Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Doç. Dr.
Cengiz Köksal, pek çok problemi tetikleyebilen bacaklarda ani pıhtı
oluşumunun ani ölüm riski yaratabildiğini bildirdi.
Köksal, Dünya Tromboz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, venöz
tromboemboli olarak bilinen toplardamarda pıhtı oluşmasının,
koroner arter hastalığı ve inmeden sonra en sık karşılaşılan üçüncü
kalp ve damar hastalığı olduğunu kaydetti.
Bu hastalığın önemli bir ani ölüm nedeni olduğunu ve Amerika'da
yılda yaklaşık 1 milyon, Avrupa'da ise 700 bin kişiyi etkilediğini
vurgulayan Köksal, Avrupa'da her 100 kişiden ikisinin bu problemle
karşı karşıya kaldığını ve bu sorunun yaşla birlikte katlanarak
arttığını ifade etti.
Cengiz Köksal, araştırmalara göre Avrupa'da trafik kazası, prostat
kanseri, meme kanseri ve AIDS'ten ölenlerin toplamının 2 katından
daha fazlasının, her yıl toplardamar trombozu nedeniyle yaşamını
yitirdiğini belirtti.
Bacaklarda ani pıhtı oluşumunun, pıhtıya bağlı bir sürü problemi
tetikleyebildiğini anlatan Köksal, şu bilgileri verdi:
"Bacaktaki pıhtı fark edilmezse akciğerlere ilerleyebilir ve ani
ölüm riski yaratabilir. Bunu tetikleyen faktörlerden biri uzun süre
ayakta ve hareketsiz kalmak. Bu risk yaşla birlikte artıyor. Diğer
bir risk faktörü ise hamilelik. Ayrıca fazla kilo, sigara
bağımlılığı, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, doğum kontrol hapı
kullanımı, varis ve kanser de venöz tromboemboli riskini artırıyor.
Kanserli hastalarda pıhtı oluşma riski 4 kat daha fazla.
Hareketsizlik damarlarda pıhtı oluşumu riskini artırıyor. Uzun süre
oturarak çalışan insanlarda da bu risk çok fazla. Ayakta hareketsiz
kalan meslek grupları, örneğin öğretmenler, berberler, cerrahlar ve
garsonlar ayrıca bilgisayar ve masa başında uzun süre çalışmak
durumunda kalan beyaz yakalılar, uzun süre hareketsiz seyahat eden
kişiler bu riski taşıyorlar. Ek olarak, sağlık nedeniyle, örneğin
bir ameliyat sonrasında uzun süre hareketsiz yatması gereken
kişilerde de risk artıyor."
Ameliyat veya denizaşırı uçuşlar gibi, 6 saatten uzun süre
hareketsiz kalınan durumlarda bacakların arada bir hareket
ettirilmesi gerektiğini belirten Köksal, uzun süre masada
oturanların da bacaklarını ara sıra ileri geri hareket ettirerek bu
riski azaltabileceğini kaydetti.
Köksal, uzun süre hareketsiz kalındıktan sonra ayakta şişme,
yürürken ağrı, gerginlik ve ısı artışı gibi belirtilerin kesinlikle
venöz tromboemboliyi akla getirmesi, bu belirtilerin görülmesi
halinde mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirtti.
"Yeni nesil ilaçlar tedavide çığır açtı"
Tromboz tedavisinin bundan 10 yıl önce daha zor olduğunu aktaran
Doç. Dr. Cengiz Köksal, şu bilgileri verdi:
"10 yıl önce hastayı hastaneye yatırır, iğne yapar, belirli bir
süre hastanede tutardık. 7-10 günlük bir iğne tedavisinin ardından,
kan sulandırıcı ilaçlarla tedaviye devam etmek üzere taburcu
ederdik. Ancak son yıllarda, özellikle yeni pıhtı önleyici
ilaçlarla, bu hastalığın tedavisi oldukça basitleşti. Artık
hastaların büyük bir kısmını hastaneye yatırmadan, iğne vermeden,
sadece hap ile kendi evlerinde tedavi edebiliyoruz. Tedavi ise
ortalama 3 ila 6 ay sürüyor. Yeni nesil ilaçların besinlerle
etkileşimi ve kanama riski daha düşük ve haftada bir kan tahlili
gerektirmiyor. 3 ayda bir kontrole gitmek yeterli. Bu anlamda yeni
nesil pıhtı önleyici ilaçlar, özellikle hasta kontrolü, etkinlik,
daha düşük kanama ve komplikasyon riski açısından, bu hastalığın
tedavisinde bir çığır açmıştır."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar