Bakan Kılıç, AA Editör Masası'na konuk oldu (2)

- Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç: - "(Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi) Maçtan sonra yaşanan bazı olaylar var. Soyunma odasına giden koridorlarda olduğu hem iddia edildi hem de bazı tespitlerle ortaya çıktı. Bunu asla kabul etmiyoruz" - "Bakanlığımızın müfettişleri bu konuyla görevlendirilmiş durumda. Orada ne olduğunu inceliyorlar" - "Derbi maça gelen misafir takım taraftarları otobüsün camını indiriyor. Bunlar taraftar değil. Buradan açık açık söylüyorum, bunların statta yeri yok. Hepsinin hakkında hukuki işlem yapılıyor. Onlar kurtulduklarını zannediyorlar, öyle değil o iş" - "UEFA, bugün artık Türkiye'deki kulüplerin uyguladıkları transfer politikaları ve yaklaşımlardan memnun"

Google Haberlere Abone ol
Bakan Kılıç, AA Editör Masası'na konuk oldu (2)

ANKARA (AA) - Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ziraat Türkiye Kupası'nda Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanan derbi maçta çıkan olayların incelenmesi için müfettiş görevlendirdiklerini bildirdi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bakan Kılıç, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.

Kılıç, elektronik biletin (e-bilet) devreye girmesiyle futboldaki şiddet olaylarında ciddi bir düşüş yaşandığını belirterek, "Lig maçlarına baktığınızda, meşaleyi çok nadir görüyoruz. Olumsuz anlamda tezahüratlarda çok ciddi manada düşüşler söz konusu. Sahaya girme olaylarını lig maçlarında artık neredeyse görmüyoruz." dedi.

Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde e-bilet sisteminin uygulanmadığına dikkati çeken Kılıç, kupada da bu konuyla ilgili düzenleme yapılması noktasında çalışıldığını dile getirdi.

Seyirci ve holiganı ayırmak gerektiğini vurgulayan Kılıç, görüntüleri izlediğinde çok üzüldüğünü aktararak, "Derbi maça gelen misafir takım taraftarları otobüsün camını indiriyor. Bunlar taraftar değil. Buradan açık açık söylüyorum, bunların statta yeri yok. Takımına gönül verenlerin, başımızın üstünde yeri var. Statlara, salonlara gelip holiganlık yapanlar dışarı. Bunlar takımlarını desteklemiyor. Türk futboluna, sporuna zarar veriyor. Bunları ayıklayacağız. Hepsinin hakkında hukuki işlem yapılıyor. Onlar kurtulduklarını zannediyorlar, öyle değil o iş. Sahaya atlayan kişi de adaletin önünde hesap verecek." diye konuştu.

Kılıç, derbiden sonra yaşanan olaylarla ilgili de çalışmaların yürütüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Maçtan sonra yaşanan bazı olaylar var. Soyunma odasına giden koridorlarda olduğu hem iddia edildi hem de bazı tespitlerle ortaya çıktı. Bunu asla kabul etmiyoruz. Bakanlığımızın müfettişleri bu konuyla görevlendirilmiş durumda. Orada ne olduğunu inceliyorlar. İşin hukuki, adli tarafı zaten yürürlükte. Biz de orada yaşanan olayların ne olduğunu, ne bittiğini öğrenmek ve yerinde tespitler yapmak üzere müfettişlerimizi görevlendirmiş durumdayız. Hiç ayrım yapmıyorum. Hangi takımın yöneticisi, sorumlusu veya hangi takımdan olduğunu iddia eden kişi oraya girdi, bunları yaptı bilmiyorum şu an. Önümde resmi rapor yok. O gelecek bakacağım. Elimizde bazı bulgular tabii ki var ama şimdi bunları burada dile getirmek benim açımdan doğru olmaz. Tespitlerle konuşmam lazım ama orada bir şeyler yaşandı."

- "Herkes sorumlu davranmalı"

Bakan Kılıç, sahalarda üzücü olayların yaşanmaması için futbolcudan, teknik direktöre, kulüp başkanından yöneticilere kadar herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gençlik ve Spor Bakanı olarak sorumluluğunun, genel politikalarla ilgili noktaların düzenli bir şekilde işlemesini sağlamak olduğunu ifade eden Kılıç, kulüp başkanı ve yöneticilerden maç sonunda sağduyulu davranmalarını istedi.

Kılıç, kulüp yöneticilerine seslenerek, "Camialarının, delegelerinin oylarını alıp kulüp yöneticisi olmuş kişilerin de sorumlulukları var. 'Ben seçimle geldim, istediğim futbolcuyu, teknik direktörü alma hakkım var' diyebilirsiniz ama bunun da size yüklediği bir sorumluluk var. Maç bitmiş, kazanmış ya da kaybetmiş olabilirsiniz. Haksızlığa uğradığınızı düşünüyor da olabilirsiniz. O an yoğun bir duygu içindesiniz. Bir açıklama yapmayın, demeç vermeyin, şöyle bir sakinleşin, üstünden zaman geçmesini bekleyin. Bir açıklama yapacağınız zaman sakin olun, zaman geçsin, ondan sonra yapın. Sporun birleştirici gücünü ön plana çıkaralım." ifadelerini kullandı.

Futbolculara da bu noktada önemli görev düştüğüne dikkati çeken Kılıç, şunları söyledi:

"Futbolcuların sahada ortaya koydukları yaklaşım önemli. Çünkü seyircinin üzerinde etkisi var. Futbolcu kardeşlerimiz, milli takıma gittiğinizde yan yanasınız. Tabii ki sahada mücadele olacak. Rekabet buradan çıkıyor ama iyi niyetli olacak. Kimse kötü niyetle birbirine yaklaşmayacak. Sürekli olumsuz açıklama yaparak hiçbir yere varamayız. Bu bizim ligimiz. Eğer biz bunlara sahip çıkmazsak, kim çıkacak. Onun için diyorum, herkes sorumlu davranmalı."

- "Hakemlerimize sahip çıkalım"

Bakan Kılıç, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından mart ayında testlere başlanacağı duyurulan Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Sistemin henüz deneme aşamasında olduğunu hatırlatan Kılıç, "2017 Konfederasyon Kupası ve 20 Yaş Altı Dünya Kupasın'da da test edilecek. Elde edilecek verilerle bunun gelecekteki uygulamasıyla ilgili çalışma yapılacak. Olumlu tarafları da olacaktır. Yeni birtakım tartışmalara yol açar mı açmaz mı onu görmek için test zamanı var." diye konuştu.

Hakem hatalarının dünyanın her yerinde yaşandığına işaret eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hata insanın olduğu her yerde olur. Hata herkesin yapabileceği bir şey ama art niyet ayrı bir şey. Sürekli olarak hakemler üzerinden münakaşa yapılması da doğru değil. Hata olur, örnek verilen ülkelerde hakem hatası olmuyor mu? Dünya Kupası'nda dünyanın en meşhur futbolcusu eliyle gol atmadı mı? Bu iş şampiyonluğa gitmedi mi? Çok büyük hatların, çok büyük maçlarda yapıldığını gördük. Bütün camia olarak hakemlere hep beraber sahip çıkmamız lazım. Bunu düzelteceksek biz düzelteceğiz. Daha az hata yapmaları noktasında onlara bu imkanı verelim. Her hafta çıkıp, 'Onu istemiyorum, şunu istemiyorum' deniliyor, böyle olmaz ki. Hakem sporun bir parçasıdır. Onlara destek vermek lazım."


- "UEFA, Türk kulüplerinden memnun"

Bakan Kılıç, futbol kulüplerinde harcamalar ve mali disiplin konusunda neden bir standart sağlanamadığıyla ilgili soruya ise şöyle cevap verdi:

"Son dönemlerde UEFA'nın katı şekilde uygulamaya başladığı mali fair play kuralları çerçevesinde ceza alan takımlarımız oldu. Bununla beraber aynı şekilde kriterleri yerine getirmediği için puan silme cezasıyla karşı karşıya kalan kulüplerimiz var. Bu iki yıllık süreçte biraz acı çektik ama son yapılan toplantılarda hem federasyonumuzla hem de farklı kulüp yöneticileriyle bir araya geldiğimde şunun teyidini aldım; UEFA, bugün artık Türkiye'deki kulüplerin uyguladıkları transfer politikaları ve yaklaşımlardan memnun. Daha iyi noktadayız. Yöneticilerimiz de işin ciddiyetine vardılar. Baktılar cezalardan kurtuluş yok. Sorumlu yöneticilik anlayışının burada devreye girmesi şart."

"Aynı futbolcunun transferi gündeme geldiğinde iki kulüp arasında girilen yarışta, kesenin ağzı farklı noktaya gidiyor. Buna dikkat etmek lazım." diyen Kılıç, kulüplerin, sporcunun değerini belirlerken, kuralları iyi araştırıp profesyonel anlamda işin uzmanlarıyla çalışmaları gerektiğini söyledi.

