüfenkci Malatya'da

- Maliye Bakanı Ağbal: - "İyi gününde vergi borcunu ödeyen bir mükellefimiz zor duruma düştüğünde artık genel bir yeniden yapılandırma kanununa ihtiyacı olmaksızın borcunu daha kolay şartlarda ödeme imkanına kavuşacak" - "Bütçe dengemiz son derece iyi. Bütçe açıkları bakımından Türkiye bir başarı hikayesine sahip. Türkiye'nin bugün en sağlam ekonomik parametrelerinden biri bütçedir" - "Geçen yıl ağustos ayından itibaren çok sayıda tedbir aldık ve bunların sonuçlarını da görmeye başladık" - Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: - "Teröre karşı ortak duruşu her zaman göstermemiz lazım"

Google Haberlere Abone ol
Bakanlar Ağbal ve Tüfenkci Malatya'da

MALATYA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "İyi gününde vergi borcunu ödeyen bir mükellefimiz zor duruma düştüğünde artık genel bir yeniden yapılandırma kanununa ihtiyacı olmaksızın borcunu daha kolay şartlarda ödeme imkanına kavuşacak." dedi.

Bakan Ağbal ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası'nda iş adamlarıyla bir araya geldi.

Ağbal, burada yaptığı "Türkiye Ekonomisi ve Reform Gündemi" konulu sunumda, ülkede huzur, birlik, beraberlik ve kardeşlik olduğu sürece Türkiye'nin sırtını kimsenin yere getiremeyeceğini söyledi.

Terör örgütlerinin içeride ve dışarıda bu memleketle ve milletle uğraştığını, bunun en alçağını 15 Temmuz'da gördüklerini aktaran Ağbal, ancak terör örgütlerinin hep başarısızlığa uğradığını çünkü milletin bu coğrafyanın adeta bekçisi olduğunu ifade etti.

Türkiye'yi geliştirip, kalkındıracaklarını anlatan Ağbal, "Son 15 yılda katettiğimiz mesafeye baktığımızda inanın kendimize güvenimiz geldi. Eskiden hep utanır, sıkılırdık 'Türkiye şöyle, yurt dışı böyle' diye. Şimdi Türkiye birçok bakımdan artık diğer memleketlerin çok önüne geçti. Bunu milletçe, hep beraber yaptık. Millet destek verdi biz de iktidar olarak bugünlere geldik. Yeter mi? Yetmez daha iyi noktalara gelmemiz, ülkeyi büyütüp, kalkındırmamız lazım ve her alanda ülkenin büyümesi lazım. İnşallah o gayret içerisinde çalışıyoruz." diye konuştu.

Ağbal, küresel ekonominin Türkiye ekonomisi için destekleyici birtakım özelliklere sahip olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Küresel ekonomi iyi gidiyor. Gelişmiş ekonomiler büyüme trendi bakımından daha iyi bir trend içerisinde, gelişmiş ülkelerde düzelme var. Yani Türkiye olarak dış dünyadan istifade ettiğimiz bir döneme giriyoruz. 2009 sonrası ekonomide ciddi anlamda bir yavaşlama, ümitsizlik, finansal piyasalarda kırılganlıklar vardı ama 2017'de küresel ekonomiyle ilgili beklentilerin olumlu olduğunu, küresel ekonominin topanlandığını görüyoruz. Bu da bizim için büyük fırsatları beraberinde getiriyor. Fırsatlarımız ve risklerimiz var. Fırsatları en iyi şekilde kullanıp riskleri de en iyi şekilde yönetmenin gayreti içerisinde olacağız. Özelikle Avrupa'da ekonomideki toparlanma bariz şekilde ön plana çıktı. Avrupa'nın büyümesi demek bizim açımızdan büyük avantaj çünkü Avrupa'da ne zaman büyüme olduysa ihracat kanalı üzerinden Türkiye ekonomisine katkı verdi. Şu anda Avrupa ekonomilerindeki topanlanma bize yarıyor."

Uzun vadedeki gelişmelerin takip edilmesinin önemine dikkati çeken Ağbal, şunları kaydetti:

"Dijital ekonomi her tarafı sardı. Bacası tüten fabrikaya gerek yok. Dijital ekonomide akıllı davranan, iyi iş yapan çok ciddi anlamda para kazanabiliyor. Bugün küresel ekonomide Mercedes, BMW gibi ağır sanayiye dayalı şirketler para etmiyor daha fazla internet ve bilgi işlem teknolojilerinde iş yapan firmalar para kazanıyor. Ben sizin yerinizde olsam teknolojiye yatırım yaparım. Onun için mevcut yaptığımız işleri küresel ekonomideki bu gelişmeleri dikkate alarak mutlaka değiştirmemiz gerekir.

