Bakan Ağbal, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

- "2B konusunda hiçbir hükümetin yapmadığı bir işi yaptık. Şu ana kadar yaklaşık 450 bin arsayı sattık, Maliye tarihinde böyle bir şey yok. Yaklaşık 8,5 milyar lira civarında bir satış, 5,5 milyar lira civarında bir tahsilat yaptık" - "Başkanlık sisteminin Türkiye'de hayata geçmesi, ekonomide ileriye dönük çok güçlü olumlu bir sinyal verecek"

Google Haberlere Abone ol
Bakan Ağbal, AA Editör Masası'na konuk oldu: (4)

ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2B konusunda hiçbir hükümetin yapmadığı bir işi yaptıklarını ve yaklaşık 450 bin arsayı sattıklarını belirterek, "Maliye tarihinde böyle bir şey yok. Yaklaşık 8,5 milyar lira civarında bir satış yaptık. Şu anda 5,5 milyar lira civarında bir tahsilat yaptık." dedi.

Bakan Ağbal, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

2B arazileri hakkında bilgi veren Ağbal, "2B konusunda müthiş bir kampanyaydı, Maliye tarihinde veya hiçbir hükümetin yapmadığı bir işi yaptık. Şu ana kadar yaklaşık 450 bin arsayı sattık, Maliye tarihinde böyle bir şey yok. Yaklaşık 1-1,5 yıllık süreçte 2B sahibi olup da müracaat eden 600 binden fazla vatandaşımıza satış işlemini yaptık. Büyük bir başarıya gittik. Yaklaşık 8,5 milyar lira civarında bir satış yaptık. Şu anda 5,5 milyar lira civarında bir tahsilat yaptık." diye konuştu.

Ağbal, 2B konusunu sadece gelir boyutuyla değil, taşınmazların ekonomiye kazandırılması açısından da önemsediklerini vurgulayarak, "Taşınmazları biz ekonomiye kazandırdık. Üzerinde fiilen şehirler kurulmuş, binalar yapılmış ama bunların tapuları yok. Vatandaş, taşınmaza tasarruf edemiyor, imar planı değişikliği yapılamıyor. İstanbul, Antalya, Muğla bir sürü vilayetimiz var, oralarda bu taşınmazları sattık, vatandaş taşınmazların tapusunu aldı. Belediyelerimiz, şimdi orada imar planı değişiklikleri yapacak, belki yeniden inşa edilmesi gereken alanlarda yeni imar planı çerçevesinde yepyeni binalar yapılacak. Yani toplamda hepimiz kazandık." ifadelerini kullandı.

Ekonomide gelecek 3 yılda, tüketime dayalı bir büyüme modeli olmayacağını belirten Ağbal, büyümeye daha fazla katkının yatırım, üretim ve icraattan geleceğine işaret etti. Ağbal, "2017 yılındaki yüzde 4,4'lik büyüme iç talep, yatırım ve ihracat tarafından desteklenecek." dedi.

- "Türkiye'nin kendi iç büyüme potansiyeli var"

Gelecek yıl global ekonomik gelişmelerin, Türkiye'nin lehine olacağını belirten Ağbal, dünyadaki büyümenin, 2016 yılından daha iyi olacağını söyledi. Ağbal, global finansal krizin yaşandığı 2009'dan sonra, en kötü yılın 2016 olduğunu kaydetti. Ağbal, 2017'de var olan siyasi istikrarın pekişeceğine, orta ve uzun vadede ülkenin siyasi istikrarını garanti altına alacak birtakım anayasal değişikliklerin beraberinde geleceğine işaret etti. Ağbal, şöyle devam etti:

"2017 yılında, genel olarak gelişmekte olan ülkeler için olumsuz beklenti yok. Fed için aralıkta bir faiz artırımı beklentisi var ama bence o satın alınmış bir beklenti. Türkiye olarak, ortaya koyduğumu ekonomi perspektif, hayata geçireceğiz yapısal reformlar ve kamu maliyesi üzerinden ekonomik büyümeye vereceğimiz desteklerle, büyüme oranlarını yakalayacağımıza inanıyoruz. Zaman zaman uluslararası kuruluşların tahminleri veya piyasa analizleri üzerinden Türkiye'nin büyümesine ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. Bunlara da bakıyoruz, değerlendiriyoruz, bunlarda bir sorun yok ama geçmişe bir dönün bakın, Türkiye'nin büyüme gerçekleşmeleri çoğu zaman uluslararası kuruluşların beklediklerinin üzerinde olmuştur. Çünkü Türkiye'nin kendi iç büyüme potansiyeli var. 2017 yılının, 2016'dan daha iyi olacağına inanıyoruz."