Bakanlık olarak bazı yasal çalışmaların içinde olduklarını, bunları en kısa zamanda tamamlayıp daha sorumlu bir yöneticilik anlayışını hayata geçirmekten memnuniyet duyacaklarını aktaran Kılıç, şu ifadeleri kullandı:

"Yöneticilere yasal anlamda sorumluluklarını anlatma, hatırlatma noktasında bir çalışmamız var. Siz seçilerek geldiniz ve elinizde bir bütçe var. Bu bütçeyle hareket etmez, gidip milyonlar verip, bunun hesabını nasılsa bir şekilde hallederiz, diye düşünürseniz olmaz. Kişinin hesabını kulüp, camia vermemeli. Aslında bir takım yaptırımlar var. İki yıl önce, 'Şimdi yapmazsanız, gelecekte zorla yaptıracaklar bunu' demiştim. Şimdi herkes, 'Bizim bu kurallara uymamız gerekiyor' diyor. Öyle transferler yapılmış. 2-3 maç oynayan adamlar sonra gitmiş. Kontrat ortada, şikayet ediyor. Sonra transfer yasağı geliyor. Mili takım açısından da kulüplerimiz açısından da altyapıya ciddi manada yatırım yapmamız lazım."

Spor kulüplerinin başarısında en büyük unsurun şehir olduğunu vurgulayan Bakan Kılıç, "Örnek verdiğimiz yabancı ülkelerde o şehirde yaşayanlar takımlarının maçlarına gidiyor ve destek veriyorlar. Bizde ise geçmişten şöyle bir şeye alışılmış, 'Stada giderim ama bilet parası vermem.' Böyle bir şey yok. 30 binlik statta 2 bin kişi maça geliyorsa, o zaman kusura bakmayın sizin de kulüp olarak, 'Bu taraftarlar neden gelmiyor' diyerek bu konuda çalışmanız lazım. Şöyle kurtulamazsınız bu işten; 'E-bilet geldi, onun için taraftar gelmiyor.' Rakamlar bunu göstermiyor." şeklinde konuştu.


- "Dopingle mücadelemiz takdir ediliyor"

Dopingle mücadelede gelinen son noktaya da değinen Bakan Kılıç, Türkiye'nin 2012 Londra Olimpiyatları'nda yaşadığı olaylara spor camiası açısından bakıldığında, bunun bir travma olduğunu dile getirdi.

2013 yılının sonunda göreve geldiklerinde "dopinge sıfır tolerans" ilkesiyle çalışmaya başladıklarını hatırlatan Kılıç, "Dopingi iyi analiz etmek gerekiyor. Performans artırıcı maddelerin yanı sıra performans artırmayan ama kullanımı yasak olan maddeler de var. Sporcu kulüpte yetişir. Burada antrenörlere çok büyük görevler düşüyor. Sporcu, dopingle yasaklı madde olayının görünen yüzüdür. Bunun bir de altı var. Bunların altında kimler var, bunların da araştırılmasına girdik." diye konuştu.

İstatistiksel açıdan bakıldığında, kural ihlallerinde düşüşlere dikkati çeken Kılıç, "2013 yılında bin 579 kontrol yapılıyor, 176 kural ihlali tespit ediliyor. 2014 yılında bin 533 kontrol, 31 kural ihlali var. 2015 yılında kontrol sayısı 2 bin 66'ya çıkıyor, 32 kural ihlali yapılıyor. 2016 yılında 2 bin 503 kontrol yapılıyor ve 13 kural ihlali bulunuyor." ifadelerini kullandı.

Kılıç, antrenörlerin ve sporcuların doping konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Bir rahatsızlık mı hissettiniz, hemen antrenörünüzle paylaşacaksınız. Doktorunuzla, antrenörünüzle beraber IOC'nin sorumlu doktoruna gideceksiniz. Kullanacağınız ilacı söyleyip kaydettireceksiniz. Doktor bunu kontrol edecek ve kullanıp kullanamayacağınızı söyleyecek. Ben Dünya Dopingle Mücadele Ajansına (WADA) üyeyim. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsilen oradayım. Bunu dünya kamuoyu, Türkiye'nin dopingle mücadelede ortaya koyduğu çalışmanın karşılığı olarak görüyor. Bu benim değil, Türkiye'nin başarısı. Dünya tarafından takdir edilen bir başarı söz konusu. İçişleri Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile çalışıyoruz. Gümrüklerde yasaklı maddeler konusunda yoğun bir çalışma var. Çok güzel sonuçlar alıyoruz. İyi yoldayız, daha da iyi olacağız inşallah."

(Sürecek)

Yorumlar