Çocukluğumuzda biz hep Avrupa'ya, Batı'ya bakardık çünkü büyüme, kalkınma, refah oradaydı. Küresel ekonominin merkezi Batı'dan Doğu'ya kayıyor. 2050-2100'e geldiğimizde dünyadaki üretilen mal ve hizmetin büyük bir çoğunluğu Uzak Doğu'da üretiliyor olacak."

Ağbal, küresel ekonomideki değişimin Türkiye'nin mutlaka ve mutlaka yönünü Doğu'ya da dönmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayarak, "Bugün artık zenginliğin, üretimin, bilginin kaynağı Batı'dan daha çok Doğu ve ciddi anlamda Uzak Doğu'da büyüyen ve gelişen ekonomilerin olduğunu da söyleyelim." şeklinde konuştu.

- "Hepimize büyük işler düşüyor"

Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değinen Ağbal, son 14 yılda olağanüstü bir başarı sağlandığını kaydetti. Ağbal, şöyle konuştu:

"Türkiye ekonomisi 14 yılda yıllık ortalama 5'in üzerinde bir performansla birçok noktada önemli bir başarıya da imza attı. Türkiye ekonomisi gerçekten global kriz sonrası dönemde de büyük bir başarıyı sergiledi. 2010-2016 arası dönemde Türkiye'nin ortalama büyüme oranı yüzde 6,7 olağanüstü bir oran. 2013'te Türkiye ekonomisine, demokrasisine yapılan tüm saldırılara rağmen bu büyüme oranlarını yakalamış olmamız bizim açımızdan sevindirici. Ama bunu devam ettirmemiz hatta kesintisiz yüzde 6-7'leri sağlamamız gerekir. Türkiye orta ve uzun vadede, iş gücüne katılan nüfus için iş üretebilmesi için Türkiye'nin normal büyüme seyrine aynı şekilde devam edebilmesi için önümüzdeki yıllarda ortalama yüzde 6-7 büyümesi lazım. Onun için hepimize büyük işler düşüyor. Hükümet olarak büyümeyi yukarıda tutmak için çok ciddi reformlar, düzenlemeler yaparak, ekonominin önünü açmamız ve iş adamlarının önünü açmamız lazım. İş adamlarının da bu dönemde Türkiye'nin bu büyüme oranına gelebilmesi için gerekli riskleri alıp yatırımları mutlaka yapması lazım."

İstihdamı en çok artıran ülkenin Türkiye olduğunu belirten Ağbal, "Global kriz dönemi sonrası birçok Avrupa ülkesi hala 2007'deki istihdam seviyesini yakalayamamışken Türkiye küresel kriz sonrası dönemde sürekli istihdamını artırdı. Her ne kadar şu anda işsizlik oranları artsa bile Türkiye istihdamını artırmaya devam ediyor. Yani bir kriz havası içerisinde istihdamda kayıpların meydana geldiği yerlerde kronik bir sorun var ama Türkiye 2009 sonrası dönemde özellikle 2010-2013'te olağanüstü bir şekilde istihdamda bir artış meydana getirdi." dedi.

15 Temmuz darbe girişimine değinen Ağbal, bunun sadece demokrasiye yöneltilen bir saldırı değil aynı zamanda Türkiye ekonomisini baltalamayı ve büyüme hikayesini sonlandırmayı, Türkiye'yi tekrar o kırılgan, zayıf ekonomik yapıya dönüştürmeyi amaçlayan bir saldırı olduğunu anlattı.

Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İlk andan itibaren hükümet olarak ekonomiyle ilgili 15 Temmuz'un darbe girişiminin meydana getirdiği hasarı ve tahribatı gidermek amacıyla arka arkaya kararlar aldık. 2016'nın ikinci yarısından itibaren kamu maliyesinde birinci önceliği büyümeye verdik. Bütçe dengemiz son derece iyi. Bütçe açıkları bakımından Türkiye bir başarı hikayesine sahip. Türkiye'nin bugün en sağlam ekonomik parametrelerinden biri bütçedir. Borcu milli gelire oranı bakımından son derece iyi durumdayız. Ama ekonominin yavaşladığı dönemlerde kamu maliyesinin ekonomiyi canlandıracak, tekrar büyüme trendine sokacak insiyatifler alması gerekiyor. Onun için geçen yıl ağustos ayından itibaren çok sayıda tedbir aldık ve bunların sonuçlarını da görmeye başladık."

Ağbal, mart ayından itibaren tüm güven endekslerinde olumlu yönde artış olduğunu anlatarak, bunun da ekonominin ileriye dönük bekletilerindeki olumlu gidişatı gösterdiğini söyledi.