- "Turizm gelirlerinde artış olacak"

Rusya ve İsrail ile ilişkilerin farklı bir noktaya taşındığına da değinen Ağbal, "Rusya ile olan ilişkilerin stratejik düzeyde olumluya gitmesi, hatta kriz öncesinden daha ileri bir noktaya taşınacak olması, ekonomik büyümemiz açısından dış ticaret, sermeye ve turizm gelirleri kanalı üzerinde olumlu etki yapacak." ifadesini kullandı.

Ağbal, 2017 yılı turizm geliri beklentisinin yaklaşık 23 milyar dolar civarında olduğuna işaret ederek, "Burada 17 milyar dolardan 23 milyar dolara yukarı gelen ivmede, Rusya bizim için önemli bir faktör. Turizm gelirlerinde, artış olacak ama stratejik yatırım alanlarında, Rusya ile ortaya koyduğumuz iş birliğinden önce, Türkiye'ye gelecek yatırımlar bakımından katacağı değer daha önemli. O da inşallah iyi olacak." değerlendirmesinde bulundu.

- "Başkanlık sistemi yatırımcıları pozitif etkileyecek"

Maliye Bakanı Naci Ağbal, başkanlık sistemine ilişkin de ülkelerde uygulanan siyasi sistemin ekonomik gelişmeleri etkileyen bir faktör olduğuna dikkati çekti. Ağbal, "Bir ülkede siyasi sistem, karar alma yeteneği ne kadar güçlüyse, istikrarlıysa o ülkelerdeki uzun vadeli büyüme oranları da daha yüksek oluyor. Türkiye'de 1990'lı yıllardaki ekonomik sıkıntıların arkasında yatan nedenlerden birisi de güçsüz siyasi iktidarlardı, koalisyon yapılarıydı. Türkiye eğer 2023, 2053 vizyonunu yakalayacaksa, bu kadar iddialıysak, iddianız yoksa sorun yok ama iddialıysanız siyasi sistemde istikrarı ve güçlü iktidarı ortaya çıkaracak bir siyasi sitemi kurmanız lazım." diye konuştu.

Siyasi sistemin orta ve uzun vadede istikrarı işaret etmesinin yatırımcıları pozitif etkileyeceğini belirten Ağbal, "Başkanlık sistemi, parlamenter sisteme göre siyasi istikrarı daha güçlü bir şekilde temin ediyor ve güçlü siyasi iktidarlar çıkarıyor. AK Parti olarak bizim ifade ettiğimiz başkanlık sistemi, uzun yıllardır zaten Türkiye'nin siyasi sistemine ilişkin ortaya koyulan temel perspektiflerle aynı. Başkanlık sisteminin Türkiye'de hayata geçmesi ekonomide ileriye dönük çok güçlü olumlu bir sinyal verecek." ifadelerini kullandı.

Ağbal, Türkiye'de bugün parlamenter demokrasinin artık kendi iç yapısı itibarıyla sürdürülemeyeceğini herkesin kabul ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Çünkü artık halk oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanı var. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yapmış olduğu açıklamaları bu tarihi gerçekleri görme olarak değerlendiriyorum. AK Parti olarak bizlerin, MHP'nin ortaya koyduğu yaklaşımla yakın bir zamanda bu konuyla ilgili anayasa değişikliği önce parlamentoya gelecek. İnşallah daha geniş bir kabul ile biz bunu vatandaşın önüne götüreceğiz. Vatandaşımız siyasi istikrarın ne kadar kıymetli olduğunu biliyor, takdir ediyor. Referanduma gitme halinde de vatandaşımızın çok geniş bir katılımla başkanlık sistemine evet diyeceğini düşünüyorum. Bunun şu anda konuşuluyor olması bile 2017 ve önümüzdeki birkaç yıl için bile müthiş bir olumlu enerji meydana getirdi. Şu anda Türkiye bu konuyla ilgili bir takvim üretti, bu yakın bir takvim. Bu takvimin bu şekilde devam etmesi halinde de bugün yapılan bütün tahminler bu neticenin alınacağı şeklinde. Başkanlık sisteminin halk oyuna götürülmesi konusundaki somut ve net adımlar Türkiye ile ilgili ekonomi noktasındaki algıyı da olumlu noktaya taşıyacak, hayırlı gelişmelere vesile olacak."

Bu konuda referandum olması halinde Yüksek Seçim Kurulunun yapacağı harcamaların finanse edilmesinde bir sıkıntı olmayacağına, Maliye Bakanlığının yedek bütçesinden bunun karşılanacağına işaret eden Ağbal, "Türkiye'de eğer ileriye dönük bir yapısal reform olacaksa ben başkanlık sistemi derim. Çünkü başkanlık sistemi yapısal reform olabilecek birçok şeyin önünü açacak temel dinamik" değerlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

Yorumlar