Avusturya'daki Türk çocuklarına eğitim projesi

- Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Karabulutlu: - "Çocuklarımız, Avusturya'da asıl seviyelerinden daha düşük seviyelerdeki okullara devam etme veya eğitim hayatlarını yarıda bırakma riski ile karşı karşıya kalabiliyor" - " Önceden tamamen eğitim kaygısıyla çocuklarını FETÖ'nün eğitim kurumlarına gönderen, ancak örgütün iç yüzü ortaya çıktıktan sonra çocuklarını buralardan alan ailelerin özellikle bizleri tercih etmesi ve yurt dışında böyle bir çalışma başlatmamızdan duydukları memnuniyeti iletmeleri de, projenin bu anlamda önemli bir boşluğu doldurduğunu bizlere göstermiş oldu"

Google Haberlere Abone ol
Avusturya'daki Türk çocuklarına eğitim projesi

VİYANA (AA) - AŞKIN KIYAĞAN - Avusturya'da Türk çocuklarının dil yetersizliği ve diğer nedenlerle genellikle düşük seviyeli okullara yönlendirilmesini önlemeyi amaçlayan proje başlatıldı.

Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ve Bil Derneğinin ortaklaşa yürüttüğü "Çocuklarımız ile el ele" projesiyle Avusturya'da yaşayan Türk çocuklarının eğitim hayatında yaşadıkları sorunlara çözümler aranırken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) ait eğitim kurumlarına çocuklarını göndermek istemeyen ailelere yeni bir kapı açılmış oluyor.

Proje kapsamında, özellikle dil ve kültürel farklılıklardan dolayı zihinsel ve fiziksel engelli öğrencilerin bulunduğu okullara gönderilme riski ile karşı karşıya kalan çocuklara, uzmanlar eşliğinde eğitim programları uygulanarak, kendi seviyelerindeki okullara devam etmelerine yardımcı olunuyor.

Uygulamaya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan projenin danışmanı ve Viyana Büyükelçiliği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşaviri Mahmut Musa Karabulutlu, yurt dışında yaşayan Türk çocuklarının, eğitim hayatının başında, yabancı dil yeterliliği ile ilgili sorunlarla karşılaşabildiklerini ve farklı nedenlerden dolayı adaptasyon zorluğu yaşayabildiklerini belirtti.

Karabulutlu, bu sorunların çocukların eğitim hayatının geri kalanında kalıcı bir iz bırakma olasılığına işaret ederek, "Çocuklarımız, Avusturya'da asıl seviyelerinden daha düşük seviyelerdeki okullara devam etme veya eğitim hayatlarını yarıda bırakma riski ile karşı karşıya kalabiliyor. Bizler de bu tarz risklerle mücadelede çocuklarımızın ve ailelerin yanında olmak, somut olarak onları desteklemek, çocuklarımızın Avusturya eğitim sisteminin olanaklarından daha fazla faydalanmalarını, dolayısıyla yaşadıkları topluma daha fazla katılımlarını sağlamak ve en önemlisi dünyanın neresinde olursa olsun devlet olarak vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu hissettirebilmek için bu projeyi başlattık." diye konuştu.

Yurt dışında yaşayan Türklerin işsizlik sorunu başta olmak üzere yaşadıkları birçok problemin çözümünde eğitimin önemli bir rol oynadığına değinen Karabulutlu, bu nedenle ülkede yaşayan Türk vatandaşların Avusturya’nın sunduğu eğitim olanaklarından daha fazla faydalanması gerektiğine olan inancını dile getirdi.

- "Çocuklarımızın eğitim hayatı ve geleceği başlamadan bitmiş oluyor"

Karabulutlu, Avusturya eğitim sisteminin yapısı ve işleyişinin iyi analiz edilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

"Sistemde ilkokuldan itibaren seçme evresi başlıyor. Yani, çocukların ilkokuldaki başarı ve performansına göre bir sonraki seviyede gideceği okul belirleniyor. Ardından, ortaokulda yine öğrencilere yönelik benzer bir değerlendirme yapıldıktan sonra, çocuğun lise döneminde gideceği okula karar veriliyor. Daha sonra da düz veya meslek liselerine giden çocuklar için üniversite kapıları aralanmış oluyor."

Ancak, ilkokul döneminde başlayan seçme evresi ile çocukların eğitim hayatının tamamen farklı bir yöne evirilebileceğinin altını çizen Karabulutlu, "Dil sorunu veya farklı nedenlerden dolayı bu seçme evresini başarılı bir şekilde geçirememiş çocuklarımız, fiziksel veya zihinsel engeli olan öğrencilerin bulunduğu okullara gönderilme riski ile karşı karşıya kalabiliyorlar. Böyle bir okuldan mezun olan bir öğrencinin; bırakın üniversiteyi, sıradan bir meslek sahibi olabileceği okullara veya meslek kurslarına dahi kayıt yapma olanağı bulunmuyor. Tabii böyle bir durumda da maalesef çocuğun hem eğitim hayatı hem de geleceği bir nevi başlamadan bitmiş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Aileler, çocuklarını FETÖ'nun kurumlarından alıyor

Karabulutlu, henüz daha yolun başında olduklarını, kısa bir zaman zarfında gözle görülür başarı elde ettiklerini belirterek, şu ana kadar 100 civarında başvuru aldıklarını ve yaklaşık 60 öğrencinin programa dahil edildiğini kaydetti.