Türkiye'nin ihracatının da arttığını belirten Ağbal, "2016'da büyümeye negatif katkı veren ihracatın 2017'de büyümeye pozitif katkı vereceğini söyleyebiliriz. İhracatın artması demek üretim çarklarının dönmesi, büyümenin ihracata dayalı olması demek. Yüksek büyüme tek başına yetmez, 'kaliteli büyüme' diyoruz. Büyüme üretime ve ihracata dayanır. Bizim mutlaka üretim çarklarını daha fazla döndürmemiz, ihracata dayalı büyüme modelini çok daha fazla işler hale getirmemiz lazım." diye konuştu.

Ağbal, son iki yılda çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini, ekonomiyi ileri götürecek düzenlemeleri arka arkaya meclisten geçirdiklerini anlattı.

Teşvik sistemleri hakkında bilgi aktaran Ağbal, Türkiye ekonomisini sıçratacak, yukarıya taşıyacak yatırımlara teşvikler verdiklerini kaydetti.

Ağbal, Dünya Bankasının iş kurma endeksinde 69. sırada olan Türkiye'nin yapılan düzenlemelerle 14'üncü sıraya yükseldiğini de söyledi.

Bakan Ağbal, mükelleflerin denetimine ilişkin şöyle konuştu:

"Artık bir vergi incelemesine başlamadan önce belirlediğimiz alanlarda mükellefe soracağız. 'Biz böyle bir yanlışı bulduk, bize göre yanlış gibi gözüküyor ama siz ne diyorsunuz' izah isteyeceğiz. Eğer mükellef kendiliğinden gelir o izahta bulunursa bizi tereddütte düşüren konuyla ilgili incelemeye hiç başlamayacağız. Dolayısıyla mükellefle helalleşeceğiz ve o işi orada bitireceğiz. Bu da mükellefimiz üzerindeki denetim baskısını ortadan kaldıracak. En son yaptığımız yeni yapılandırma kanunu içerisine yeni bir şey getirdik. İyi gününde vergi borcunu ödeyen bir mükellefimiz zor duruma düştüğünde artık genel bir yeniden yapılandırma kanununa ihtiyacı olmaksızın borcunu daha kolay şartlarda ödeme imkanına kavuşacak. Bir mükellef iyi gününde borcunu ödemişse, uyumluysa o takdirde o mükellef kötü duruma düştüğünde ilk el uzatması gereken devlet olmalı. Bu fikirden hareketle bir kanun getirdik. Bundan sonra inşallah bir mükellefimiz 'Artık ben zor durumdayım, iyi günümde de borçlarımı ödemişim' dediği zaman faizlerini, teminatlarını düşüreceğiz vadeyi de 5 yıla kadar uzatacağız. Yeter ki mükellefimiz yaşasın, o işletme ayakta kalsın, işler devam etsin. Böylelikle devletle vatandaş arasındaki hukuku da güçlendirmiş olacağız."

- "İstihdamda artış devam edecek"

Ağbal, yaptıkları çalışmalarla ekonomide ibrenin yukarıya döndüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Artık 2017 büyümesi inşallah orta vadeli programda öngördüğümüz hedeflere uygun gerçekleşecek, istihdamda artış önümüzdeki aylarda artarak devam edecek. Her şeyden önemlisi refahımız bu sayede artacak. Ekonomiyi daha da ileriye taşıyacak yasal düzenlemelerin hazırlıklarını yapıyoruz. Şu anda mecliste üretim reform paketi görüşülüyor. İnşallah arka arkaya diğer reform niteliğindeki düzenlemeleri de meclise getireceğiz ve böylelikle Türkiye ekonomisi arzu ettiğimiz yüzde 6-7-8'lik büyümelere kavuşacak. Her zaman için reformcu bir hükümet olduk. Sessiz devrim yapma misyonunu her zaman için kendimize benimsemiş bir hükümetiz son 14 yılda birçok alanda demokrasi, insan hakları, Türkiye'nin özgürleştirilmesi, liberal ekonominin kurulması noktasında çok önemli işler yaptık, bunları da yapmayı devam edeceğiz."

- Londra'daki terör saldırısına kınama

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de Londra'daki terör saldırısını kınadı.

Terörün bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Tüfenkci, "Terörü bir insanlık suçu olarak görmediğimiz sürece, 'Senin teröristin iyi benim teröristim kötü' mantığı içerisinde hareket edersek terörü bitirme şansımız yok. Bunun için terörün dini, milleti, yeri, zamanı, zemini de yok. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'deydi bu terör, şimdi İngiltere'de, Fransa'da. Terör her yerde terör. Teröre karşı ortak duruşu her zaman göstermemiz lazım." diye konuştu.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık da kentin büyüdüğünü ve geliştiğini, buna en önemli katkıyı iş dünyasının sağladığını söyledi. Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu belirten Çalık, bunu büyüme rakamlarına bakınca gördüklerini ifade etti. Çalık, yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümesini sürdürdüğünü aktararak, katkı sağlayanlara teşekkür etti.

Programda Vali Mustafa Toprak, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ile diğer ilgililer ve iş adamları katıldı.

Yorumlar