Aziz İstanbul kimin eseri, sözleri nelerdir?

Aziz İstanbul eseri kimindir, sözleri nasıldır? Türk Edebiyatı'nın nadide eserleri arasında yer alan Aziz İstanbul hakkında merak edilenler şöyle:

Google Haberlere Abone ol
Aziz İstanbul kimin eseri, sözleri nelerdir?

Aziz İstanbul eseri kimin, sahibi kimdir, eserde yer alan şiirler nelerdir, Aziz İstanbul adında bir şiir var mı? İşte Aziz İstanbul eseri hakkında merak edilen bilgilerden bazıları: 

Aziz İstanbul Yahya Kemal Beyatlı'nın eseridir. Yahya Kemal Beyatlı'nın 1913-1954 seneleri arasında yazdığı İstanbul konulu yazılarından oluşur. 

Aziz İstanbul yazarın kitabının adı olarak bilinse de halk arasında genellikle Aziz İstanbul, şairin, "Bir Başka Tepeden" isimli şiiri olarak bilinir. 

Şair Beyatlı'nın "Bir Başka Tepeden" isimli şiirinde geçen "Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul" dizeleriyle başlayan şiiri genellikle "Aziz İstanbul" şiiiri olarak adlandırılır. 

Yahya Kemal Beyatlı'nın "Bir Başka Tepeden" şiirinin sözleri ise şöyledir: 

BAŞKA BİR TEPEDEN

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Yahya Kemal Beyatlı'nın "Aziz İstanbul" isimli kitabında ise düz yazıları yer alır. İstanbul ile ilgili yazıların genel başlıkları ise şöyledir: 

Türk istanbul

İstanbul Fethinin En Esaslı Eseri

Bir Bir Çalan Saatler

Hisar'dan Şehitliğe

Çamlar Altında Musahabe

Gezinti

Topkapı Sarayı'nda

Ezan ve Kur'an

Ezansız Semtler

Bir Rüyada Gördüğümüz Eyüb

Gezinti Tahassüsleri

Yeni Bir Ufuk

Sayfiyede Payitaht

Kör Kazma

Tahassüsler

Hazin Musahabe

Saatler ve Manzaralar

İstanbul'un İmârı

YAHYA KEMAL BEYATLI BİYOGRAFİSİ

Peki, Yahya Kemal Beyatlı kimdir? İşte Beyatlı biyografisi: 

Yahya Kemal Beyatlı'nın asıl ismi Ahmed Agah. 2 Aralık 1884'te Üsküp'te dünyaya gelen şair, Üsküp Belediye Başkanı Nişli İbrahim Naci Bey ile şair Leskofçalı Galib'in yeğeni Nakiye Hanım'ın oğlu. 

Çocukluk yıllarını Üsküp'teki şiirlerine de yansıyan Rakofça çiftliğinde geçiren Beyatlı, ilköğrenimini özel Mekteb-i Edep'te tamamladı.

Beyatlı, 1892'de Üsküp İdadisi'ne girdi. Bir yandan da İshak Bey Camii Medresesi'nde Arapça ve Farsça dersleri aldı.

Ailesi 1897'de Selanik'e taşınan usta şair, annesinin vefatı ve babasının tekrar evlenmesi sonrasında aile içinde çıkan sorunlar nedeniyle Üsküp'e döndü. Tekrar Selanik'e gönderildi. 1902'de İstanbul'a geldiğinde Vefa lisesine devam etti.

Jön Türk olma hevesiyle 1903'te Paris'e giden Beyatlı, bir yıl kadar Fransa'daki Meaux okuluna devam edip Fransızca bilgisini geliştirdi.

Siyasal bilgiler yüksek okuluna başladığı 1904 yılında Jön Türklerle bağlantı kuran Beyatlı, Ahmet Rıza, Abdullah Cevdet ve Samipaşazade Sezai gibi dönemin ünlü isimleriyle tanıştı.

1912'de İstanbul'a dönüp 1913'te Darüşşafaka'da edebiyat ve tarih öğretmenliği yapan Yahya Kemal Medresetü'l-Vaizin'de uygarlık tarihi dersi verdi.

Selanik yıllarında "Esrar" takma adıyla şiir yazmaya başlayan Beyatlı, İstanbul'da Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin'in şiirleriyle tanıştı, İrtika ve Malumat dergilerinde "Agah Kemal" takma adıyla Servet-i Fünun'u destekleyen şiirler yazdı.

Paris'te Fransız simgecilerinin şiirlerini okuyan şairin Fransız şiiriyle kurduğu yakınlık, Türk şiirine faklı bir açıyla bakmasını sağladı.

