"Avro Bölgesi’nde riskler sürüyor"
-Uluslararası Finans Entitüsü (IIF), yayımladığı raporda Avro Bölgesi’nde olumlu gelişmelere karşın risklerin devam ettiği uyarısında bulundu -IIF raporundan: -"Fransa'daki seçimler, bize göre en büyük risk kaynağıdır" -"Türkiye ile AB arasındaki mülteci anlaşmasının bozulması, mülteci akının artması ve AB'nin bağlılığına yönelik baskıların yeniden başlaması, aşırı tutucu AB karşıtı siyasi partilere desteğin artması ve insanların serbest dolaşımı konusunda sınırlamalar yapma ihtimalinin artmasıyla sonuçlanabilir" -"ECB, ekim ayında varlık alım programından kademeli çıkış ilan edebilir"
FRANKFURT (AA) - Uluslararası Finans Entitüsü (IIF) yayımladığı bir raporda, Avro Bölgesi’nde olumlu gelişmelerin görüldüğünü ancak özellikle siyasi risklerin devam ettiğini bildirdi.
IIF, Avro Bölgesi’nin görünümüne ilişkin bir rapor yayımladı.
Avro Bölgesi’nin 2016 yılında yüzde 1,7'lik Gayri Safi Yurtiçi
Hasıla (GSYH) artışıyla ABD'yi geride bırakarak sağlam toparlanmayı
sürdürdüğü aktarılan raporda, 2017’de yüzde 1,8 ve 2018'de de yüzde
1,7’lik büyüme beklendiği ifade edildi.
Ancak bölgedeki toparlanmanın dengesiz gerçekleştiğine işaret
edilen raporda, "Bazı ülkelerde büyüme son zamanlarda genişlemesine
karşın, GSYH seviyeleri halen oldukça düşük seviyede. İtalya ve
Portekiz gibi Avro Bölgesi krizinden en çok zarar gören ülkeler,
yüksek kamu borcunun GSYH oranı, özellikle gençler arasındaki
yüksek işsizlik ve takipteki kredilerin endişe verici seviyeleri
nedeniyle kırılgan olmaya devam ediyor. Bu ülkeler dengesizliklerin
azaltılması konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da Avrupa Merkez
Bankası (ECB) varlık alımlarını azaltmaya başladığında, bir kez
daha ön planda olacaklar." denildi.
Raporda, Avro Bölgesi’nde bu yıl siyasi seçimler, Birleşik
Krallık’ın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılması (Brexit) ve yeni ABD
yönetiminin korumacı politikalarından kaynaklanan riskler bulunduğu
ancak potansiyel bir olumlu etkinin ise daha güçlü küresel
büyümeden kaynaklanabileceği aktarıldı.
-"Türkiye-AB arasındaki göç anlaşmasının bozulması olumsuz
etkiler "
Avrupa’da gerçekleşecek seçimlerin risk olarak görüldüğü
aktarılan raporda, "Marine Le Pen'e verilen destek ve onun AB'yi
terk etme arzusu göz önüne alındığında, Fransa'daki seçimler, bize
göre en büyük risk kaynağıdır. Bununla birlikte, merkezci aday
Emmanuel Macron, son zamanlarda hız kazanıyor ve Le Pen'den daha
geniş bir ilgi görüyor." değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, ayrıca Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki mülteci
anlaşmasına da değinildi. 2015 ve 2016 yıllarında göç akınının
Avrupa projesi için önemli bir baskı oluşturduğuna işaret edilen
raporda, “2016'da Türkiye ile yapılan bir göç anlaşması sonrasında
mülteci girişleri azaldı. Ancak Türkiye ile ilişkiler son aylarda
kötüleşti ve Türkiye bu anlaşmayı iptal etme tehdidinde bulundu.
Anlaşmanın bozulması, mülteci akının artması ve AB'nin bağlılığına
yönelik baskıların yeniden başlaması, aşırı tutucu AB karşıtı
siyasi partilere desteğin artması ve insanların serbest dolaşımı
konusunda sınırlamalar yapma ihtimalinin artmasıyla
sonuçlanabilir.” ifadelerine yer verildi.
-"ECB, ekim ayında varlık alım programından kademeli çıkış ilan
edebilir"
2017 ve 2018’de, ECB için önemli zorluklar görüleceği ve petrol
fiyatındaki etki kaybolduğunda manşet enflasyonun 2017 boyunca
gerilemesinin muhtemel olduğu ifade edilen raporda, ancak çekirdek
enflasyonun 2017 yılı boyunca kademeli olarak yüzde 1,1 ve 2018
yılı sonunda da yüzde 1,3 seviyesine kadar yükselmesinin tahmin
edildiği paylaşıldı.
Bu nedenle ECB'nin siyasi risklerden kaynaklanan olumsuz sonuçlar olmaması durumunda kademeli olarak varlık alımlarını azaltmaya başlamasının beklendiği belirtilen raporda, "Şu anki beklentimiz, ECB'nin Almanya'daki seçimlerden sonra Ekim 2017'de varlık alımlarından kademeli çıkışı açıklaması ve alımları 2018'de birinci çeyrekte ayda 40 milyar avroya, ikinci çeyreğinde de ayda 20 milyar avroya indirmesi yönünde." denildi.
Yorumlar