"Atlara bir kere dokununca bir daha kopamazsınız"

- Atlarla 3 yaşında tanışan ve bir daha bu sevgisinden vazgeçmeyen Belaruslu Aleksandra Güdek, bir Türk iş adamı ile evlendikten sonra yerleştiği Samsun'da, Büyükşehir Belediyesi Atlı Spor Tesisleri'nde çocuklara da at sevgisini aşılamaya çalışıyor - Atı "Maestro"yu da Samsun'a getiren Güdek, gününün büyük bölümünü atıyla ilgilenerek geçiriyor - Aleksandra Güdek: "Atlara bir kere dokununca bir daha kopamazsınız. Onların gözüne bir kez baktığınızda, ona bir kez dokunduğunuzda, onunla yol almaya başladığınızda hayatınız değişiyor"

Google Haberlere Abone ol
"Atlara bir kere dokununca bir daha kopamazsınız"

SAMSUN (AA) - MEHMET KUMCAĞIZ - Ülkesi Belarus'ta atlarla küçük yaşlarda ilgilenmeye başlayan 30 yaşındaki Aleksandra Güdek, evlendikten sonra yerleştiği Samsun'da da at sevgisinden vazgeçmedi.

Atlarla 3 yaşında tanışan ve bir daha ayrılmayan Aleksandra Güdek, sonraki yıllarda dresaj (at terbiyesi) eğitimi aldı. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra at sahibi olan Güdek, atlarla ilgilenmekten hiç vazgeçmedi.

Belarus'ta tanıştığı Türk iş adamı ile 5 yıl önce evlenen ve Samsun'a yerleşen Güdek, atı "Maestro"yu da ülkesinde bırakmadı.

Atı "Maestro"ya Samsun Büyükşehir Belediyesi Atlı Spor Tesisleri'nde bakan Güdek, gününün büyük bölümünü burada atıyla ilgilenerek geçiriyor.

Güdek, atıyla zaman geçirmesinin yanı sıra tesislere gelen çocuklara da gönüllü olarak at sevgisini aşılamaya çalışıyor.

- Güdek: "Ata bir anne şefkati ile yaklaşıyorum"

Aleksandra Güdek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, atlarla arasında çocukluktan başlayan bir dostluk bulunduğunu söyledi.

Bütün yaşantısını atlar üzerine kurduğunu dile getiren Güdek, atını da Belarus'tan Samsun'a getirdiğini, çocuklara at sevgisi aşılamaya çalıştığını vurguladı.

Gününü atlarla geçirdiğini dile getiren Güdek, "Atlara bir kere dokununca bir daha kopamıyorsunuz. Onların gözüne bir kez baktığınızda, ona bir kez dokunduğunuzda, onunla yol almaya başladığınızda hayatınız değişiyor. Atlar huzur, öz güven, sabır anlamına geliyor. Bir yaşam tarzı oluyor." ifadelerini kullandı.

Atının beslenmesinden tımarına, binilecek hale getirilmesine kadar her türlü işi tek başına yaptığını anlatan Güdek, "Ata bir anne şefkati ile yaklaşıyorum. Onlar yavrum gibi geliyor. Onların da bana yaklaşımı son derece yumuşak. Kadınların atçılıkla uğraşmasını çok istiyorum. Bununla ilgili de gayret gösteriyorum. At insanı rahatlatıyor, insandaki bütün stresi alıyor." dedi.

Güdek, at binmenin tüm vücudu çalıştıran bir spor olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çocuklarda kas ve kemik yapısını şekillendiren bir spor. Çünkü hareketli bir canlının üzerinde oturma, üzengiye basarak yapılan ritmik hareketlerle bacak, kalça, sırt kaslarına kadar pek çok kas çalışıyor. Çocuklar daha hızlı denge öğreniyor. En önemli unsurlardan biri de doğru oturuş. At üstünde dik durmak, duruş bozukluklarını da düzelten bir durum. Bu nedenle çevremdeki bütün çocukların atlarla tanışmasını, ilgilenmesini istiyorum."

Yorumlar