Şiirle ilgili görüşleriyle de ilgi gördü

Türk şiiri ve Türkçe söz sanatlarını inceleyen ve "Mısra haysiyetimdir" sözüyle şiirde dizenin bir iç uyumla, musiki cümlesi halinde kusursuzlaştırılması gerektiğini anlatan şair, şiirleriyle olduğu kadar şiirle ilgili görüşleriyle de ilgi gördü.

Şaire göre divan şiiri "yığma" bir şiirdi ve parçacılık ve belirsizlik üzerine kuruluydu, tanzimat şairleri ise bu şiiri birleştirme çabalarında yetersiz kalmıştı.

Kendi ulusunun dilini bulmaya çalışan sanatçı, batıdan edindiği yüksek beğeniyle, batı şiirine öykünmeyen yerli bir şiire yöneldi, biçime ağırlık tanıdı ve esinlenmenin yerine dil işçiliğini getirdi.

Dize çalışmasındaki titizliği "az ve güç yazıyor" izlenimi uyandıran şairin yaşadığı sürede hiç kitap yayınlamaması bu izlenimi pekiştirdi.

Karşıtlarının "esersiz şair" olarak adlandırdığı Beyatlı, çeşitli kesimlerden eleştiriler de aldı.

"Ati", "İleri", "Tevhid-i Efkar", "Hakimiyet-i Milliye" dergilerinde yazılar yazan şair, daha sonra arkadaşlarıyla "Dergah" dergisini kurdu.

Yazılarıyla Milli Mücadeleyi destekleyen Beyatlı, ayrıca 1922'de barış anlaşması için Lozan'a giden kurulda danışman olarak yer aldı.

1923'te Urfa milletvekili olan Beyatlı, Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Varşova ve Madrid'te orta elçisi olarak görevlendirildi, Yozgat, Tekirdağ ve 1943-1946 yılları arasında İstanbul milletvekilliği yaptı.

Halkevleri Sanat Danışmanlığı da yapan Beyatlı, 1949'da Pakistan Büyükelçisiyken emekli oldu.

Yaşamının son yıllarını İstanbul'da Park Otel'de geçiren şair, bağırsak kanaması hastalığının tedavisi için 1957'de Paris'e gitti.

Yahya Kemal, bir yıl sonra 1 Kasım 1958'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde aynı hastalık nedeniyle hayata gözlerini yumdu.

Yahya Kemal'in vefatından sonra çıkarılan eserleri

Yahya Kemal Beyatlı'nın vefatından sonra 1961'de "Kendi Gök Kubbemiz", 1962'de "Eski Şiirin Rüzgarıyla", 1963'de "Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş" ve 1976'da "Bitmemiş Şiirler" isimli şiir kitapları yayımlandı.

Saf şiir anlayışının Türk edebiyatındaki iki önemli kurucu isminden biri olarak gösterilen usta yazar, "Eğil Dağlar: İstiklal Harbi" 1966'da ve 1968'de yayımlanan "Siyasi Hikayeler" isimli kitaplarında, Türk edebiyatında büyük merhale teşkil eden şiirlerinden başka, makale, deneme, hatıra, tarih ve tefekkür yazıları ile edebi ve siyasi portrelerini de ustaca ortaya koydu.

Şair, 1971'de çıkarılan "Edebiyata Dair" isimli eserinde tarihi olayları hikaye tekniğiyle anlatırken, 1964'de basılan "Aziz İstanbul" isimli kitabında ise İstanbul'un semtlerini, tarihini, kültürünü edebi bir üslupla ele aldı.

Eserlerin yayınlanmasında Nihad Sami Banarlı'nın ve İstanbul Fetih Cemiyeti'nin katkısı bulunan Beyatlı, 1975'de çıkartılan "Tarih Musahabeleri", 1973'de "Çocukluğum, Gençliğim, Siyasî ve Edebî Hatıralarım" ile yakın tarihe ışık tuttu.

Usta yazarın siyaset, felsefe ve sosyal hayata kadar her mevzuda kaleme aldığı yazıları ise 1977'de "Mektuplar ve Makaleler" isimli kitabında toplanarak okuyucularına ulaştırıldı.

"Akıncılar", "Süleymaniye'de Bayram Sabahı", "Mohaç Türküsü", "Sessiz Gemi" ve "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" mısrasıyla başlayan "Aziz İstanbul", Beyatlı'nın en çok bilinen, ezberlenen ve bestelenen şiirleri arasında yer alıyor.

Yorumlar