Avrupa'daki çatı kuruluşlardan ortak "15 Temmuz" bildirisi

- DİTİB, IGMG ve ATİB tarafından yayımlanan ortak basın bildirisinde darbe teşebbüsü kınanarak, şehitler rahmetle anıldı - Avrupa'daki camilerde yarın şehitler için dini merasimler düzenleneceği bildirildi

Google Haberlere Abone ol
Avrupa'daki çatı kuruluşlardan ortak "15 Temmuz" bildirisi

KÖLN (AA) - Avrupa'da faaliyet gösteren üç Türk çatı kuruluşu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) geçen yıl gerçekleştirdiği darbe girişimini kınayan ortak basın bildirisi yayımladı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) ve Avrupa Türk-İslam Birliği (ATİB) genel başkanlarının imzasını taşıyan bildiride, geçen yıl Türkiye'de milli iradeye yönelik gerçekleştirilmeye çalışılan menfur darbe girişiminde yüzlerce masum insanın şehit olduğu, binlercesinin yaralandığı hatırlatıldı.

Açıklamada, "Darbe girişimine karşı Avrupa’da benimsenen tutum, burada yaşayan Türk kökenliler açısından kaygı vericiydi. 15 Temmuz’un ardından yaşanan süreç, başta Türk-Alman ilişkilerinin yeniden dostluk zeminine dönmesi gerektiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor." ifadeleri kullanıldı.

Türkiye'den binlerce kilometre uzakta olsalar da dünyanın her yerinde yaşayan Türk kökenlilerin, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak bu darbe girişiminden doğrudan etkilendikleri vurgulanan açıklamada şöyle denildi:

"Darbe girişimini haber alan yüz binlerce insan sabaha kadar Türkiye’deki akrabalarıyla telefonlaştı, sosyal medya üzerinden gelişmeleri an be an takip etti, halka ağır silahlarla ateş açılmasını ve TBMM’nin bombalanmasını yürekleri ağzında izlediler. Bu menfur girişimin henüz ilk anlarından itibaren insanımız sağduyulu ve her türlü aşırılıktan uzak bir şekilde tepkilerini göstermek için konsolosluklara akın ettiler. Bu büyük travmanın Avrupa kamuoyunda yeteri kadar anlaşılmaması ve 15 Temmuz’un ardından yaşanan tartışmalar ise buradaki Türkiye kökenliler için oldukça üzücüydü."

Açıklamada, darbe girişiminin ardından Avrupa kamuoyunda patlak veren tartışmaların, yurtdışında yaşayan Türk toplumunun endişelerine zıt, hatta dışlayıcı yapıda olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

"15 Temmuz’un ardından Alman kamuoyunda da benimsenen bu tutum yalnızca Türkiye-Almanya ilişkilerini etkilemekle kalmadı. Darbe girişiminin başarısız olmasına neredeyse üzülen, Türk halkının yüz yüze kaldığı büyük tehdidi küçümseyen, 249 şehit ve binlerce yaralının toplumda oluşturduğu hassasiyeti görmezden gelen yaklaşımlar, Avrupa’da yaşayan Türkiye kökenlilerin yaşadıkları ülkelerin siyasi aktörlerine duyduğu güveni de olumsuz etkiledi.

Nitekim SPD Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel haftalar sonra da olsa, Almanya’nın 15 Temmuz’da hata yaptığını kabul etmiş, darbenin kınanması, Türk hükümeti ve halkıyla dayanışmanın gösterilmesi konusunda Almanya’nın aslında daha açık bir pozisyon alması gerektiğini söylemiştir. Bu doğru bir açıklamadır. Bununla birlikte Gabriel’in bahsettiği güçlü sinyalin verilmesi için hala geç sayılmaz. Darbe girişiminden sonra Türk-Alman ilişkileri tarihin en kötü seyrine girmiş olsa da iki ülke arasındaki köklü dostluk ilişkisini tekrar canlandırmak için hiçbir zaman geç olmayacaktır. Üstelik federal hükûmetin bu yöndeki adımları Almanya’da yaşayan Türk toplumu tarafından memnuniyetle karşılanacaktır."

- "Popülizmden uzak bir dil hakim olmalı"

Türk toplumunun son yıllarda çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı kaydedilen açıklamada, şöyle devam edildi:

"Türkiye’de iç güvenliği bütünüyle tehdit eden terör saldırıları, ülkenin hali hazırda çökmüş devletlere coğrafi yakınlığı, Suriye krizinden en yakından etkilenen ülke olarak 4 milyon Suriyeli sığınmacıya kapılarını açması gibi çok ciddi krizlere ek olarak devletin tüm katmanlarına sızma gerçekleştiren Paralel Devlet Yapılanması’nın kanlı darbe teşebbüsü, Türk toplumuna aşması gereken zorlu bir engel daha çıkarttı. Alman kamuoyu ve siyaseti bu zor dönemden çıkılması ve bu kritik eşikte ortaya çıkan sorunların aşılması konusunda dost ülke Türkiye’ye destek olma sorumluluğuna sahiptir. Yine Türkiye’den hukuk devleti, insan hakları ve basın özgürlüğü standartları noktasında beklenen hassasiyet de ancak bu dostluk zemininde yapıcı bir şekilde tartışılabilir. Türk ve Alman toplumları iç içe geçmiş iki toplumdur. Kadim bir dostluğa sahip olan bu iki toplum arasındaki köprüler, günlük siyasi menfaatlere kurban edilip atılamayacak kadar köklüdür. Bu sorumluluğun hakkını verebilmek için her iki ülkede de sorumluluk duygusuyla şekillenmiş ve popülizmden uzak bir dilin hakim olması gerekmektedir."

Ortak açıklamada ayrıca darbe girişimine karşı direnen, sokağa çıkmakta bir an tereddüt etmeyenlere ve hayatını kaybeden şehitlere rahmet dilenirken böylesine bir vahşetin bir daha yaşanmaması temennisinde bulunuldu.

Açıklamada, yarın tüm camilerde şehitler için öğle namazına müteakip dini merasimler düzenleneceği belirtildi.

Yorumlar