Programına katılan çocukların ciddi gelişim kaydettiklerini söyleyen Karabulutlu, çocukların sergiledikleri başarıların daha iyi seviyedeki okullara gitmeleri için önemli bir aşama olduğunu aktardı.

Karabulutlu, projenin dikkat çeken bir başka yönüne de değinerek, "Önceden tamamen eğitim kaygısıyla çocuklarını FETÖ'nün eğitim kurumlarına gönderen, ancak örgütün iç yüzü ortaya çıktıktan sonra çocuklarını buralardan alan ailelerin özellikle bizleri tercih etmesi ve yurt dışında böyle bir çalışma başlatmamızdan duydukları memnuniyeti iletmeleri de, projenin bu anlamda da önemli bir boşluğu doldurduğunu bizlere göstermiş oldu." ifadelerini kullandı.

- Çocuklara terapi ve ek ders

Projenin işleyişine yönelik bilgilendirmede bulunan Bil Derneği yöneticisi Klinik Psikolog Beyza Şahin de, çocukların eğitim hayatı içerisinde karşılaştıkları sorunların çözümüne katkı sağlama ve başarılarını etkileyen olumsuz faktörleri ortadan kaldırmayı amaçladıklarını dile getirdi.

Şahin, eğitim programı çerçevesinde öncelikli olarak ailelerle ön görüşmeler yapılarak, sorunların tespit edildiğini, daha sonra öğrencilerin yaşlarına uygun yetenek testleri ile seviyelerini belirlediklerini, gerekli görüldüğü durumlarda bu testlerin Türkçe de yapılabildiğini kaydetti.

Test sonuçlarına göre kişiye özel programlar uyguladıklarına değinen Şahin, "Gerekli görülen durumlarda çocuklarımıza terapi ve ek ders programları uyguluyoruz. Terapilerimizde bireysel görüşmeler yapıyoruz. Seanslarda çocuğun başarısını etkileyen faktörleri analiz etmeye çalışıyoruz. Öğrenme terapisi, konsantrasyon terapileri ve motivasyon konuşmaları ile öğrencimizin başarısını artırıyoruz.” dedi.

Öğretmenler ve psikologların sürekli iletişim halinde olduğunu belirten Şahin, "Öğretmenlerimiz ders esnasında fark ettiği eksiklikleri psikologlarımıza iletiyorlar, psikologlarımız bunu değerlendirip terapilerde bunun üzerinde yoğunlaşıyor. Böylelikle eksiksiz bir ekip çalışması gerçekleştirmiş oluyoruz." ifadesini kullandı.

Şahin, ailelerin talepleri doğrultusunda, okul ve öğretmenler ile de görüşmeler yaptıklarını sözlerine ekledi.

- "Cumhurbaşkanımız sesimizi duysa ve bizlere yardımcı olsa diye dua ettim"

Semra Yurt, kızının matematik ve Almanca derslerinde sorunlar yaşadığı için bu eğitim merkezine başvurduğunu belirterek, "Çocuğuma özel ders aldırdım ancak bir ilerleme olmadı. Kendi kendime keşke Cumhurbaşkanımız bizim sesimizi duysa da, bizlere de yardımcı olsa diye dua etme başladım. Kısa bir süre sonra bu projeden haberdar oldum, çocuğumu buraya kaydettirdim. Az bir zaman zarfında hem matematik hem de Almancada ilerleme kaydetti." diye anlattı.

Türk yetkililere kendilerini bu konuda da yalnız bırakmadıkları için teşekkür eden Sevgi Yurt ise, 9 yaşındaki oğlunun okulda bazı sorunlar yaşadığını, bu sorunlara çare ararken bu proje ile karşılaştığını söyledi.

Yurt, çocuğunun eğitim merkezine severek gittiğini söyleyerek, "Çocuğum kitap okuma ve okula gitme noktasında isteksizdi. Ancak burada uygulanan terapiler sayesinde kitap okumaya başladı ve derslerine daha çok önem veriyor. Bunlar benim için çok güzel gelişmeler." diye konuştu.

Avusturya İstatistik Kurumunun verilerine göre ülkede 14 bin civarında öğrenci zihinsel engelliler okullarına gidiyor ve bunun yaklaşık üçte birini yabancı kökenli öğrenciler oluşturuyor.

Yorumlar